4

1.8K 170 67
                                    


lisa:
gerçekten benimle dalga geçiyor olmalısın

chaeyoung:
ne konuda?

lisa:
ne yaptığını sanıyorsun?
hemen çek ellerini
ciddiyim

chaeyoung:
ne olmuş yani sağ elimi usulca iç bacağına taşıyıp orada biraz dinlendirdiysem???

lisa:
chae elini çek dedim

chaeyoung:
pantolonun çok yakışmış
çok sıkı
sarıyor bacaklarını
fena bir şey

lisa:
annen tam karşımızda oturuyor ve sen masanın altından beni rahatsız ediyorsun
hatta rahatsız etmek de değil bu
taciz resmen

chaeyoung:
demek işlenen bütün suçlar yine benim üstüme kaldı

lisa:
tanrım
cidden delireceğim

chaeyoung:
lisa
sırf seni görebilmek için annemle birlikte çalıştığın şu sıkıcı şirkete geldim
ödüllendiremez misin beni?

lisa:
neler söylediğinin farkında mısın?
sarhoş falan mısın?

chaeyoung:
hayır, gayet kendimdeyim
her şey bu süper dar pantolonu giyen kişinin suçu
yani senin...

lisa:
chae
annen
karşımızda
oturuyor

chaeyoung:
bize bakmıyor bile
dikkati sadece konuştuğu adamda
sanırım aralarında bir şey var
zaten babamla ayrıldıklarından beri annem kimseyle görüşmemişti
belki kendi aşk hayatı olursa benim aşk hayatımı sorgulamayı bırakır

lisa:
sorgulamak derken?
benden hoşlandığından haberi var mı?

chaeyoung:
bunu daha önce de sormuştun ve yok demiştim
neden sürekli soruyorsun?

lisa:
bilmiyorum
benim yüzümden annenle sorun yaşamanı istemiyorum

chaeyoung:
merak etme
anneme söylemedim
ve söylemeyeceğim

lisa:
bu da pek doğru gelmiyor

chaeyoung:
o halde bu konu hakkında fazla düşünme ve bana bırak

lisa:
pekala

chaeyoung:
kafan bayağı dağıldı

lisa:
nereden çıkardın bunu?

chaeyoung:
sağ elim hala bacağını kavramış haldeyken bunu umursamıyor gibisin

lisa:
chae
cidden tam dayaklıksın

chaeyoung:
lütfen beni cezalandır
manoban

lisa:
bugün hiç iyi değilsin

chaeyoung:
senin yanında böyle oluyorum

lisa:
lütfen chae
rica ediyorum
yapma şunu

chaeyoung:
pekala sustum

lisa:
güzel

chaeyoung:
lisa

lisa:
sustum demiştin!!!

chaeyoung:
tamam susacağım
ama önce sormam gereken bir şey var

lisa:
sor öyleyse
ve beni rahat bırak

chaeyoung:
bir kere elini tutabilir miyim?

lisa:
chae
ne saçmalıyorsun

chaeyoung:
saçmalamıyorum işte
sadece bir kere elini tutmak istiyorum
bir kez
o ince ve bakımlı parmaklarına kendi toy parmaklarımı geçirmek istiyorum
beş saniyeliğine de olsa ruhum yeşersin istiyorum

lisa:
chaeyoung
yapma
yapma bunu bana
kendine yapma

chaeyoung:
lanet olsun ki seni her seferinde ne kadar zor durumlara soktuğumu biliyorum
ve bundan nefret ediyorum
buraya geldiğimizden beri seni rahatsız ettiğimin de farkındayım
ama elimde değil işte
o incecik bacaklarını saran kot pantolonunu görünce aklımı yitirdim
hele bir de gelip yanıbaşıma oturdun ya
başımı döndürdün resmen
kokunla sarhoş oldum ben
o yüzden yaptıklarımdan dolayı beni suçlayamazsın

lisa:
nasıl oluyor bu
aklım almıyor hâlâ
nasıl böyle sevebiliyorsun beni
her hareketim seni nasıl deli ediyor
nasıl gözün kör oluyor bu denli
nereden geliyor bu deli cesaretin?

chaeyoung:
bütün cevaplar sende lisa
hepsi sende...

lisa:
bir kere
sadece bir kere

chaeyoung:
sadece bir

lisa:
pekala

chaeyoung:
parmakların
lisa parmakların
çok güzeller
avuç için o kadar yumuşak ki
dudaklarıma bastırıp doya doya öpmek istiyorum avuç içlerinden

lisa:
son üç saniyen

chaeyoung:
ellerimiz öyle güzellerdi ki
öyle yakıştılar ki birbirlerine
inkar bile edemezsin bunu

lisa:
istediğini aldın chaeyoung
şimdi lütfen
beni rahat bırak

chaeyoung:
sence benim ellerim nasıldı?

lisa:
offf
bilmiyorum
normal el gibiydi

chaeyoung:
vay be
işte şimdi gördüm
aramızdaki dağlar kadar farkı

lisa:
yaş farkından mı bahsediyorsun?

chaeyoung:
hayır lisa
aşk farkından bahsediyorum

lisa:
felsefe yapmaya falan mı çalışıyorsun şu an
hiçbir şey anlamıyorum da

chaeyoung:
ben senin ellerin için binlerce şiir yazabilecekken
senin benim ellerimi betimleyecek tek bir kelime bile bulamaman diyorum
büyük aşk farkı

lisa:
üzgünüm
lakin beni buna sen zorluyorsun
seni üzmem, duygularını incitmem için uğraşıyorsun sanki

chaeyoung:
incinmiyorum ki
meraklanma
gerçekler acıtıyor lakin zamanla geçiyor

lisa:
geçiyor değil
geçmez çünkü
alışırsın

chaeyoung:
bak ne doğru dedin
acıya alışıyorum demek ki
geçen gece hoseok'la gittiğiniz akşam yemeğinden fotoğrafları gördüğümde hissettiğim acı gibi
gözlerini sonuna kadar açarak bakma bana
anneme atmışsın fotoğrafları
galerisinde gördüm

lisa:
öylesine gittiğim bir akşam yemeğiydi
akşam yemeğine gitmiş olmam ona aşık olduğumu göstermez chae
aramızda bir şey yok yani
hem ben sana neden açıklama yapıyorum ki şu an?

chaeyoung:
sahi, lisa
bana neden açıklama yapıyorsun?

lisa:
kapat konuyu

-

Önce bir ellerin vardı yalnızlığımla benim aramda
Sonra birden kapılar açılıverdi ardına kadar
Şarabın yanı sıra felekte bir Cumartesi
Gözlerin, onun ardından yüzün, dudakların
Sonra her şey çıkıp geldi.
Yeni çizilmiş gözlerinle namuslu, gerçek
Bir korkusuzluk aldı yürüdü çevremizde
Sen çıkardın utancını duvara astın
Ben aldım masanın üstüne koydum kuralları
Herşey işte böyle oldu önce

married in vegasHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin