5

35 4 8
                                    

"Neden çağırmıştınız beni prensim?"

Changmin odaya girdiğinde arkasından kapanan kapıya bakıp tekrar prense dönmüştü. Minhyuk karşısında dikilmiş onu süzüyordu.

"Kardeşime ne yaptığını biliyorum."

"Bir şey mi yapmışım? Haberim yoktu."

"Salağa yatarak kurtulabileceğini sanma. Sizin yaşınızdakilerin aklında neler döndüğünü gayet iyi biliyorum."

"Neler dönüyormuş?"

Prens eliyle Changmin'in yaklaşmasını işaret ettiğinde Changmin prense yaklaşmıştı. Prens elini Changmin'in omuzuna koymuştu.

"Kardeşim seni eğlencesine alet ediyor ve sen de ona ayak uyduruyorsun."

"Kardeşinize çok düşkünsünüz anlaşılan."

"Pek sayılmaz." Prensin eli Changmin'in omuzundan koluna inmiş, ardından da Changmin'in elini tutmuştu. "Kardeşim çok küçük ve cahil."

"Bende öyleyim."

Changmin elini tutan ele bakmıştı. Prens Chanhee hariç, bir kraliyet üyesinin odasına girerken üzerindeki tüm silahları dışarıda bırakması gerekiyordu. Bu durum onu güvensiz hissettirmişti.

"Chanhee ile benzemiyorsunuz. O hiç bir şeyin farkında olmayan bir çocuk daha, ama sen öyle değilsin."

"Sizce bu yaptığınız doğru mu?" Changmin elini çekmişti. Prensin yüzünde alaycı bir gülümseme oluştuğunda Changmin de yutkunmuştu.

"Ah Changmin..." Prens, Changmin ile arasında mesafe bırakmayacak şekilde ona yaklaşmıştı. Bir eliyle Changmin'in ensesi okşamaya başlamıştı. "Senin kardeşime yaptıkların doğru muydu? Onunla oynadığın tüm bu oyun... seni hiç rahatsız etmedi değil mi? Hem de bir başkası da sizinle aynı odadayken."

Prensin diğer eli Changmin'in bacak arasına indiğinde, Changmin prensin ellerini tutup çekmesini sağlamıştı.

"Ama sizin yaptığınızla aynı şey değildi."

"Seni öldürebilirim, bunu biliyorsun değil mi? Geçen akşam yaptığından dolayı bile kellen uçabilir."

"Prens Chanhee'yi sizden korumaya çalışıyordum. Benim görevim onu herkesten korumak. Özellikle de sizin gibilerden."

"Bunları sonra konuşalım." Prens, Changmin'e tekrar yaklaştığında Changmin geri çekilmişti.

"Chanhee'ye kız gibi olduğunu söyleyip onu aşağılıyorsunuz. Eğer bir erkeği arzulamak onu kız yapıyorsa sizi de kız yapar. Siz de farklı olursunuz."

"Sus artık, olur mu?" Prens kaşlarını çatmış, elini Changmin'e uzatmıştı. Changmin'in o eli tutmak gibi bir niyeti yoktu. Ama korkuyordu, prens kendisinden sekiz yaş büyüktü ve Changmin'in aksine güçlüydü.

"İstemiyorum."

Prens ifadesiz bir suratla Changmin'e yaklaşmış ve onun bileğini kavramıştı. Sıkıca tuttuğu Changmin'e yaklaştığında Changmin onu itmeye çalışmıştı. Prens diğer eliyle Changmin'in belini sardığında, dudaklarını karşısındakiyle birleştirmişti.

O sırada bir hışımla açılan kapıyı ikisi de fark etmemişti. İçeri giren Chanhee elindeki kitapları yere düşürdüğünde askerler Chanhee'ye bakmıştı, bu yüzden Chanhee hariç kimse kenarda öpüşen ikiliyi görmemişti.

Chanhee kapıyı arkasından kapatmış ve karşısındaki Changmin ve Minhyuk'a bakmaya başlamıştı.

Minhyuk öpüşmelerini kestiğinde Changmin başını çevirmiş ve prensten uzaklaşmaya çalışmıştı. Minhyuk Chanhee'yi gördüğünde duraksamıştı. Changmin ise sırtı kapıya dönük olduğu için Chanhee'yi fark etmemişti bile.

kingdom - nyukyu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin