Güller Gerçekten Kırmızı Mı? || SeKai Texting

20

Sehun: turne de bitti
Turne bitince sizin yalan dolan haberler de bitti.
Bu arada yemek harikaydı teşekkürler. Anneni görmek güzeldi hehe.

Kai: Rica ederim Sehun, nereye varmaya çalışıyorsun merak ediyorum?

Sehun: başına açtığım belalar için özür dilerim. Ayrıca yemek de bizimkileri gördük fakat yine de ayrıca anneni ziyaret etme konusunda sözün vardı unutma diye yazayım dedim.

Kai: unutmam. Senden özür beklemiyorum.

Sehun: doğru beklediğin şey daha farklı.

Kai: yüzüme mi vuruyorsun şimdi sana olan hislerimi? Yoksa hislerimle egonu mu tatmin ediyorsun? Bu yüzden mi yazdın durduk yere mal mal şeyler.

Sehun: hayır Jongin yanlış anladın bekle sana açıklayayım ama sonrasında sana konum atacağım yere gel.

Kai: istemiyorum açıklama falan. Gelmeyeceğim.
Birde yüzsüz gibi gelmemi istiyorsun gerçekten delireceğim Sehun ya.

Sehun: Hun de yine eskisi gibi
Bende sana Nini diyeyim.

Kai: ne dediğinin farkında mısın?
Sen benim dediklerimi anlıyor musun? Yoksa ben almanca falan mı konuşuyorum?

Sehun: evet hiç olmadığım kadar farkındayım.
Ben korktum özür dilerim. İnsanların bize garip bakmasından, herkesin gözünün önünde ilişki yaşamaktan ve en önemlisi senin başkaları yüzünden incinmenden. Korumak istedim seni ama elime yüzüme bulaştırdım kabul ediyorum halbuki kimse bilmese sadece biz bilsek çocuklar bilse onların yanında en azından rahat olsak olurdu. Sırf sana olan hislerimden koydu gitmen en çok da. O yüzdendi kızgınlığım. Jongin, aptal mı sandın sen beni?
Sence anlamayacak kadar kafasız mıydım? İkimizde birbirimizden hoşlanıyorduk bariz belliydi. Belki inanmak istemedik belki de küçük olduğumuzdan fark edemedik ama şimdi herşey daha açık ve anlaşılır.

Kai: yine de bu şekilde olmamalıydı.

Sehun: o yüzden gel dedim sana.
Gelseydin sende kollarıma.

Kai: anlaşılır olan neymiş ki hem?
Nerden dank etti şimdi sana?

Sehun: biraz geçmişe gittim diyelim. Gerçi anılarımız hiç aklımdan çıkmadı.
Yanaklarının kızarmasını, utanmanı özlemişim bu arada.
Fark ettim ki hiç Chanyeol abiyle konuşurken böyle olmuyordun ve ya kızlarla benden cekiniyorsun sandım ama en iyi de en çok da seninle iyi anlaşıp, vakit geçiriyorduk. Dans odasında. Hatırlıyor musun? Herkes gitse bile biz oradaydık bizim hayatımız orada geçti sen beni ilk zamanlarda görmedin belki ben seni gördüm.

Kai: ne zaman?

Sehun: stajyerken daha beraber çalışmaya başlamamıştık. Diğer arka dansçılarla takılıyordun.

Kai: takılmıyordum ben hep kendi başımaydım.

Sehun: evet onu da biliyorum gördüm seni defalarca herkes yemeğe gittiğinde bile birşeyler atıştırıp direk çalışmaya başlıyordun.

Kai: sen beni mi gözetledin?

Sehun: gözetlemek demeyelim biz ona. Bizim dans odasına giderken görüyordum kapının cam kısmından.

Kai: beni gözetlemişsin.

Sehun: oradakiler senin rakibin bile olamazlardı. Neden o kadar çalışıyordun yine de?

Kai: çünkü benim kendimden başka rakibim yoktu kendimi geçmek için de çok çalışmalıydım. Hem sonra öğrendim bir rakibim varmış.

Sehun: yok artık ben niye görmedim öyle birini? Olsaydı bize paslarlardı.

Kai: pasladılar zaten. Dans ederken ayna karşında dans ederdik. Hiç kafanı kaldırıp, aynaya bakmadın galiba sen?

Sehun: komik misin çen
Yoksa romantik olmaya mı çalışıyorsun
Pardon böldüm galiba

Kai: öküz müsün çen
Yoksa öküz olmaya mı çalışıyorsun
Pardon böldüm galiba

Sehun: aslında ben hep aynaya bakarım.

Kai: evet belli gözlerini alamamışsın benden.
Diyordum ki neden bana bakıyor sürekli... yanlış mı yapıyorum ama yanlış yapsam söylerdi diye düşünerek geçirdim ömrümü

Sehun: gerçekleri öğrendin rahatladın mı bare?

Kai: evet, 13 sene kadar sonra öğredim ama olsun.

Sehun: kusura bakma keşke sorsaydın.

Kai: söyler miydin?

Sehun: hayır ama en azından şansını denemiş olurdun.

Kai: doğru ne kadar aptalım düşünemedim. Halbuki komik olurdu kıvırmaya çalışırken seni izlemek.

Sehun: değil mi şimdi gözünün önüne o hallerim gelirdi, yüzünde bir tebessüm ile.

Kai: yüzümde bir tebessüm var zaten Sehun. Her halükarde sebebi sensin. Keşke kendi kendine çözmeye çalışacağına aylar önce bütün bu sikimsonik olaylar olmadan konuşup, çözüm yolu bulabilirdik. Sulli ablaya sorardık, o kesin yardımcı olurdu bize. En azından daha iyi bir sonumuz olurdu, daha farklı zaman geçirirdik. En önemlisi mutlu olurduk.

Sehun: haklısın tamam biliyorum.

Kai: konum göndercektin nerde bu şey
İlla telefonuna gps falan mı indirmem gerekcek şimdi

Sehun: oooo sen şimdiden böyleysen

Kai: içimde 5 senenin sensizliği, 8 senenin kavuşma hasreti var bırak da olsun o kadar.

Sehun: *konum*
Bekliyooorrruuummmmmm

Kai: ha bu arada
Sen bir daha kendi kendine düşünüp, karar alma. En kötu ihtimalle bir Chanyeol abiye danış ne bileyim çıtayı yükselt Sulli ablaya git sor.

Sehun: Jongin kaşınma 🤗

Kai: kaşısana canım 🥰

Sehun: sen gel bi kaşıyacağım ben seni

Kai: hehe gelesim kaçtı.

Sehun: gel çabuk kaçma gel buraya

Kai: tamam be geliyorum sus

Sehun: aferin çünkü ben yakalarsam seni fena olur.

Kai: ne anlamda?

Sehun: yakalarsam mucuk mucuk

Kai: midem kalktı rezil herif
Neyse sen yapmazsan ben yaparım şimdi
Hem ilkinde sen öptün bu sefer sıra bende 😏

Sehun: Jongdae, sen misin?

Kai: hdkdhdkebejnejdbd oyalama beni çocuk kollarını aç bekle yürürken yazamıyorum zaten

Sehun: tamam paşam kollarım, ben ve dudişlerim bekliyoruz.

Kai: ahh be Oh Sehun, bunun için ne kadar bekledim bir bilsen kaçarsın

----
Merhabaaağğğ saçma salak bir bölümle daha sizlerleyim dnmsndmdnd
Arkadaşlar şimdi şöyle bir açıkla getireyim kabaca 15 sene dedim 5 sene stajyerlik bunun 2 senesi ayrı olarak 3 senesi de beraber çalışmaya başlıyorlar -stajyer olarak- çıkış yaptıktan 5 sene sonra Jongin ayrılıyor ve Jongin gittikten sonra 5 sene geçiyor. Kai'nin 8 sene ve 13 sene deme nedeni ilk 2 senesinde Sehun'un varlığından bir haber olması sadece Sehun onu görüyor. Umarım anlatabilmişimdir gskdbdndbdnsb