Direk konuya giriyorum. Sabah erkenden kalktım. Erken derken ciddiyim normalde sabah 11'de beni yataktan kazımaya gelirler, ama bugün ben büyük bi başarı göstererek 5'te kalktım ve mutfağa girdim. Mükemmel planım ise şu; USee'nin en sevdiği yemekleri yapıp odasına götürmek ve o uyanana kadar beklemek. Ne yapsam diye düşünüyordum ki aklıma USee'nin bütün tatlıları sevdiği geldi. Ben de dolapta bulduğum 12 çeşit sosu alıp krep yapmaya başladım. Işim bittiğinde saat 7 olmuştu. Iki saat boyunca bişeyler pişirdiğime inanamıyorum! Çünkü bu evdeki herkes bilir ki ben mutfağa girebilecek en son kişiyim. Aynı şeyi günlük için de söylemiştim değil mi? Of. Çabuk fikir değiştiriyorum! Her neyse, yaptığım bütün krepleri bi tepsiye tıkıştırıp ses çıkarmadan yukarı çıktım. Odanın kapısı açıktı. Yatağa doğru ilerledim. Ama yatak boştu?! Kapının kapandığını belirten sesi duyunca otomatik olarak arkama döndüm. USee belinde havluyla dikiliyordu. Baka! Bu saatte duş mu alınır? "Noldu SeeU? Yine ne zaman gideceğimi sormaya mı geldin?" diye sordu USee. Sesi kırgındı. "Hayır! Şey... Ben ö-özür dilemeye gelmiştim. Ama madem bana kızgınsın o zaman bu krepleri aşağıdakilere-" Sözümü elimden krepleri alarak kesen USee bir yandan tepsiyi dengelemeye çalışırken bir yandan da tıkınıyordu. Elindeki çilek soslu krebi yüzüme sallayarak "Sen çilek seversin, al ye." dedi. Krebi elinden alırken "Özür kabul yani?" diye sordum. "Tabiki kabul, sen mutfağa ölsen girmezsin! Ayrıca krep mükemmel olmuş." dedi ve gülmeye başladı. Ona katıldım. Biz öyle gülerken Kiyoteru odaya daldı ve "Sesinizi kısın!" diye bağırdıktan sonra dışarı çıktı. USee biraz daha sırıttı, ama üzerindeki havluya gözü takılınca bana "Insan bi söyler!" şeklinde atarlanarak beni dışarı attı. Kapının arkasından da hazırlanıp beklememi, onun da bana bi süprizi olduğunu söyledi. Odama gidip mavi-turuncu sporcu kıyafetlerimi giydim. Bi dakka, ben spor yapmam ki? Aa hatırladım, en son CUL'la deliler gibi alışveriş yaparken ne aldığıma bile bakmamıştım. Neyse iyi ki almışım. O sırada USee odasından çıktı ve kolundan tutup beni dışarı sürükledi. Önce ön bahçede duran şeye, sonra da "Ciddi misin?" dercesine USee'ye baktım. Kafasını hevesli hevesli sallayıp "Küçük kardeşimle bisiklete bineriz diye düşündüm! Nasıl ama!" diyerek saçlarımı karıştırdı. Hadi ama USee. Bunu bana yapamazsın. Normalde beni asla bisiklete bindiremezsiniz ama işte dediğim gibi, NORMALDE. USee öne oturdu ve arkadaki küçük pufu işaret ederek göz kırptı. Ben de gülümseyerek arkaya oturdum ve bütün gün bisikletle gezdik. Eve gelince USee uyuyakaldı, ben de yorgunluktan salondaki koltuğa yığıldım. Bacaklarım beni öldürüyor ama yine de mutluyum. Ayrıca USee'nin başka bi hediyesi daha varmış. Sonra görüşürüz!

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SeeU Günlükleri
Fiksyen PeminatSeeU'yu ve VOCALOID'i çok sevdiğim için yazdım ●▼● Her türlü saçmalık içerir. İyi okumalar ^^