Bir adam tanıdım kaşları birbirine dikey,saçları alabildiğine sık alabildiğine siyahımsı, fırça gibi adeta sert.Elleri nasırlı idi sanki inşaatçı sanki sabah akşam kürek sallıyor. Yüzünde anlayamadığım acı bir ifade yılların eseri gibi.cekilmisligin acıların emaresi yılların yansıması.bakışları donuktu tüm kaderine tüm ezilmişliği kabul etmişcesine. Bir adam tanıdım sıcaklığını bile tanımadan ilk otobüsle gitti.Bir elveda demeden ardında tatlı bir hatıra bırakmadan öylesine gitti.sırtında tam rengini çıkaramamakla beraber kahverengi eskice montunuda alarak düştü yola.son sefermiydi gittiği aracın, bir daha fırsatı olmayacakmıydı gitmeye neydi bu acele.halbuki daha yeni yeni tanışmaya başlamıştık.saçlarını,teninin sıcak veya soğukluğunu sesinin hangi tonda olduğunu anlamadan gitti.ve bu giden adam tamda sekizimde yani sekiz yaşımda gitti.ve gittiğinde kendisine bir elveda diyem bile olmadı.ve bu adam bu adam benim tanımaya bile fırsatım olmayan babamdı.azraile teslim olupta otobüsün son seferini kaçırmayan babam. ALI ŞAHAN
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YALNIZLIK
PoetryBen hayatta ne acı keder cektiysem hepsi bana tapulu.kimsenin bir hatası bir kabahati yok seçimler bana ait.o yüzden yok kimseye sitemim yok zerzenisim.insan kendi seçimleri yüzünden çekiyorsa katlanır başkası sebep olmuşsa kinlenir.kin nefrete hiç...