[Satır arası yorumlarınızı bekliyorum.. Keyifli okumalar...]
Narcissa Black
Peri Kızının Gözyaşı
Hiçlik hissi vücudunuzu sardığında, kalbinin atması bile değersiz gelir insana. Ölümüm bu dünyada neyi değiştirir ki mesela...
Şimdi bana göz ucuyla bile bakmayan insanlar arkamdan gözyaşı döker mi sahiden?
Narcissa kalabalığın içinde yapayalnızdı yeniden. Etrafına bakındı parlaklığını yitirmiş mavileriyle.
Öyle kalabalıktı ki özenle süslenmiş bahçe, genç kız orada olmasa bile kimse yokluğunu hissetmeyecek gibiydi. Bembeyaz uzun gelinliğiyle bir köşede oturmuş tadından nefret etmesine rağmen masadaki tüm kadehlerden içmişti.
Annesi Druella , babası Cygnus , halası Walburga ve yine uzaktan akrabası olan, Sirius'un babası Orion... Sanki Black Ailesi adına bir davet veriyormuş gibi sahiplenmişlerdi organizasyonu, sanki bu bir düğün değilmiş gibi.
Aileleri davetlilerle koyu bir sohbete dalmış, Bella ise arkadaşlarıyla müziğin keyfini çıkarırken, birkaç dakika önce yanından ayrılan Sirius da kendi arkadaşları James, Peter ve Remus'un masasındaydı.
Narcissa beşinci bardağı kafasına diktikten sonra iyice geriye yaslanıp açmakta zorlandığı gözlerini gecenin karanlığına dikti. Sirius ve Cygnus takımyıldızı alay eder gibi parlıyordu tam üzerinde.
Sarhoşluk hissi git gide bedenini ele geçirirken masadan destek alarak güçlükle kalktı ayağa. Uzun eteği topuklu ayakkabılarına takılmasın diye kaldırdı elbisesini hafifçe.
Burada olmaması hiçbir şeyi değiştirmeyecekti. Kimse yokluğunu hissetmeyecekti.
Arkasını döndüğünde, bundan sonraki ömrünün sonuna kadar kalacağı ve dünyanın en değerli hediyesiymiş gibi sunulup Walburga tarafından onlara verilen beş katlı malikaneye baktı.
Evin büyüklüğü zavallı kızın hiçlik duygusunu arttırıyordu. Tek başına boş koridorlarda gezerken hayal etti kendini. Andromeda'yı hiç olmadığı kadar özledi yeniden..
Ailesine veda etme ihtiyacı duymuyordu. Çünkü arkasını dönüp baktığında 'Gelin'in düğünde olmadığını fark etmeyecek kadar sohbete dalmıştı herkes.
Aksak adımları bahçeyi aştı, ardından evinin çift kanatlı ağır kapısına ulaştı. Gözleri net görmediği için eliyle birkaç saniye yokladıktan sonra buldu kilidi.
Giriş, merdivenler, salon, her yer karanlıktı. Bir haftadır asası olmadığı için de yakamadı ışıkları. Walburga evden kaçmaması hatta odasından çıkmaması için büyü yapmasını engellemişti.
Geniş pencerelerden vuran ay ışığını fırsat bilip üst kata adımladı. Bileği burkulmasın diye topuklularını çıkardı ve öyle devam etti.
Sonunda ikinci kata ulaştığında duvarlardan destek alarak ilerledi yeni odasına. Midesi aldığı alkollerin etkisiyle çalkalanıyor gibiydi.
Kapıyı araladığında tam karşısında duran geniş çift kişilik yatağı gördüğünde bakışlarını olabildiğince çabuk kaçırdı başka tarafa.
Pencereye yaklaşıp dışarıdaki kalabalığı izledi. Herkes kendi halindeydi ve güzel kızın yokluğunu hissedip de merak eden kimse yoktu.
Yine de Narcissa olumsuzluklara öylesi odaklanmış ve alkol başını öylesi döndürmüştü ki, kafasını yukarı kaldırmış onu izleyen Sirius'u fark etmemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Narcissa Black ~ Peri Kızının Gözyaşı
FanfictionSeçimlerim bana ait değilse, yaşadığım hayat da benim değil demektir.. Öyleyse izin ver öldüreyim kendimi, emin ol yokluğum bu dünyada bir gözyaşı kadar yer kaplamayacaktır. ✨ Başlangıç 03/12/2020 ✨ Wattpad'deki ilk Sirius x Narcissa Black kitabıdır.