BÖLÜM2: İTİRAF DERKEN...

82 10 4
                                    

Okula adımımı attığım anda kendimi olmayacak kadar huzursuz hissetmiştim. Sanki aklım beni bu okuldan ayrılmam için çaba gösteriyor gibiydi. Kendimden emin adımlarla ilerlerken otobüste yüzüne somurtuğum sonrada bana gelip gülümseyen çocuk gözüme takıldı. ''Garip'' dedim içimden. Koridorda Duruyla birlikte ilerlerken beni düşüncelerimden alıkoydu. ''Ayla sınıfını biliyor musun?'' dediğinde soruyu mantıklı bulduktan sonra ağzımdan sanki soruyu anlamamışım gibi bir ''HEĞ?'' çıktı. Bana şaşkın bakışlarla bakan Duru'ya gözümü çevirdiğimde ise soruyu tekrar etmek istemediğini anladığım bir bakış attı. ''Duru biliyor musun ben bunu hiç düşünmemiştim daha sınıfımın neresi olduğunu bilmiyorum şu hale bak!!''.Duru beni sakinleştirmek istercesine '' Bilmemek değil öğrenmemek ayıp '' dedi gülerek. Bu söylediğinin üzerine benim de güldüğümü itiraf edebilirim. Daha bir saat önce tanıştığım biriyle ne kadar güzel bir arkadaşlık kurduğumuzu düşündüm. Hem de o tipsiz çocuk yüzünden!

Duru'nun beni kapısının önünde müdür TOLGA KIRAÇ yazan tabelayı görmemle birlikte üstüme başıma çekidüzen vermeye başlamam bir oldu. Duruyla, kapıyı sen çal kavgası yaparken en sonunda dayanamayıp düşük bir sesle kapıyı çaldım. İçeriden neredeyse servis şoförüyle aynı sertlikte olan ''Girebilirsiniz '' sesini duyduktan sonra Durunun kapıyı benim açmamla aldığı rahatlık nefesini duyabiliyordum. Kapı aralığından hafifçe müdüre baktıktan sonra kapıyı tamamen açtım ve şok!   Görmek istediğim son kişi olan servisteki çocuğu müdürün odasında görmemle birlikte Duruya kaş göz işaretleriyle bir şeyler anlatmaya çalıştım. Ama saçma hareketlerime anlamsızca bakan üç çift göz görünce kendime çekidüzen verip boğazımı temizledim. Ben yanımdaki çocuğa alay eder gibi bakarken bana ela gözleriyle ciddi bir şekilde sadece baktığını fark ettim. İtiraf etmeliyim çok güzel bakıyordu. Daha fazla kendimi kaptırmamak için Durunun konuşmasına döndüğümde hala bana şeklini bozmadan baktığını hissedebiliyordum. ''Müdürüm kusura bakmayın rahatsızlık veriyoruz ama arkadaşım yeni kayıt olduğu için sınıfını bilmiyor, öğrenebilir miyiz acaba?'' dedi benim tanımadığım bir Duru naifliğiyle. ''Hoş geldin kızım adı neydi?'' dedi benden cevap isteyen bakışlar atarak. Ben de zar zor çıkardığım Durununkine benzer bir sesle  ve adını bilmediğim ve hala bana bakan ela gözlü çocuğa bakarak '' Ayla  Aktaş'' dedim. Sonra arkamdaki çocuğun çıkardığı sese odaklandım ve gerçekten şaşkına döndüm. ''Baba ben derse gidiyorum geç kalmayayım'' dediği anda şaşkına dönmüştüm. Meraklı gözlerle arkama bakarken bu sefer bana sabahki gülümsemeyle bakıp ardından da göz kırpıp gittiğini gördüm. İçimden geçirdiğim ''Müdürün oğluymuş'' cümlesiyle kendi konuma zar zor da olsa odaklanmaya çalıştım. Sonrasında ise müdürün bilgisayardan adımı girdikten sonra sonucun çıkması sevinciyle bana doğru döndü ve ekledi '' Sınıfın 11-A, arkadaşın göstersin sınıfını hadi bakalım ders başlayacak geç kalmayın '' dedikten sonra tek bir teşekkür dahi etmeden kapıya yöneldik .Kapıdan en son çıkmamla kapıyı kapatma görevimi yerine getirdikten sonra Duru'nun heyecanla '' Aynı sınıftayız !!!''   demesiyle ben de sınıfta birini tanımanın sevinciyle hafifçe sırıttım.

Duruyla birlikte sınıfa girdiğimizde ilk gözüme çarpan en arkada solda tek başına oturmuş simsiyah kapüşonunu başına geçirip anlamsızca defteri karalayan birini gördüm ama sonradan böm böm ona baktığımı fark edip görüş açımı Duruya çevirdim. ''Şuraya oturalım mı?'' dememle Durunun başıyla beni onayladıktan sonra en arkada oturanın bir ön sırasına çantalarımızı koyup yerleştik .Arkamdakinin sanki önüne oturmamızdan rahatsız olmuş gibi hareketler yapmasından bıkıp arkama şiddetle baktığımda tanıdığım ela gözlerle buluşmam bir oldu. O da beni tanımıştı. Benim söyleyeceğim şeyi beklerken şiddetle konuşmaya başladım  '' Çok rahatsız oluyorsan başka bir yere git beni sabahki gibi yerimden kaldıramazsın'' bu sefer ben ona bana sabah baktığı gibi bakmıştım. Tekrar kapüşonunun şapkasının başına çekip hafifçe sırıttığı sırada ilk dersin hocasının geldiğini kapının hızlıca açılma sesiyle anladım. ''Günaydın çocuklar, oturabilirsiniz'' demesiyle ben ve arkamdaki hariç herkesin günaydın demesiyle yerlerimize oturduk. Hoca sınıfa göz gezdirirken anlamadığım bir şaşkınlıkla bana baktığında ben de aynı şekilde ona  baktım. ''E-e arkadaşlar gördüğüm kadarıyla aramıza yeni arkadaşlarımız gelmiş!'' dedi, aynı surat ifadesiyle bana bakarken. Sonrasında tekrardan o sesi duydum, arkamdaki sesi. ''Kendileri çok agresiftir hocam aman dikkat edin'' demesiyle arkama baktığımda alay eder gibi yüzüme baktı. Ben de yüzüme sinirli bir ifade takınıp ona baktım. Sonrasında etrafıma baktığımda bütün kızların aramızdaki tartışmayı kıskandıklarını bildiğim bir ifadeyle izlediklerini gördüm .Aslında bu adını dahi bilmediğim çocuğun bütün kızların hayranlıkla izlediği kadar yakışıklı olduğunu görüyordum. Ben hariç tabi ki de! 

İlk dersin birbirimizi tanımayla geçtiğini söyleyebilirim. Edebiyat hocamızın adını öğrendim: Filiz Duman. Zil çaldığında sabah apartmanın kapısında bulduğum zarf aklıma gelmişti. Tuvalete gidip bakma umuduyla Duruyu umursamadan kalkıp giderken arkadan tanımadığım bir sesin bana seslendiğini duydum. ''Ayla!'' Gözlerimi, arkama bakmamla birlikte bana seslenen,  derste adının Çınar olduğunu öğrendiğim çocukta baştan sona gezdirdim .Sonra saçmaladığımı anlayıp soran gözlerle yüzüne baktım. ''Şey merhaba!!'' dedi çınar, ben de nezaketen ''selam!'' dedim hafifçe gülerek sonrasında o sinir olduğum çocuğun hızlı, asker adımlarıyla bana doğru ilerlediğini gördüğümde sertçe kolumu sıktığında hafifçe inleyerek yerde sürüklendiğim sırada arkadan Çınar'ın şaşkın gözlerle baktığını gördüm. ''Bırak ya acıtıyorsun'' dediğimde biraz da olsa gevşetmişti elini. Hızlıca beni üst kata çıkardığında etrafına bakındı kimse var mı diye. Sonrasında kolumu bıraktı ve kollarını iki yanıma koyarak beni duvarda sıkıştırdı. İtiraf etmeliyim ki, yakından daha güzel gözüküyordu ve çok güzel kokuyordu. '' Bak güzelim'' dediğinde anlamamış gibi '' Güzelim?'' dedim. ''Susup beni dinleyecek misin?'' dediğinde cevabım ''Neden beni buraya getirdiğini söylersen  dinlerim'' oldu. ''Bak güzelim '' dedi tekrardan sonra yüzüme tekrar aynı soruyu soracak mısın acaba der gibi baktığında dikkatle onu dinlediğimi anlayıp sözüne devam etti. ''Seni buraya getirdim çünkü...

 Başımın döndüğünü hissettiğimde belimde bir el hissettim ve şunu duyup kapandı gözlerim ''Allah benim belamı versin ,Allah benim belamı versin!!''

                           TEKRARDAN MERHABA 2. BÖLÜMÜN SONUNA GELDİK EĞER BEĞENDİYSENİZ OYLAMAYI UNUTMAYINNN DEVAM EDECEK... HALA BİZİMLE MİSİN?

HERKESTEN UZAKTAWhere stories live. Discover now