real'nost' || kim minji/seokjin

'5'

🎶Dark & Cloudy - Joohoney🎶
🎶24H -Seventeen🎶
🎶Yestoday - NCT U🎶
🎶Inside-Outside Intro - Dreamcatcher🎶

-9 Şubat 2020

Sicheng'i geç saatlerde uğurladıktan sonra hızla hazırlanmaya başladı Minji. Saat gecenin dördüydü. Kendini aynada son bir kez kontrol ettikten sonra kapıya yöneldi.

"Geç kalma."

Genç kadın irkilerek arkasını döndü ve sırtını kapıya yasladı. Sigarasını yakarak tek kişilik koltuğa oturan sevgilisi konuşmasına devam etti.

"Gerçi benimki de laf. Çıktığın saatte hayır yok ki. Dikkat et kendine."

Üstünü düzeltti Minji. "Hızlı olmalıyım sen de biliyorsun."

"Biliyorum. Selam söyle bizimkilere." diyip sigara dumanını üfledi.

~~~

Minji sabahın soğuğunda üstündeki hafif hırkanın uçlarını sıkıca kavradı binanın giriş kapısı önünde. Kendinde o gücü aradı. Yapabilirdi. Yapıcaktı da. Planlarını son bir kez kafasında tekrar ettikten sonra zili çaldı.

Uzun bir bekleyiş ardından binanın kapısı açıldı. Merdivenleri çıkarak üçüncü kata geldiğinde kapının kenarına kafasını yaslamış şekilde gözlerini daha açamamış Jooheon'ı gördü.

Endişeyle karşısındaki kadına baktı."Bir şey mi oldu?"

Minji omuzlarını silkerek yavaşça koca oğlanın yanından içeri girdi. Ezbere bildiği bu bekar evinin dağınık salonuna doğru ilerledi. Oğlanın da arkasından mızıldanarak geldiğini duyuyordu.

"Senin ekürin nerde?" Genç kadın koltuğa oturdu.

Bu, uykulu Jooheon'ı gülümsetmişti. "Böyle dediğini duysa kızardı. Uyuyor."

Minji de gülerek oturdu koltuğa. Karşısında gözlerini açmaya çalışan oğlana baktı. "Ben o senden kolay uyanır sanmıştım.

Adamın tebessümüyle gamzeleri belirmişti. "Proje çiziyordum yeni yatmıştım."

"İyimiş, neyse. Eee çağırmayacak mısın?" dedi sabırsızca.

"Saat dört buçuk Minji. Diyeceğini de ben söylerim ona."

"Konu Jin, Jooheon. Lütfen çağır onu." Minji kararlı bakışlarını oğlana dikti.

Jooheon yeniden mızıldanmaya başlayarak, az evvel oturduğu yerden kalkıp içeri gitti. Neredeyse yarım saat boyunca geri gelmedi. Minji tam onun da uyuya kaldığını düşüneceği sırada küfürler savurarak salona girdi Changkyun. Bu Minji'nin neşesini yerine getirdi.

"Hızlı konuş."

Genç kadın gözlerini kısarak alay etti onunla. O da memnun değildi onunla aynı ortamda olmaktan.

İkili kendilerini Minji'nin karşısındaki koltuğa bırakmışlardı. Daha uzun süredir uyanık olmasına rağmen mayışık bir halde kafasını Changkyun'un omzuna yaslamıştı gamzeli. Oğlan ise buna karşı yüzünü buruşturarak omzu ile adamı iteklemişti doğrulması için.

Genç kadın ise o sırada konuşmaya başlayabilmek için cesaret toplamaya çalışıyordu. Kucağındaki çantasını sıkıca kavradı ve aniden cümlesine başladı.