AY TOZU KRALLIĞI

76 4 0
                                    


Lorn, Acid Rain


Gecenin karanlık koynunda saklanan kadın hastalıklı mavi gözlerine son bir kez baktı. Her gece lenslerinden kurtulduğunda aynada hastalıklı gözlerine bakardı, babasından kalacak olan son miras. Lenslerini bu sefer çöp kutusuna attı her gece kutusuna geri koyduğu lensleri bu sefer çöp kutusuna atmıştı. 

Herkese onun kızı olduğunu bu gözlerle kanıtlayacaktı, herkese onun öz kızı olduğunu bu gözlerle ispatlayıp bu gözlerle öldürecekti, bu mirasla. 

Son kez karanlığın koynunda saklandı çünkü artık saklanmak yoktu, son kez ışıkları açmadan aynaya baktı ve ilk kez karanlığa veda etti. 

Arkasını döndü zarif parmaklarını özel taşlarla kaplı büyük kapıya koydu bu kapıyı açıp o tahta oturduğunda her şey onun elinde olacaktı. Karanlığı arkasına alıp beyaz aydınlığın gözlerini kör etmesine izin verecekti.

Derin bir nefes aldı kamburunu son kez düzeltti, korkusunu son kez yuttu, cesaretini belki binlerce kez yudumladı ve o kapıyı zarif bir şekilde hızlıca açtı.

Gözlerini yumdu hepsinin bu gözleri aynı anda görmesini istiyordu, hepsi bu gözleri o tahta oturunca görecekti. Kıpkırmızı uzun elbisesi siyah halıda süzülürken o aynı bir tanrıça asilliğinde siyah halıda yürüyor, tahtına her adımda biraz daha yaklaşıyordu. Sağ tarafında on iki sol tarafında on iki olmak üzere tam yirmi dört kişi altınla kaplı sandalyede oturuyor ve siyah halı üzerinde yürüyen bu kadını izliyordu. 

Hepsi kadının her adımında bir kez daha hayran kalıyor onun bir insan olmadığına kanaat ediyor ve bu kadının hayallerini süslemelerine izin veriyordu.

Tahtın önünde durunca tüm adamlar onun elbisesinin açıkta bıraktığı beyaz sırtına bakıyor hepsi aynı anda yutkunuyor olacakları düşünüyor kız sanki onlara korkuyu solutuyor, olacaklar oradaki yirmi dört adamı korkutuyor boğazlarını düğümlüyor nefeslerini kesiyor. 

Ama oradaki bir adam, tahtın arkasında karanlığa karışmış olan, o diğer adamlar gibi korkmuyor aksine meraklanıyor kadın onun nefesini kesmiyor o kadın sadece onun nefesi oluyor kalbinin atmasını sağlıyor. Adamın simsiyah gözleri kızın hâlâ kapalı duran gözlerine tutunuyor.

Kız yirmi dört adamı arkasına alıyor ve gözlerini hızla açıyor ilk defa gözlerini tahtın arkasında karanlığa karışmış olan o adama açıyor hastalıklı gözler simsiyah gözlere kenetleniyor hiç bir duyguyu hissetmeden birbirlerine bakıyorlar ikisi de bir boşlukta süzüyor adamın siyah gözleri bir şeyi kabulleniyor ama neyi kabullendiğini bilmiyor kadın onun kabullenişini görüyor dudakları gerçek bir gülümsemenin timsali oluyor ama bunu kimse bilmiyor.

Adam bir anlığına her şeyi boş veriyor kız ona arkasını dönmeden onun gülüşüne bakıyor. Kadın öyle bir gülümsüyor ki yapmacıklıktan uzak gerçekliğe tuzak fakat bu tuzak ölümlerle süslenmiş. 

Kadın adamdan gözlerini çekiyor ve yavaşça arkasını dönüyor. Tahta öyle asil öyle hakkını vererek oturuyor ki adamların dudakları aralanıyor nefesleri bir anlığına kesiliyor zihinleri donmuş gibi kadından başka hiç bir şeyi düşünmüyorlar. 

Kadın hastalıklı gözlerini dökülecek olan tüm kanların hakkını verecek bir intikamla o yirmi dört adamın üzerinde gezdiriyor. Her birine bakarken aklına yapacağı katliamları getireceği özgürlükleri geliyor. 

Adamlar kadının bu intikam gibi bakan gözlerine bakıyor her birinin kalbi ağızlarında atıyor her biri heyecandan dilini yutuyor koca salonda bir ölüm sessizliği var oluyor. 

Herkes gözlerini onun hastalıklı bulanık mavi gözlerine bakarken o güzel dudaklarını aralayıp şunları söylüyor.

"Kaderi de intikamı da ben alacağım!"

Bu adaletsiz dünyada tek şansımız kaderimiz.

Hangi tarafta(coğrafyada), hangi ailenin çocuğu olarak doğarsak alın yazımız o olur.

Yani kaderimiz bizim yaşamımızı belirler.

Afet

Adım Afet 

Anlamı felaket.

Peki ben neydim bu Ülkede

Hiç, ben bu bilinmez ülkede bir hiçtim.

Bilinmezlikte doğmuştum,

Kaderim belirlenmişti.

Ya herkesin kaderini değiştirecektim ya da herkesin kendi kaderine boyun eğmesine izin verecektim.

 ♠











AY TOZU KRALLIĞI (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin