Fucking Love You

Pis Bacaksız

Sıkkın bir şekilde oturmuş Matty'yi üçüncü sınıf bebelerine müzik dersi verirken izliyorum. Sonra sıranın üzerinden telefonumu aldım ve babamdan 3 ,annemden 4 Cevapsız arama gördüm. Hemen babama mesaj yazmaya başladım.  Olanları anlattım . Zaten ceza aldığımı biliyor olsa gerek.ama neyse ki beni anlıyor ve okulda yaratmam gereken ünümü biliyor. O sırada geri mesaj yazarken telefonumun aniden ellerimden gittiğini fark ettim. Kafamı kaldırdığımda Matty elinde telefonumla bana bakarak gülümsedigini fark ettim. Buna karşın tüm 3. Sınıf bebeleri de gülmeye başladı .  Salak çocuklar . Her neyse açıklaması için kaşlarim kaldırıp ona baktım.  Matty:

- cezada telefonla ugrasmak yasak,dedi.  Ben :

- ama zil çalmadan önce ben telefonumla ilgilenirken öyle bir şey dememistin, dedim. O :

- Ama (parmağıyla arkamda oturan çocuğu göstererek ) küçük dostum Mikey senin telefonundan rahatsız olmuş ve ceza daki kişinin dersi bok düğün hareketi neyse bunu kesmeliyiz, dedi. Sonra telefonumu arka cebine koydu. Ona ters ters baktım . O ise suratınadaki gıcık gulumsemeyle çocuklara gitar çalmayı ogretiyordu.

Biraz sonra tekrar zil çaldı ve çocuklar teneffüse çıktılar. Maalesef onların yerinde olmayı çok istemiştim.  Sonra Matty bana fark ettirmek istemese de beni izlediğini anladigim bir anda Mikey yanıma geldi. Yere sabitledigim gözlerimi ona çevirdim. Bana elindeki bir kitabı uzattı . İnce bir çocuk kitabıydi.  Bana:

- Derste telefonunun gitmesine sebep olduğum için çok uzgunum.  Bu en sevdiğim kitabım.  Sana Özür olarak hediye etmek istiyorum, dedi. O anda içimde ilginç bir duygu patlaması oldu. Ne de olsa bir çocuk . Büyükler kadar kötü düşünemez diye düşündüm.  Zaten çok pişman duruyordu.  Matty 'nin bizi izlediğini hissedebiliyordum . Sonra teşekkür ederek kitabı açmaya yöneldim. Çocuk hala yanımda duruyordu. Kitabı açar açmaz suratıma mavi bir boya sıçradı. Pis bacaksiz meğer bu bir tuzakmis.  Matty ve Mikey ' nin arti teneffüste dışarı çıkmayan öğrencilerin gülme seslerini karışık bir şekilde duyabiliyordum. Sonra yanimdaki men dille suratimin bir bölümündeki boyayi sildim. Ardından sessiz ve sakince çantami açtım ve içinden kırmızı Yves Saint Laurent rujumu çıkardım. Ardından tek koluma sıkıca çocuğu tuttum ve kaçmasina fırsat vermeden yüzünü kırmızıya boyadım. Sonra kahkaha atarak "

- Hahah merak etme dostum bu Saint Laurent . Yani senin kadar gaddar davranıp ucuz bir şey sürmedim yüzüne,dedim. Sonra Matty'yi sesini duydum :

- Ola cezani kesiyorum evine git ,dedi. Sesi kızgın çıkmıştı. Ben de ona cevap vermek için ağzımı açıp ona doğru döndüm . Ama beni dinlemeden gitar çalmaya başladı. Ben de esyalarimi toplayıp sınıftan çıktım.

.....

O gece kafamı yatağıma koyduğumda  aklıma tek bir kelime geldi , OLAMAZ! Çünkü telefonum Matty' nin pantolonunun arka cebinde bekliyordu.