9

6.9K 164 12
                                    

Üzerimde gezinen ürpertiyle birbirine yapışmış kirpiklerimi zorlukla ayırmaya çalıştım.
Bir iki kez denedikten sonra çok az aralayıp etrafıma baktım.

Son olan şeyler aklıma gelince dolan gözlerimi sımsıkı kapatıp dişlerimi dudağıma geçirdim.
Yaşadığım şeyler giderek yük olup sırtıma biniyordu ve daha fazla ayakta duramıyordum.

O adamın dokunuşlarını tekrar hissetmek ölüm gibiydi...

Aklımdan geçen şeylerle derin bir nefes alıp sakin adımlarla ayağa kalktım.
Küçükken annemin bana söylediği ninniyi mırıldanarak üzerime dolapta bulduğum beyaz elbiseyi geçirdim.

Sol tarafta duran makyaj masasının üzerindeki tarağı alıp aynanın karşısına geçip saçlarımı uzun uzun taradım.

Kendime baktığımda boğazımdaki düğüm giderek büyüdü sanki.
Zorlukla yutkunup gözlerimi sımsıkı kapadım.

Şuan 5 yaşındayım ve evimdeyim,annem saçlarıma öpücük kondura kondura saçlarımı tarıyor ve bana ninni söylüyordu.

Korka korka gözlerimi açtığımda hayal olduğunu bilmek bir kez daha canımı yakmıştı.

Aynadaki yansımama buruk bir tebessüm edip elimdeki tarağı yerine bırakıp odadan çıktım.

Hiçbir yere bakmadan çatıya çıkan merdivenlere ilerleyip sakın adımlarla istediğim yere ulaştım sonunda.

En uç kısma doğru yürüyüp kenarlık gibi olan şeyin üstüne çıktım.
Ellerimi iki yana açıp " özgürüm" diye fısıldadım aciz bir şekilde.
Rüzgardan uçuşan saçlarım yüzüme çarpıyor tüm rüzgar tenimde dans ediyordu.

Gözümden süzülen yaşı elimin tersiyle silip "Affet Allah'ım a-ama dayanamıyorum" diye fısıldayıp annemin küçükken öğrettiği dua'yı okuyup ayağımı boşluğa doğru uzattım.

~Yiğit~

Duyduğum şeyle hızlıca çatıya doğru koşmaya başladım.
Ona yetişememe korkusuyla yüreğim sıkışıyor nefes alamıyordum.
Hızlı adımlarla merdivenleri de çıktıktan sonra nefes nefese öne doğru atıldım.

Çatının en uç köşesinde öylece durmuş birşeyler mırıldanıyordu.
Ayağını boşluğa attığı an onu korkutmamak için yavaşça " Berna" diye seslendim.

Başını hafif kaldırıp keyiften yoksun bir şekilde gülümsedi.

Ağlamamak için kendimi sıkarken " Ne yapıyorsun orada " diye sordum temkinlice.
Beni duymamış gibi davranıp başını tekrar önüne çevirdi.

Esen rüzgarla saçları uçuşuyor içimdeki korku giderek artıyordu.

Umutsuz bir şekilde " Berna ne yapıyorsun orada, çok yüksek bak düşeceksin " dedim.

Küçük bir kız çocuğu gibi omzunu silkip öne doğru bir adım daha attı.
Korkuyla ona doğru koştum fakat bana doğru uzattığı eliyle olduğum yerde kalakaldım.

" Burada ne yapıyorum biliyor musun?"

Başımı hayır der gibi iki yana sallayıp " H-hayır" dedim.

" Ben bu gece burada tüm acılarıma son vereceğim.Sana çok yalvardım, bırak dedim bırakmadın.
Bende geriye kalan tek şeyi yapıp, öleceğim"!.

" Sana her şeyi anlattım, zarar görecektin korumak istedim".

" Sen beni korumadın ki, bana en büyük zararı acıyı sen verdin".

"Bak tamam bazı şeyleri düzeltmeye çalışacağım tamam mı"?

"Iıh yalan söylüyorsun,buradan indikten sonra yine eskisi gibi canavar olacaksın. Ben daha fazla acı çekmek istemiyorum" diyip başını önüne eğdi ve derin bir nefes aldı tam öne doğru adım atacağı an " dur" diye bağırdım.

Ağlayarak yüzüme bakıp " neden kurtulmama izin vermiyorsun, ölmekten başka çarem yok bırak öleyim" dedi.

Hıçkıra hıçkıra ağlarken sert bir şekilde yüzümdeki yaşı silip" madem öyle haydi birlikte ölelim" diyip hızlıca yanına gittim.

Şok olmuş bir şekilde yüzüme bakarken hafif tebessüm edip " ne sanıyorsun ki, buradan atlayıp benden kurtulacağını mı. Sensiz yaşayamam kızım ben, madem ölmek istiyorsun birlikte öleceğiz" diyip elini tuttum.

Soğuktan nasibini almış elini iyice avucumun içine alıp " çok üşümüşsün" diye fısıldadım.

Gözlerimi acıyla kapatıp ormandan gelen kokuyu içime çekerken "Dallarına salıncak kurup, gölgesi altında senin için hazırladığım şeylerle piknik yapıp mutluluğumuzu paylaşmak istediğim ağaçlar intiharımıza şahitlik edecek " dedim içim yanarken.

Hızlıca elimi itip " in buradan lütfen son ver bu yaptığın şeye " dedi.

Güzel yüzüne uzunca bakıp " sensiz inmem, ya birlikte yaşayacağız ya da birlikte öleceğiz" diyip gülümsedim.

Gözlerimin içine uzunca bakarken bir anda elini elimden çekip öne doğru atıldı.
Yaptığı ani hareketle son anda kolundan tutup üzerime çektim.

Vücuduma baskı yapan bedeniyle geriye doğru savrulup sert bir şekilde zemine çakıldım.
Üzerime düşen bedeniyle ne olduğunu anlayamamış öylece yüzüme bakıyordu.

İstediği şeyin olmadığını anlayıp bağıra bağıra ağlamaya başladı.
Kollarımı bedenine sımsıkı sarıp derin bir nefes aldım.

" Bırak artık beni bırak" diye bağırıyor elleriyle göğsümü yumrukluyordu.
Belindeki ellerimi çekip yanaklarını kavrayıp başını kaldırdım.

Dudaklarımı alnına bastırıp " çok şükür" diyip bir kez daha öptüm.
Yüzünü doğrulmak isterken başını ellerimden kurtarıp kalkmaya çalıştı.
İzin vermeyip kollarımı sımsıkı bedenine doladım.

"B-bırak"

"Bırakmam"

" Senden n-nefret ediyorum"

" Biliyorum"

"Ölmeme izin ver"

"Asla, yaşayacaksın. Herşey düzelecek" diyip yerden yavaşça kalkıp onuda kolundan kavrayıp kucağıma aldım.

"K-kanıyor" dediği an anlayamamış tedirgin bir şekilde vücuduna göz gezdirmiştim.

Anlamaz bir şekilde yüzüne bakarken " başın kanıyor" dedi.

Derin bir nefes alıp "önemli değil, canın yanıyor mu" diyip her an bişey olacakmış gibi sımsıkı sardım kollarımla.

"Hayır" diyip yüzünü yere eğdi.

Merdivenden inip odaya girip onu yavaşça yatağa bıraktım.
Dolaba ilerleyip onu ısıtacak kalınlıkta pijama takımı alıp yanına gittim.

"Çok üşümüşsün,al bunları kapıda bekliyorum ben bir sorun olursa seslen tamam mı" diyip yüzüne baktım.

Ağlamamak için kendini sıkıyor dişlerini geçirdiği dudakları titriyordu.

"Seni asla affetmeyeceğim"diyip bir hışımla elimdeki kıyafetleri alıp banyoya girdi.

Derin bir nefes alıp kendimi odadan dışarı attım.

Yüreğimdeki Ateş (yeniden yazılıyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin