WHAT NOW // M.C

What Now // 2

-Michael'ın anlatımı-

Bulanık görünüşüm düzeldiğinde karşımda bu sabahki kızı görmüştüm, gözlerim irileşti;

-Şey bende önüme bakmıyordum, sen bugün çarptığım kız değil misin?

kızda benim kadar şaşırmış görünüyordu

-Şey evet, özür dilerim. dedi ve yanımdan geçip yürümeye devam etti.

aklıma kolyesi gelince arkasından koştum ve kolunu tuttum.

-Bekle bi dakika. kız önce onu tuttuğum koluma sonrada bana baktı, temastan hoşlanmadığı belliydi üstüde ıslanmıştı.

-Ne oldu? kolumu yavaşça indirdim ve elimi cebime attım

-Bu sabah kolyeni düşürdün. kolyeyi ona uzattığım sırada telefonum tekrar çalmaya başladı sikik calum arıyordu yine kesin.

Elimi cebime attım o sırada kız elimden kolyesini almıştı

-Teşekkür ederim, iyi akşamlar. dedi ve tam gidicekken onu durdurdum.

Elimde olan telefona baktım ve 1 dakika işareti yaptım kız gözlerini yere dikti rengi solmuş dudaklarıda morarmıştı.

-Ne var calum? diye sordum sinirlice

-Dostum nerdesin seni göremeyince endişelendim? sesi endişeli geliyordu ufak bi gülümseme gönderdim görmeyeceğini bildiğim halde.

-Hava almaya çıkmıştım şimdi geliyorum. dedim biraz sıkıntıyla

-Tamam görüşürüz. bu çocuk sinir bozucu derecede iyimserdi, bu çocuk sinir bozucuydu ama öz kardeşimden farksızdı.

Düşüncelerimden ayrılıp önümde titreyen kıza baktım.

-Şey özür dilerim, hava biraz soğuk ve üstün ıslanmış ıslanmış. Evim hemen yakınlarda istersen kuru bişeyler verebilirim, yani sende istersen sadece hasta olma diye çünkü baya soğuk ve üşümeni iste-

-Olur. dedi utangaç bir gülümsemeyle, hala yere bakıyordu.

-T-tamam. neden kekelediğim hakkında bir fikrim yoktu yada neden onu eve çağırdığımı bilmiyordum.

-Umm, evde bir parti var ama istersen yukarıda sana bir tişört ve bir eşofman verebilirim istersen kahvede yaparım ve kalın bir ceket veririm gitmek istersen. dedim heyecanlı bir şekilde WHAT THE FUCK!!

-Teşekkür ederim. dedi hala yere bakıyordu ve yere bakarak yürüyordu, daha önce bu kadar masum ve utangaç bi kız görmemiştim doğrsu.

-Bu havada neden incecik bir hırkayla çıktın? Hava buz kesiyor adeta. dedim merakıma yenik düşerek.

-Ş-şey, arabam b-bozuldu ve bu saate otobüs b-bulamam diye d-düşündüm. dedi titreyerek, üzerimdeki kalın hırkayı omuzlarımdan düşürerek onun etrafına sardım. Kısa boylu olduğundan içinde biraz koymuşmuştu en sonunda bana bakarak fısıldarcasına teşekkür etti.

5 dakika sonra eve gelmiştik, cebimden anahtarlarımı çıkartarak kapıyı açtım ve girmesine izin verdim. Parti bitmiş gibiydi 10 15 kişi kalmıştı ve bizimkiler etrafı biraz toparlıyordu. Yanımdaki küçük insana baktım etrafı süzüyordu, bu görüntüsü beni gülümsetmişti.

- Hey mikey neredeydin? calum bana eğlenceli bir ifadeyle bakarken yanımdaki kızı sonradan gördü ve rezil bir şekilde sordu *bu güzel bayan kim acaba?* sinirli bakışlarımı ona yönelltim. Kız önce bana baktı sonra caluma baktı ve cevap vermedi.

-Kapa çeneni calum. dedim dişlerimi sıkarak. sırıttı piç piç

-Calum kendine gel o senin gibi pislik mi, ah çok üşümüş görünüyosunuz kahve yapmamı ister misiniz? Ashton yine beni kurtarmıştı ve bu çocuğa hayrandım.