Min Yoongi mutsuz bir şekilde girdi okul kapısından. Gözleri hemen ruh eşini ararken yüzü biraz daha düştü.
Yoktu Park Jimin, yoktu.
1 ay olmuştu. Son mektubu yazmasının üstünden bugün tamı tamına 1 ay geçmişti. Son mektuptan sonra ne bi mektup uğramıştı Park Jimin'in dolabına ne de sırasına sarı papatyalar.
Yolun ortasında durduğunu anlayınca yürümeye başladı okula doğru. Geçen hafta boyattığı sarı saçlarını tekrar karıştırdı. Kulağına mırıldanan şarkıya odaklanmaya çalıştı.
Someone dies or someone gets hurt
– Biri ölür ya da biri incinir.
But if one of us dies
– Ama eğer birimiz ölürse
I hope I die first
– Umarım önce ben ölürüm.Bu şarkıda her zaman onu bulmuştu. Sanki bu şarkı Min Yoongi tarafından Park Jimin'e yazılmış bir beste gibiydi.
Cause I don’t wanna live without you
– Çünkü sensiz yaşamak istemiyorum
I don’t wanna ever learn
– Asla öğrenmek istemiyorum.
How to fall asleep without you
– Sensiz nasıl uyuyabilirimMin Yoongi hiçbir zaman Park Jimin'siz uyumamak nasıl olurdu öğrenmek istememişti diye ama bu duruma mahkum kalmıştı.
Tüm ümitler yok olmuştu sanki. Bundan sonra Park Jimin'in onu bulamayacağına o kadar emindi ki. Nefesini sesli bir biçimde dışarı verip yarım saat boş boş bakındığı okul dolabından gerekli eşyaları aldı. Sınıfına doğru yürümeye başladı.
Gözleri hala sevdiği çocuğu arıyordu ama bulamıyordu. Park Jimin her zaman okula gelirdi. Acaba bi sorun mu var diye içi içini kemirirken sınıfına girdi. Kafasını yerden kaldırmadan giderken derin düşünceler içindeydi.
Sırasına geldiğinde ise rüya gördüğünü sanıp gözlerini açıp kapattı.
Sırasında bir demet sarı papatya vardı...
Daha sonra bi ses duyuldu.
"Min Yoongi"
İsmini hiç bu kadar seveceğini düşünmedi. Sanki unutmuş gibi tekrar tekrar söylemesini istedi. Kaldırdı başını sırasından.
Karşısında papatyalar kadar güzel olan sarı saçlı Park Jimin...
Hızla kendisine yürüyen küçüğüne bakarken dibinde duran çocukla bi adım geri gitti.
Bu mesafe Min Yoongi'nin kalp krizi geçirmesi için yeterde artardı bile.
Sonra olanlar ise cidden ölümü yaşatmıştı Min Yoongi'ye.
Ölüm ne zaman bu kadar güzeldi?
Sanırım o dolgun, pembe dudaklardan içildiği sürece güzeldi ölüm.
Min Yoongi ölümü yaşarken aynı anda Park Jimin ise cenneti tadıyordu.
Bulmacayı çözeli sadece bir kaç gün olmuştu ama şokun etkisinden çıkmak onun için sorun olmuştu.
Min Yoongi, yaklaşık bir yıldır sevdiği çocuğun kendine aşık olduğunu duyunca ciddi bi şoka girmişti.
Daha sonrası çorap söküğü gibi gelmişti zaten.
İlk önce Min Yoongi gibi saçlarını sarıya boyatmıştı. 3 yıl önceki gibi.
Dudaklarını ayırdı hiç istemez bir şekilde Yanağını okşadı yavaşça büyüğünün. Sanki kırılacak değerli bir şeymiş gibi.
Etrafındaki sesleri algılamaya başladığında ise büyüğünün elinden tutmuş, sarı papatya tutamını almış ve sınıftan çıkmıştı. Tabiki okulu da terk etmişlerdi.
Min Yoongi az önce yaşanan olayların etkisinde bir şekilde Park Jimin'i takip ederken nereye gideceklerini bile bilmiyordu ama küçüğünün yanındayken ölüme yürüyor olsa dahi şikayet etmezdi.
Yarım saat geçen yürüyüşün ardından kiraz çiçeklerinin döküldüğü büyük bi alana gelmişlerdi.
Burası Park Jimin'in güvenli yer diye ilan ettiği, büyüğünün portlerini çizdiği o muhteşem yerdi.
İkili bir ağacın altına oturduklarında konuşmadan birbirlerini izlediler saatlerce.
Arkadan Min Yoongi'nin bestesi çalıyordu sakince.
Son sözü birlikte söylediler
I can be in love forever...
Daha sonraki günlerde Min Yoongi Park Jimin'e olan aşkını sıkılmadan sevgilisine anlattı. Yeri geldi ağlattı.
Park Jimin'in aşkı Min Yoongi kadar eski değildi ama kalplerde güzel bir yer bıraktı. Onlar birbirlerini çok sevdiler. Kavuşamayanlara ümit oldular.
Yıllar sonra evlat edindikleri çocukları Min JiYoon tanınan bir yazar olarak şaheserinde babalarının aşklarını anlattı. En çok satanlar listesinde bu kitapla aylar boyunca birinciliğini korudu.
Kitabın adını ise My Little One koydu.
Min JiYoon babalarının aşklarını öldükten sonra kitaplarda yaşattı.
Min Yoongi ve Park Jimin'in aşkı dillere destan bir şekilde herkesin dilinde dolandı. Tıpkı şuanda da olduğu gibi.
Min Yoongi ve Park Jimin'in aşkı ölümsüzdü. Bu aşk Park Jimin'in sonsuzluğunda, Min Yoongi'nin hiçsizliğinde ömür boyu yaşadı ve yaşamaya devam edecek.
Teşekkürler...💛
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Little One
Fanfiction"𝐖𝐡𝐞𝐧 𝐈 𝐛𝐞𝐥𝐢𝐞𝐯𝐞𝐝 𝐲𝐨𝐮 𝐰𝐞𝐫𝐞 𝐆𝐨𝐝, 𝐈 𝐨𝐛𝐞𝐲𝐞𝐝 𝐏𝐚𝐫𝐤" "𝐘𝐨𝐮'𝐫𝐞 𝐦𝐲 𝐆𝐨𝐝 𝐌𝐢𝐧" •minific •semeGi × ukeMin