12

141 20 47
                                    

Sehun: jongin bni nwdeen bırkqtın
hşç mi swvmedin bizğ
nwfret mi edsyorsun bizdwn

Kai: ne diyorsun be dengesiz
Seni anlamıyordum şimdi hiç anlamıyorum.

Sehun: nr diyorrsum okwyamıyorsm

Kai: anlamıyorum Sehun ne yazıyorsun aq ya
Hassiktir sen sarhoş musun yoksa
Allah seni kahretmesin çocuk nerdesin?
Niye bana yazıyorsun?
Git Chanyeol'a falan yaz.
Hoşşşt
Kışş

Sehun: sanne kimw istrsem ona ywzarımm
chqnyrol meşkul işi vwrmış
nedn lizaylw takilmama sinırlendn qptal

Kai: Sehun, asıl sen neden Lisa'yla ilgileniyorsun?
Hoşlandın mı ondan?

Sehun: haywr liza bwnm çocskluk arkqdaşım saçmlama

Kai: NE DİYORSUN SEN AMK ÖYLE OLSAYDI LİSA BANA DERDİ HERHALDE
Allah'ım sana geliyorum galiba :(
Kafayı yedim çıldırdım delirttiler beni.

Sehun: ne büyk büwük yazsyorsn aq bsğırşın kulağsma geliyxr rsmen
assıl seen bni delörttin ysktın beni

Kai: of yine başlama amk
Sen eskiden de böyleydin sarhoş olunca çenen düşerdi çok şükür sesli mesaj atmıyorsun böyle çevirmesi daha kolay oluyor Bay Çene.

Sehun: hem nedsn bwn hesaq vsriyorum sen söylesne bi sebmedin mi bwzi
gwzek paza teklf ettilr mi bari
şmdi dwha motlu musn bnsiz
sizsiz
bizsix
nryse iştw
söyle kim jxngin nedwn
senwlerdr düşnyorum hani hep bersber eğlenedektk üç kursşa mydı arkadqşlığjn
ablqnla yatmadm gxrzek hersf kim dedıyse kandrmış ssni
sens sevtiyordum *bu mesajı sildiniz*
bh yözden mi gidtin

Kai: ŞUNA BAK BE SARHOŞ MESAJLARI OKUYAMIYORDU AMA SİLMEYE GELİNCE HEMEN
Sehun..
Bunu cidden duymak istiyor musun?
Neyse ne ya banane
Anlatıcam abi artık içimde tutamıyorum
Sehun..
Annem çok hastaydı arka dansçılıktan çok para kazanamadığımı ve o zamanlar sizin de bu kadar popüler olmadığınız ortadaydı şartlar bunu gerektirdi üzgünüm ama böyle bir teklif alınca hayır diyemedim yemin ederim yıllarca ağlayarak uyudum yurtta Xiumin hyung, Baekhyun hyung, Chen hyung ellerinden geldiğince destek olmaya çalıştılar benim yüzümden çok zor zamanlar geçirdiler. Aklımdan bir saniye çıkmadın aptal herif.
Çıkmadınız yani.
Yandığını mı sanıyorsun? Ben hergün ateşlerde cayır cayır yandım.
Annemi size tercih etmem suçsa özür dilerim ama hastane masrafları çok ağırdı özür dilerim.
Yemin ederim çok üzgünüm.
Mutsuzum.
Gerçekten çok özür dilerim.
Kalbimi yurt da bırakıp gittim ben.
Ne kadar zordu biliyor musun?
Bilemezsin.
Sen annemle benden daha yakındın üzülmeyin istedim birde bunun yükünü sırtlanmaya çalışmayın istedim zaten şirket yeterince üstünüze geliyordu.
Varsın beni suçlayın ama bunun yükünü taşımayın istedim.
Sizden nefret etmiyorum.

Sehun: jungin ods soğuywr kqpı açsk burayğ gelsne

Jongin, derin bir nefes alarak oda kartına uzandı tereddüt ediyordu parmakları yavaşca geri çekti diğer elinin tersiyle gözyaşlarını silerken hayatının en zor kararını vermekle cebelleşiyordu. Gitmeli miydi? Gitmemeli miydi? İşte bütün mesele bu şıklardan hangisi seçmesiyle alakalıydı. Sehpadaki karta uzanarak, bir hışımla aldı hızlı adımlarla odasından çıktı. Yavaşca kapısını kapatırken kafasını çevirip, koridorun iki ucuna bakarak etrafı kontrol etti. Elindeki oda kartını sıkıca kavradı. Hemen koridorun sonunda yarım açık kapıya ilerlemeye başladı hızlı adımlarla ama kapıya vardığında aniden durdu. Zorlukla yutkundu, o kadar zorlanmıştı ki boğazı acımıştı. Derin bir nefes verdi 'yapamayacağım' diye geçirdi içinden bakışları bile o kadar acınasıydı ki kendisi de farkındaydı geri dönmeye karar vermişti.

Tam o sırada işte tam o sırada bileğini yakaladı Oh Sehun, kapının arkasına saklamıştı bedenini sarhoş olsa da biliyordu Jongin'in bütün bu anlatılanlardan sonra içeriye girmekte zorlanayacağını. Kafası yere eğikti, omuzları çökmüş, ayakta ise zar zor durabiliyordu. Kapı gıcık bir gıcırtıyla açılmaya devam etti. Tıpkı bir birbirlerinin ellerinden kayıp gitmeleri gibiydi. Jongin, kapı geriye ilerken ortaya daha çok çıkan görüntüye gülmekle üzülmek arasında kalmıştı. Hem bu kadar komik hem de bu kadar üzücü nasıl görünebilirdi ki? Yorgun muydu? Yoksa anlattıklarından ötürü mü? Yoksa... yoksa... gerçekten sarhoş olduğu için mi karar verememişti doğrusu.

Tuttuğu bileği hafifce çekerek içeriye soktu onu ve ardından ayağıyla iterek kapıyı kapattı. Birbirlerine bakmadılar ya da tek kelime etmediler yatağın boş olan ön kısmına oturttu Sehun ikisini de hala zorla hareket ettiriyordu Jongin'i. O ise olabildiğince sessiz hareket etmeye çalışıyordu sanki hala varlığıyla yanındakine rahatsızlık verdiğini hissediyordu. Bilmiyordu ki asıl onun varlığı olmasaydı ölüm olurdu bu Sehun için. Sessiz geçen yarım saatin ardından Sehun kolunu Jongin'in omzuna atarak eliyle başına bastırıp omzuna yastlamasını sağladı.

"Neden" dedi "Neden tek başına atlatmaya çalıştın aptal?"

Ve Jongin tamamiyle kopmuştu artık aniden tekrar gelen göz yaşlarını bastıramadı, sesli sesli ağlamaya başladı cevap bile vermedi. Sehun da tekrar etmedi sorgulamadı daha fazla belki de amacı da buydu Jongin'i teselli etmek ve onun rahatlamasını sağlamak. Ağlatarak mı? Bu kadar mı acımasız Sehun? Hayır, hayır değil ve asla olmadı da. Sehun, Dünya'yı yakardı Jongin'in onlar için, annesi için akıttığı tüm göz yaşlarını ona geri verebilmek için... İçindeki kalbindeki sızı gözlerinden aşağıya yanaklarından akıp gidiveriyordu. Hem de en çok desteğine muhtaç olduğu kişinin kollarında.

****

Jongin, Bay Çene'yi yatağa atarak son bir kez ona baktı neredeyse 2 saattir aralıksız ağlıyordu şimdi bunu yaptığı için daha mutsuzdu. Çünkü Sehun'u dertleriyle 2 saatliğine de olsa şişirmişti, dudaklarını büzerek ona bakmayı sürdü. Sehun, 2 saattir hiç şikayet etmeden ona katlanmıştı. Belki de beraber geçirdikleri son an olabilirdi.

'Son kez' dedi içinden 'son kez.' bir kere daha... ve 'son kez' ama asla asla asla istemiyordu gözlerinin önünde sereserpe yatan kişiye son kez bakmak.

Jongin'in herkesten iyi bildiği birşey varsa o da sarhoş Sehun'du. Çünkü normal Sehun değişmişti onun için bambaşka biriydi ve bu farklılığı anlıyordu o, artık ergen değillerdi yetişkin olmuşlardı. Sehun da Jongin gibi yaşadıklarıyla olgunlaşmıştı. İç cekerek artık gitmesi gerektiğine kanaat getirdi. Arkasını dönerken komidinin üzerinde gördüğü telefonla durup, telefona doğru döndü ve uyuyan Sehun'a tekrar baktı. Telefonu eline alarak diğer eliyle Sehun'un elini tutarak parmak izini analiz ettirdikten sonra konuşmalarını açıp hayatının son pişmanlığı gözünü kırpmadan gerçekleştirdi.

Jongin, o gece Sehun'a herşeyi anlattığı mesajları tek tek sildi.

Güller Gerçekten Kırmızı Mı? || SeKai TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin