ECE AYDIN
"Nasıl yardımcı olabilirim?"
"Siz Tuna hanım olmalısınız telefonda konuşmuştuk.Eşim Ece için gelmiştik de randevumuz vardı."
Tuna tekerlikli sandalyede duran en fazla 25 yaşında görünen genç kıza baktı.Acıyla kıza doğru gülümsedi.
"Tabii.Doktor Hanım sizi bekliyor.Buyurun."
Bora uzun merdivenlere kadar Ece'nin tekerlekli sandalyesini itti.Yapmasını gerekeni biliyordu.Tek hamlede eşini kucağına alıp Tuna'nın peşinden ilerledi.Taki Doktor hanımın odasına kadar.Tuna her zaman olduğu gibi önden gelip doktor hanımı bilgilendirdi.Gülseren Hanım hastası hakkında kendisine verilmeyen bilgi karşısında şaşırsada Bora Ece'yi sandalyeye taşıyana kadar bekledi.Bora merakla odaya göz attı.Doktor Hanım gülümsedi.
"Hoşgeldiniz."
Bora Ece'nin kendisinin bile bilmediği problem için getirmişti.Ece de bir çok hasta gibi problemini kabul etmiyor ya da kendisi bilsede öğrenilmesini istemiyordu.
"Merhabalar Doktor Hanım eşim Ece."
Doktor bakışlarını Ece'ye çevirdi.Genç kızın ruhu yorgundu.Bu gözlerinden fazlaca anlaşılıyordu.
"Buyrun oturun"
Bora da eşinin karşısındaki koltuğa geçti.Doktor Hanım,"Ne zamandır evlisiniz çok genç görünüyorsunuz."Bora sıkça duyduğu soru karşısında gülümsedi."Tam olarak evli sayılmayız aslında her şey çok apar topar oldu.Yalnızca imza.Düğün bile yapmadık.Belki sizinde yardımınızla sorunumuz hal olursa güzel bir düğün yaparız."
Ece'nin aksine Bora'nın gözleri aşkla bakıyordu.Ece'nin sorununu problem etmediği aksine onu her haliyle sevdiği belliydi.Zaten sorunumuz diye bahsettiği şey bile ondan bağımsızdı.
"Ece ile 3 aydır tanışıyoruz.Benim ki ilk görüşte aşk.1aydır da evliyiz.Sorun şu ki Ece mutlu değil."
Ece utanarak kafasını eydi."Bana ne olduğunu anlatmıyor.Ama belki size anlatır diye düşündüm."
Doktor Hanım gülümsedi."Bizi Ece ile baş başa bırakır mısın?Daha sonra da seninle konuşuruz."Bora mutlulukla gülümsedi.Ece'yi saçlarından öpüp odadan çıktı."Ece geldiğinden beri konuşmadın.Bana biraz kendinden bahsetsene."
"Adım Ece" Bir şeyler söylemek istediği belliydi ama ne diyeceğini bilmiyordu."Benim bir problemim yok gayet iyiyim ayağıma soracaksanız düştüm.Bu kadar.Eşim abartıyor.Hem en ufacık mutsuzluktan psikiyatriste mi gelinirmiş(?)"
"Nereden düştün"
Ece çekinerek,"Uçurumdan" dedi.Doktor hanım şaşırsada tepki vermedi.
"Bora ile nasıl tanıştınız?"
Doktor Ece sorununu öylece anlatmayacağını anlamıştı."Kendisi gazeteci bir röportaj sırasında tanıştık."Doktor anlamayan gözlerle baktı."Benimle röportaj yapıcaktı ama ben istemedim."
"Neden seninle röportaj yapıcaktı?"
Ece gözlerini pencereye çevirdi.Anlatmak istemediği şey Bora'dan öncesiydi.
"Önemli değil"
"Seninle ilgili en ufak şey bile benim için önemli"
Ece uzun süreden sonra ilk kez Bora hariç biri tarafından dinlenilmek istediğini fark etti."Uçurumdan düştüm demiştim ya.Doğrusu düşmedim kendimi uçuruma attım"
"O olaydan önce peki hayatın nasıldı seni o raddeye ne getirdi""Mutluydum bir zamanlar.Arkadaşlarım vardı.Huzurluydum.Birine aşıktım.Tek problemim okuldan kaçmamdı."
Acıyla gülümsedi."Sonra bir gün...Yıl2015
İstanbul/Fatih
Kalbim ağzımda atarken koşuyordum mutluluğa.Bir daha asla yetimhane duvarlarını görmeme düşüncesi mükemmeldi.Son lise dönemini görmeme gerek yoktu.En yakın arkadaşım İnci arkamda tıpkı benim gibi koşuyordu.Sevgilim çok değil iki sokak ileride beni bekliyordu.Her şey hayal ettiğim gibiydi.
Özkan tam da tahmin ettiğim gibi etrafına bakarak bizi bekliyordu.O daha fark etmeden hızla kollarına koştum. Şaşkınlığını atlatır atlatmaz o da sıkıca sarıldı.Belki de bu kadar çabuk başarabilmemizi beklemiyordu.Romantik anımıza korna sesi girene kadar sarılmaya devam ettik.İnci çoktan arabanın arka koltuğuna oturmuş Batu ile bizi bekliyorlardı.Zaman kaybetmeden arabaya geçtik.
Evlerine vardığımızda Özkan ve Batu'nun işlerinin sandığımdan da iyi gittiğini fark ettim.Eşyaların hepsi son modeldi.Arabadan da fazlası vardı.Aşırı yorgun olduğumdan kurcalamadan Özkan'ın yatağında uyuya kaldım.Sabah kaktığımızda Özkan ve Batu bir not bırakarak işe gitmişlerdi.İnci geldiğimden beri hiç bir konuda fikrini belirtmiyor.Benimle muhattap dahi olmuyordu.Sebebini biliyordum.Batu saplantılı derecede İnci'den hoşlanıyordu.İnci ise ondan nefret ediyor adını bile duymaya tahammül edemiyordu.Garip olan ise bunlarının hepsini benim için kabul etmişti.Eğitimini benim için çöp etmişti.Hem de nefret ettiği adamla aynı evde yaşamak pahasına.Sabah kahvaltı için konuştuk sadece .Yüzünden de belliydi o da bu kadar paranın nerden geldiğini merak ediyordu.Sohbet açmak adına Özkan'ların patronu Hakkı beyden bahsetmeye başladım.Hakkı bey ünlü oyuncu Mia Yılmaz'ın sevgilisiydi.Aynı zamanda da menajeri.Bizimkilere baya iyi maaş veriyor olmalıydı.Sadece 2 ay çalışma ile böyle bir düzen fazlaydı.İnci yemeğini bitirip etrafı kurcalamaya başladığında ona katıldım.O kadar kaptırmıştık ki kendimizi,Batu'nun odasınada İnci'ye ait olan fotoğrafları bile bulmuştuk.Merakla Özkan'nın odasını da karıştırmaya başladım.Dolabının içinde bir kasa vardı.Her şifresi gibi kasanın şifresi de doğum tarihimdi.İnci benden önce davranıp kasanın içini karıştırdı.İki tabanca,bol miktarda para ve bir nişan yüzüğü vardı.Başta kendi kendime gelin güvey olsamda yüzüğün içinde Mia yazıyordu.İnci, "Tabancalar ne alaka? "diye sorunca; bilmiyorum,diye geçiştirdim.Tam olarak ne yaptıklarını bilmiyordum.Güvenlik işi olabilirdi.Çocuklar geldiğinde hiç bir şey olmamış gibi davrandık."Günler böyle devam ediyordu.İkimizde bir şeylerden şüpheleniyorduk ama rahatsızlık çıkmasın diye dile getirmiyorduk."
Doktor Hanım hikayenin gerisini merakla bekliyordu.Batu bir çok kez İnci'ye sarkıntılık etti.Girişimleri her ne kadar masum gibi görünsede İnci'nin üzerinde psikolajik bir baskı kuruyordu.Kısa süre sonra İnci evde oturmaktan sıkıldı ve bir işe girdi.Batu da ilk gününde sürpriz yapmak için bir demet çiçek almış ve İnci'nin çalıştığı yere gitmiş .İnci aniden sinirlenerek herkezin içinde Batu'yu aşağılamış.Beni aradı.Pişman olduğu ses tonundan belliydi.Batu dan bahsedip bir şüre telefonda ağladı.Haline dayanamayıp onlar için bir akşam yemeği hazırlayabileceğimi söyledim.Çok mutlu oldu.Öğlen ev erkenden gelip ikisi için güzel bir akşam yemeği hazırladım.İnci belki de ilk kez Batu'ya bir şans vericekti.
"Şarap,mumlar her şey tamdı."Ece gözlerini tekrar cama çevirdi.Doktor hikayenin gerisinin anlatılması zor olduğunu anlamıştı.Güç vermek istercesine ayağa kalkıp Ecenin karşısında ki koltuğa oturdu ve elini tuttu.
"Her şeyden önce anlattıklarımdan sonra benden nefret etmenizi istemiyorum bana bunun sözünü verebilir misiniz?"
Genç kızın gözlerinden iki damla yaş döküldü.
Doktor,"Ne anlatırsan anlat senden nefret etmem Ece .Söz."dedi.İnci'nin eve dönmesine az kalmıştı.Kapı çaldı.Gelen Batu'ydu.Erken olmasına rağmen kör kütük sarhoştu hatta belkide sandığımdan da fazlası vardı.Kapıyı açar açmaz üstüme doğru düştü.Onu o halde görünce dayanamadım ve dinlenmesi için yatağına götürdüm.Beni İnci sanıyordu.Tam yatağına yatırmıştım ki kolumdan çekti.Başta anlamadım ne yapmaya çalıştığını.Sonra bir tarafdan boğazımı sıkarken diğer elini eteğimin altına koymuştu.Kafası yerinde değildi ama hala çok güçlüydü.Ağladım,bağırdım ,çabaladım ama bir türlü elleri durmadı.Tam bilincimi kaybediyordum. O sırada Özkan onu tamamıyla üstümden aldı.Batu'nun kafası o kadar yerinde değildi ki. Özkan'ın hiç bir vuruşuna ses dahi çıkaramadı.Ta ki son nefesini verene kadar.
Ece son sözüyle hıçkırarak ağlamaya başladı.Bugünlük için bu kadar fazlaydı.Ece anlatmak istesede.Doktor hanım bunun sağlıklı olmadığını düşünerek ara vermesini ve haftaya başka bir gün için randevu almasını istedi.
Randevuları bitti.Doktor Bora'ya haftaya da gelmeleri gerektiğininden bahsetti.Ece 'ye güven vermek için her ne kadar Bora sorular sorsada doktor cevap vermeden ikisinide yolcu etti.
Ece sabırsızlıkla gelecek randevuyu bekliyordu.Oy kullanmayı unutmayalım lütfen💖
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Kırmızı Oda Hikayesi[Tamamlandı]
General FictionTv8 de yayınlanan "Kırmızı Oda" adlı psikoloji dizisinden kendi çerçevemden bir hikayeyi sizlerle paylaşıyorum... _______ "Öldüğümde beni ayakta gömün.Çünkü bütün ömrüm dizlerimin üzerinde geçti."