"Bu hafta sonu gelebilir misin?"
"Gelemem abicim, çok yoğunum."
"Gelecek hafta?"
"Bakarız. Ben yokken Emir abinden yardım isteyebilirsin."
"Peki abi. Görüşürüz."
"Görüşürüz."
Telefonu kapattım ve kampüsün bahçesine doğru ilerledim. Abimin gelmiyor oluşu beni çok sinirlendirmişti nedense. Onu zorlayamazdım ama gelmesini de istiyordum.
Bencildim.
Dersliğe girdim ve arkalarda bir sıraya oturdum. Kendimi fazla üzgün hissediyordum, nedenini bilmiyordum. Sadece kötü hissediyordum. Kulaklıklarımı kulağıma taktım ve başımı kollarımın arasındaki boşluğa yerleştirdim.
Şiir bile okumak istemiyordum.
"Günaydın." dedi başımın üzerinden bir ses. Yanıma oturmuş mavi gözlerin sahibini görünce gözlerimi çevirdim.
"Konuşalım mı biraz?"
"İstemiyorum."
"Neden?"
"Nedeni yok, Sefa. Git başımdan."
"Biliyorum bana kızgınsın ama kendimi açıklamama izin ver, lütfen." Çok ılımlı konuşuyordu fakat bu beni nedensizce sinirlendirmişti. Cevap vermedim.
"Daha önce senin gibi biriyle tanışmadım, eşcinsel yani. O yüzden bir anlık şaşırdım ama gerçekten öyle bir tepki vermek istememiştim. Çok özür dilerim, yanındayım."
"Olma, git."
"Cidden özür dilerim -"
"SEFA SİKTİR GİT DEDİM!"
Amfiye yeni girmiş öğretmen ve öğrenciler bana şok içinde bakıyor, bir anda ayaklanıp bağırdığım için aralarında fısıldaşıyorlardı. Sefa bir iki adım geriye sendelemişti fakat gözüm ona ne yaptığımı görmüyordu. Omuzlarından tutup onu ittirdim ve yere düşmesini sağladım. Tam ona saldırmak üzereydim ki biri beni omuzlarımdan tuttu.
"Sakin ol." Tanımıyordum.
"Dokunma lan bana!"
Kolları arasında debeleniyordum. Sefa'yı parçalamak istiyordum. Normalde bu kadar sinirlenmezdim, bana ne olduğunu bilmiyordum.
"Şşt, gel."
Bileğimden tuttu ve beni peşinden sürükledi. Amfinin çıkışına kadar ses etmedim fakat ani gelen bir sinirle onu durdurdum ve yüzüme bakmasını sağladım. Saçları örgülü bir çocuk, bana kaşlarını çatmış, öylece bakıyordu.
"Kimsin lan sen?"
"Kimse değilim. Çocuğu dövecektin az kalsın."
"Paramparça edecektim onu, tutmasaydın."
"Özür diledi sadece, neden bu kadar taktın ki?"
"Sen insanları dinlemekten utanmıyor musun?"
"Hayır."
"Siktir git."
"Gitmiyorum."
"Sana tekme atmak istiyorum."
Bir anda gülmeye başlayınca kaşlarımı çattım.
"Gülmüyorum ben hayvan!"
"Sen o boyunla bana tekme atsan ne olur ki?" Sinirle bacağına doğru bir tekme attım fakat ters attığım için hafif olmuştu ve çocuk daha çok gülmeye başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bad at love (emfur)
Non-Fiction"anlatacak o kadar şeyimiz olmasına rağmen konuşmamanın acısıyla kıvranıyorduk." 🍃🍃🍃 eşcinsel içerikli hikayedir. rahatsız oluyorsanız sorunu kendinizde arayın.