Düşünceli bir şekilde eve dönmüştüm çantamı ve montumu askısına asarak odama yöneldim. Antre bana ilk defa bu kadar uzun gelmişti. Odamın kapısını açtım ve sandalyeme oturdum. Verdiği kağıdı elime aldım ve incelemeye başladım. Bu kağıdı bana neden verdi acaba, belki de aramam gerek. Elime telefonumu alarak bir kağıda bir de telefonuma baktım. Ama cesaretimi toplayamadım. Telefonumu elimden bıraktığım anda çalmaya başladı. Arayan Ashley' di iyi bir arkadaşım, yani en iyi. Açtım.
- Selam ne oldu Ashley ?
- Selam, sıkıldım hadi gezelim.
- Tamam Starbucks' ta buluşalım, 30 dakika sonra.
Telefonu kapattıktan hemen sonra üstümü değiştirdim, elime bir elma alarak dışarı çıktım. Neredeyse aynı anda gelmiştik. İçeride güzel bir yer seçtik ve oturduk.
Olanları Ashley'e anlattım.
- Kesinlikle senden hoşlanmış.
Dedi, ama ben pek umutlanmadım bu konuda nedense hoşlanmadığına dair bir his vardı içimde. Yani ben olsam biraz tanırdım önce. Aklıma dank etti o an, o da benimle tanışmak istiyordu ! Heyecanlı bir şekilde Ashley' i öperek hızlı bir şekilde yerimden kalktım, hesabımızı ödeyip dışarı çıktım ve hızlıca eve geldim. Telefonumu yine elime alıp, anlık bircesaret ile rakamları tuşladım. Açtı ve içinde soru anlamı barındıran bir "Alo ?" dedi.
- Şey, unutmuşum ben Rachel.
- Aaa, evet hatırladım..
- Ben de telefon numaranı verince aradım.
- İyi ki aramışsın ben de aramanı istiyordum. Bu akşam bir eğlence parkının açılışı var, birlikte gidelim mi ?
Bir dakika bu bir çıkma teklifi mi ? Çok heyecanlandım. Ve biraz da şaşırdım ama kabul etmemek istemiyordum çünkü ondan hoşlanmıştım.
- Olabilir, kaçta gideceğiz ?
- Sen bana evinin adresini mesaj olarak at, ben seni 20.00' da alacağım.
Dedi ve kapattı. Bende heyecanla adresimi attım. Sonra da heyecanlı gece için şimdiden hazırlanmaya başladım. Kendimi en hazır hissetiğim an aşağıdan korna sesleri geldi, pencereden baktım. Daniel arabasının önünde beni bekliyordu. Hızlı bir şekilde aşağıya indim ve yanına geldim. Çok yakışılı olmuş, siyah kot pantolonunu giymiş ve üstüne de siyah bir kazak giymiş. Saçlarına yorum bile yapamayacağım, çok güzeller.
- Selam, haydi gidelim.
Dedi karizmtik bir ses tonu ile, ve yolcu tarafındaki kapıya yönelip benim için kapıyı açtı.
- Teşekkür ederim.
Yolda giderken yan tarafıma bakmaya utanıyordum ama o hiç utanmıyordu. Bakmak istediği zaman bana bakıyordu. Ben de utangaç bir şekilde ona dönüyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkı Ararken...
ChickLit18 yaşında, kendi içindeki boşlukta kayıp ve çaresiz. Sadece kendine bir hayat arkadaşı arıyor, veya hayatındaki karanlığı aydınlığa çevirecek birisini. New York sokaklarında kendimle beraber yürüyordum. Hayatıma bir el uzanacak mı diye düşünüyordum...