5*

42 10 15
                                    

Bugün beni çok mutlu ettiğim için bunu sana ithaf ediyorum :)) hwslsh

Londra'da bugün anlamlandıramadığım bir yoğunluk vardı. Yani gerçekten nedense bugün herkes arabasıyla dışarı çıkma kararı almış ve benim sanki sınavıma yetişmemi engellenmeye çalışıyormuş gibi her yer sıkışıktı.

Öyle ki metro ile gitmek istesem bile metro dolu oluyordu ve bir sonrakini beklemem gerekiyordu. Artık üçüncü turda da binemeyince koşarak gitmeye karar verdim.

Normalde fakülteye hiç yürüyerek gitmediğimden yolda biraz kaybolmuştum. Biraz sokaktan iki üç kez geçtiğimi fark edince son 20 dakikadır telaştan daire çizdiğimi fark edince durdum. Derin derin nefes alırken nerede olduğumu anlamaya çalışıyordum. Karşıdaki sokak tanıdık gelince okula yaklaştığıma emin oldum ve sağa saptım.
Sokaklarda koşturmaya devam ettiğimde dikkatimi çeken bazı şeyler görmüştüm.

Mesela gemi ve gül grafitileri...

Çok hoşuma gitmişlerdi ama vaktim yoktu o yüzden çok bakamamıştım. Sınavdan sonra bu yoldan geri eve dönerek kendime onları incelemek için zaman tanıyacağıma söz verip hızla ilerlemeye devam etmiştim. Bu caddeyi biliyordum okul caddenin sonuna doğruydu.

Sonunda amfiye girebildiğimde sınava ucu ucuna yetiştiğimi anlayıp hemen boş bir yere yerleştim.

***

Sınav beklediğim gibi geçmişti diyebilirim. Yani iyi bir not alacağım kesindi ama çok iyi bir not olup olmadığı tartışılırdı. Bana yeterdi ama.

Fakülteden çıkarken hangi taraftan geldiğimi düşünüyordum çünkü o kadar hızlı gelmiştim ki, her yeri inceleme fırsatı bulamamıştım.

Yavaş yavaş yürürken herhalde biraz dalgın olduğumdan küçük bir bedene çarptım ve gördüklerimle şok oldum.

BU O MAVİLERDİ!

Ama biraz daha dikkatli baktığımda o mavilerde bir farklılık vardı.

Kaşlarımı çatıp daha çok incelemeye başladım.

Gözlerimi yüzünde gezdirdiğimde bunun bir kız olduğunu gördüm. Kafam karışırken çok uzun süredir dik dik baktığımı fark ettiğim kızdan özür dileyip bi şey olup olmadığını sordum.

Dalgın olduğumu fark eden kız bana sevecence sırıtıp "Bir şey olmadı merak etme. Ne kadar büyük olsan da yavaş çarptın."

Ben dediği şeye gülerken "Bence ben normalim, sen küçüksün." dediğimde kaşları kaldırıp sırıtmıştı.

Aralarındaki benzeliğe şok olurken bir şey belli etmemek için çok zorlanıyordum. Yani rüyamdaki adam ve bu kız. Aşırı benziyorlardı.

Kız elini uzatıp "Ben Lottie. Tanıştığıma memnun oldum, sen?" diye sorunca elinin sıkıp kendimi tanıttım.

Biraz flörtöz bir tavrı vardı ama aynı zamanda çok sevimliydi. Ağır bir aksana sahipti ama hangi yere ait olduğunu anlayamamıştım. Birbirimize görüşürüz dedikten sonra istediğim yoldan döndüğümü fark edip etrafı incelemeye başladım.

Telefonumdaki haritadan nerede olduğuma bakarken bir şey fark etmiştim. Burası benim rüyamdaki işaretli yerlerden bir tanesiydi.

Etrafı daha dikkatli incelemeye başladığımda gördüğüm grafitilerle bir daha karşılaştım. Ama sanki bu sefer daha bir güzel ve detaylıydılar.

Bir kere duvardaki gemi o kadar güzeldi ki. Hayran kalmamak imkansızdı. Rüyamdaki gemi maketini andırsa da bu düşüncenin çok üstüne girmemiştim çünkü artık her şeyi rüyama benzetmekten yorulmuştum.

It's a Dream, isn't it? •stylinsonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin