Gözlerimi açtığımda, hala o lanet, kokuşmuş zindanda olduğumu fark ettim. Buraya nasıl düştün diye sormayın çünkü inanın bende hatırlamıyorum.
Tek hatırladığım güvertemde uyuyor olduğumdu gözlerimi araladığımda ise Davy Jones'un uçan Hollandalı'sındaydım. Sanırım kaçırılmıştım ama neden?
Ah doğru ya benim sümüklü sersem Jones'a borcum vardı. Cuttler yüzünden batan İnci'mi denizin derinliklerinden kurtardığı için ona 100 ruh borcum vardı. Ödedim mi? Tabii ki hayır. Anlaşmalara uymayı sevmediğimi herkes bilir.
Garip bir bilinmezliğin içindeydim ve her salise daha da dibe çekiliyordum. Ben neler olduğunu hatırlamaya çalışırken ayak sesleri duyuldu ve iki tane yarı balık, yarı insan şeklindeki korsan benim bulunduğum bölümün önüne geldi.
Onlara saldırabilirdim lakin bu bir işe yaramazdı. Ölümsüzlerle savaşılır mıydı hiç! Koluma girmelerini beklerken, aralarından biri koca eliyle beni ensemden kavradı ve neredeyse sürükleyerek üst kata çıkardı.
Ensemi tutan adam beni Jones'un kamarasına resmen fırlattı. Yarı balık olmanın kötü yanıda buydu işte. Hafızaları çok zayıf oluyor. Benim efsanevi kaptan Jack Sparrow olduğumu ne kadar da kolay unutmuştu.
Ben bunları hızla aklımdan geçirirken arkamdaki kilise orgunun sesi kesildi. Ancak sesi kesilince fark etmiştim çaldığını. Zaten hep böyle olmaz mıydı? Bir şey eğer elinin altındaysa kıymetini ancak kaybettiğinde anlarsın.
Davy kafasını orgdan kaldırdı ve bana doğru döndü. Pekde rahat olduğum söylenemzedi ama bunu belli de edemezdim.
- Uzun zaman sonra seninle tekrar karşılaşmak ne kadar da güzel değil mi Jones?
- Kendi adına konuş Sparrow! Bana yapmadığın şey kalmadı ama hala yüzsüzce konuşmaya devam edebiliyorsun!
- Yaptığım şeyler pek hoş şeyler değildi elbette ama bence unutabiliriz ha? Nedersin?- O kadar kolay değil derim küçük serçe!
Davy'nin karşısındaki duvara doğru ilerledim ve yaslandım. Bu duvarda hem cam vardı hemde Davy'den daha uzaktı. Kaçmak için uygun bir yerdi.
- Derdin ne dostum? Sorununu söyle, çözüm bulalım ve konu kapansın. İkimizde kendi gemilerimizle özgürlüğümüze yelken açmaya devam edelim!
- Birincisi senin bir gemin yok Sparrow. Unutma özgürlüğüm dediğin İnci'ni de ben kurtardım karanlık sulardan. İkincisi ikimizde rahatça yaşayabilirdik ama sen benim kalbimi buldun ve beni öldürdün.
Konu ellerimden kayıp gidiyordu. Derhal toparlamam gerekiyordu.
- Teknik olarak ben öldürmedim, sevgili William öldürdü. Bıçak onun elindeydi.
- Barlardayken, "Ben efsanevi kaptan Jack Sparrow'um, Davy'i ben öldürdüm." diye övüne övüne gezmeyi iyi biliyorsun ama, uçamayan serçe!
Bu maçı kaybedicem gibi görünüyordu ama yinede direnmeyi elden bırakmadım.
- Dostum inan bana her şeyin bir bedeli vardır. Benim bile! Benim bedelim 100 ruhdu, geçmişte bu konu hakkında anlaşmıştık. 100 ruhu vereyim ve ödeşelim, aramızdaki kin bitsin.
- Jack seninde dediğin gibi geçmişte anlaşmıştık. Geçmiş geçmişte kaldı ve sen sözüne uymayıp William'ın kalbi bıçaklamasını sağladın.
Konuyu artık değiştirmenin vakti gelmişti.
- Sahi Davy sen nasıl geri döndün?
☠🗡☠🗡☠🗡☠🗡☠🗡☠🗡☠🗡☠🗡☠Arkadaşlar bu kitap diğer kitaplarımdan bağımsızdır! Film serisinin 3. bölümünün devamı gibidir bilginize!
Bölümü nasıl buldunuz?
İyi günler...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaptan Jack'in Borcu
FantasyHer zaman bir kaçış yolu olan kaptan Sparrow ya bu sefer kaçamazsa? Bir düşünsenize neler olurdu? Efsanevi kaptan Jack Sparrow, Davy Jones'un vicdanına kalsa neler yaşanırdı? Davy Jones'un uzun yıllardır peşinde olduğu intikamının hikayesidir bu! Bu...