Jisoo ve Namjoon ayrıldıktan sonra arkadaş kalacaklarına dair söz vermelerine rağmen Jisoo Namjoon'u arkadaştan daha fazlası olarak görmektedir. Namjoon ise arkadaş olmalarına rağmen Jisoo'nun kalbini paramparça etmiştir.
-
'Bebeğim anlamıyorum,
değ...
Jennie, Nayeon ve ben okuldan sonra bir sokak ötedeki yeni açılmış kafeye gitme kararı almıştık. Miyeon'la artık görüşmüyordum. Zaten okul değiştirmişti ki bu benim işime bile geldi. Yüzünü dahi görmek istemiyordum. Dersin bitmesine beş dakika varken bileğimdeki lastik tokayla saçımı bağladım. Ensemi yakıyordu saçlarım.
Dersler bittikten sonra yan sınıftaki Jennie ve Nayeon'un yanına gittim. Gülümseyerek çantasını omzuna atan Nayeon'un koluna girdim. Bu kız gerçekten fazla pozitifti çünkü şu an kalabalık sokakta sekerek yürüyordu. Kafeye geldiğimizde camın kenarındaki boş bir masaya oturduk. Burası sokağı full HD izleyebileceğimiz bir yerdi. Hepimiz bir kahve ve ortaya çikolatalı bir pasta sipariş etmiştik.
Onlar gelene kadar Jennie sevgilisi Kai'den bahsediyordu. Gerçekten çok güzel bir ilişkileri vardı. Biz Namjoon'la sonlara doğru hep tartışmıştık. Oysa başlarda çok güzeldi her şey. Birbirimize sürprizler yapardık. Hatta bir keresinde boş bir alana gidip müzik olmadan dans etmiştik. Başka bir sefer de birlikte huzurevine gitmiştik. Ama bir şeyler değişmişti. En çok da Namjoon değişmişti...
Düşüncelerimden Nayeon'un sesiyle ayrıldım. "Jisoo sen bizi dinlemiyor musun?" Kafamı hızla sallayıp kendime geldim. "Dalmışım biraz. Noldu ki?" Nayeon otuz iki diş sırıtıp konuştu. "Bu Kai'nin arkadaşı Kyungsoo var ya. Biz onunla çıkmaya başladık!" Şokla gözlerim açıldı. "Sen ciddi misin? Çok sevindim. Ben Kyungsoo ile çocukluktan beri arkadaşımdır. Birkaç kere birbirinize bakışlarınızı yakalamıştım zaten." Nayeon sertçe koluma vurdu. Tanrı'm eli m kadar ağırdı! "Böyle arkadaşların var niye ayarlamıyorsun bir tanesini deli karı?!" Kahkahalarla gülerken siparişlerimiz gelmişti. Sohbet ederek kahvelerimizi içiyorduk ve pasta yiyorduk. Bu keyifli dakikaları bitiren daha önce kütüphaneye gelip Namjoon'un beni çağırdığını söyleyen çocuktu. "Jisoo! Namjoon Jaebeom'la kavga ediyor. Çabuk sadece sen ayırabilirsin onları!" Hızla kafamı salladım. Hesabı ödeyip kızlarla birlikte çocuğun demesi üzerine kafenin yakınındaki basketbol sahasına geldik. Gerçekten de Namjoon ve Jaebeom yine kavga ediyordu! Hızla koştum ve burnu kanayan ayrıca kaşı ve dudağı patlayan Namjoon'u daha beter halde olan Jaebeom'dan ayırdım. "Namjoon ne yaptın sen?!" Jaebeom yediği dayağa rağmen sırıtarak konuştu. "Sana aşık olduğumu duyunca kudurdu Jisoo."
"Bana bak piç kurusu! Seni gebertirim!" Namjoon'u zor zaptediyordum. Gerçekten çok sinirliydi. Ama Namjoon bunun için bu kadar sinirlenmezdi. Kesin başka şeyler de vardı. Tam o sırada Jaebeom yine konuştu.
"Ha bir de, geçen gece olanları da öğrendi tabi."
- - -
Kudur Namjoon sen hakettin nihahahah
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
