31.Bölüm

1.7K 103 19
                                    

Medya:Rüzgar

Kerem'den;

Rüzgârı dövdükten sonra iyice keyiflenmiştim. Biliyorum dövmek gibi eylemler hoş olmasada beni alakadar etmiyor pek.

Sonuçta bir tanecik kız kardeşim var ve onu korumak görevim. Zaten tam sevinmiştim cenk itinden kurtuldum diye birde başıma rüzgar iti çıktı.

Bu düşüncelerle derin bir of çekerken berkin sorusuyla ona döndüm.

Berk: Abi bir şey mi oldu?

Kerem: Yok bir şey olduğu yok sadece düşünüyordum.

Berk anladım dercesine kafa sallarken yerde burnunu silen rüzgâra baktım işte bu keyfimi yine yerine getirmişti.

Rüzgarı döverken karşılık vermemesi hoşuma gitsede doğal olarak bunu belli etmedim tabiki.

Yiğit: Abi hadi gidelim işimiz bittiyse.

Kerem:Evet burdaki işimiz bitti hadi eve gidelim.

Berk ve yiğit beni onaylayıp arabaya doğru ilerlemeye başladılar. Ben ise yerde yatan rüzgâra yaklaştım.

Kerem: Bana öyle geliyor ki bu son olmayacak.

Rüzgâr: Aynen öyle ama bir dahakine bu kadar kolay olmaz.

Rüzgarın bu sözleri beni öfkelendirmek yerine keyiflendirirken ona son bir tekme atıp arabaya doğru ilerlemeye başladım.

Arkamdan gelen küfür sesleri ise yüzümdeki gülümsemeyi dahada artırdı.

Arabaya bindiğimde hemen yola koyuldum. Bir an önce eve gitmek istiyordum. Güneşe her ne kadar sözlerimi dinlemediği için kızsamda onu görmek bile bütün sinirimi yok ediyordu.

Düşüncelerimden kurtulup yola odaklandım. Eve vardığımda arabadan indik ve eve doğru adımlamaya başladık.

İlk dikatimi çeken korumaların hiç bir yerde olmaması olurken içimdeki huzursuzlukla adımlarımı hızlandırdım. Bahçeye girdiğimde gördüğüm görüntü hiç hoş değildi.

Yerde kan izleri vardı ve batu güneşe sarılmış vaziyetteydi. Güneşin ağladığınıda duya biliyordum.

Güneşe bir şey olma düşüncesi bile beni delirtirken onlara doğru koşmaya başladım. Yanlarına vardığımda hemen güneşi kendime çektim.

Kerem:Güneş neyin var güzelim sana bir şey mi oldu?

Güneş sorumu yanıtsız bırakıp bana daha sıkı sarıldığında iyice kontrol ettim onu ama bir şeyi yoktu. Derin bir nefes aldım. Ozaman yerdeki kan kimindi?

Berk: Batu ne oldu burda bu kan nerden geldi?

Batu: İsmet abi

Berk:Ne olmuş ismete söylesene batu.

Batu:Burda yerde kanlar içinde yatıyordu. Yaralıydı. Mertte onu hastaneye götürdü. Güneş kapıyı açmıştı onu öyle görünce ağlamaya başladı. Birde elinde bu kağıt vardı.

Batunun elinden kağıdı alıp okumaya başladım.

" Sanırım beni pek ciddiye almadınız ama artık ciddiyetin farkına vardığınıza göre daha dikatli olursunuz değil mi? Yoksa yarım bıraktığım işi tamamlarım yazık olur..."

Kâğıdı okumamla kağıdı buruşturup attım. Sinirlerimi bastırmaya çalışırken. Berk ve Yiğit e işaret verdim.

Kerem: Berk, Yiğit hemen hastane ye gidin ismetin durumu öğrenin banada haber edin ve buraya koruma gönderin.

Bana sarılmış vaziyette olan güneşi kucağıma alıp eve girdim. Kapıda öylece dokunsalar ağlayacakmış gibi olan batuya baktım.

Kerem: Batu gelsene içeriye orda ne bekliyorsun.

Batu:Şey ben.

Kerem:Gel içeri.

Batunun da eve gelmesiyle salona yöneldim. Koltuklardan birine oturduğumda batuda yanıma oturdu.

Güneş iç çekip kafasını kaldırdığında onun bu savunmasızlığı onu alıp içimde saklama isteği uyandırıyordu.

Batu ve güneş birbirine baktıktan sonra aynı anda bana sarıldılar. Bu durum her nekadar batunun bana sarılmasıyla tuhaflaşsada aynı zamanda da üzücüydü.

O yüzden Cemali bulup hesap sormak benim için şart olmuştu.
  

Abilerim Mi?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin