#flashback#
Elimdeki dosyayı sinirle yere fırlattım. Abim odaya girmiş, aval aval bakıyordu bana.
"Ne oldu oğlum?"
"Abi... Ben bir hata yaptım." dedim yutkunurken.
"Ne yaptın?"
"Sözel seçtim."
Kaşlarını çattı. "Doktor olmak istemiyor muydun sen?"
"Evet... Eskiden istiyordum fakat şimdi edebiyat okumak istiyorum."
"İyi de kardeşim, babama nasıl söyleyeceksin bunu?"
"O yüzden sinirliyim zaten. Keşke böyle lanet bir babamız olmasaydı da sözel seçmiş olduğumu gururla söyleyebilseydim."
Abim saçlarını karıştırdı ve yerden dosyayı aldı. İncelerken, kapının çalma sesiyle irkildi.
"Siktir, geldi."
Heyecanla ayağa kalktı ve kapıya ilerleyip açtı. Babam sinirle içeri girmiş, odama doğru geliyordu.
"Ne yaptın sen?"
"Hiç - hiçbir şey."
"Bana gelen bu mesaj ne o zaman?"
Telefonu gözüme sokarcasına tuttu ve sinirle solumaya başladı.
"FURKAN YALÇIN-SÖZEL" yazısını gördüğümde lanet okuluma küfür ettim. Oysaki ben birkaç hafta babamla aramı iyi tutup sonra alıştıra alıştıra söylemeyi planlıyordum. Okul her şeyin içine sıçmıştı şimdi.
"Sayısal yazdığını söyle."
"Baba-"
"Baba deme bana! Sayısal yazdım de!"
Utana sıkıla cevap verdim. Eninde sonunda olacaktı, babamın gözünde başarısız duruma düşecektim işte.
"Sözel yazdım." Şokla bana bakıyordu. Bu kadar şaşırmasının sebebi, küçükken onu tıp okuyacağıma inandırmamdı. Babam da abimin fiyaskosundan (okumamasından) sonra bana çok inanmıştı ve ben bir anda sözel seçmiştim. Zamanla tıp okumak istemediğimi ve edebiyata ayrı bir ilgi ve yeteneğim olduğunu fark etmiştim.
Ama bunu babam anlamazdı.
"Ne dediğinin farkında mısın sen?"
"Evet."
"Tıp okuyacaktın hani?"
"Vazgeçtim. Edebiyat okumak istiyorum."
"Edebiyat okuyacakmış dünkü bok! Yarın gidip değiştir onu, yanlış yazmışım de."
"Baba, fene de, matematiğe de yeteneğim yok benim. Ama edebiyatta sınıf birincisiyim... Lütfen."
"Beni deli etme Furkan. Ne bok yiyeceksin edebiyat okuyup?"
"Öğretmen olurum, yazar olurum, şair olurum..."
"Ya gidersin değiştirirsin, ya da seni eve almam."
"Baba, anla beni lütfen."
"Siktir git Furkan."
Sinirle ofladım ve sadece ince bir hırka alıp evden çıktım. Merdivenlerden hızla inerken nereye gideceğimi düşünüyordum. Sokakta durabilirdim fakat yağmur yağıyordu ve çok soğuktu. Ne kadar yağmuru sevsem de soğuk ile aram yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bad at love (emfur)
Non-Fiction"anlatacak o kadar şeyimiz olmasına rağmen konuşmamanın acısıyla kıvranıyorduk." 🍃🍃🍃 eşcinsel içerikli hikayedir. rahatsız oluyorsanız sorunu kendinizde arayın.