Sabah 6'da kalkmış, telaşla hazırlanmaya başlamıştım. O kadar garip bir histi ki... Heyecanlı değildim, biraz korkuyordum. Resmen kendi ölümüme hazırlanıyormuşum da haberim yokmuş.
07.50de anlaştığımız yerde bekliyordum. 07.54te de Cihan geldi. Hiçbir şey hissetmeyecektim. Hissetmemeliydim.
Beceremedim...
Arabanın kapısını açtım,binmeden önce birkaç saniye bakıştık öylece. Mavi gözleri kısılmış,32 diş gülümsüyordu bana. Bir şey hissetmeyecektim ama,o gülüşe aşık olmamak imkansızdı. O an o gülüşe,o sese,o surata aşık oldum. Yanıyorum,kendimi o yangına ellerimle ittim. Biliyorum.
"Günaydııın." Dedi ve ben bittim...
Heyecanlanınca gülen,hatta sırıtan biriyim. Stresliyken kolyemle oynarım.
Ellerim kolyeme yapışmış, bırakmıyordu. Bir sağa bir sola oynayıp duruyordum kolyemle.
Cihan ise konu açmaya,beni konuşturmaya çalışıyordu. Sorduğu sorulara kısa cevaplar veriyor, sonrasında gülmemek için zorluyordum kendimi.
"Hep böyle güler misin?"
"N-ne?"
"Güzel gülüyorsun, güzelsin."
Utanmıştım. Sadece yüzümü ona çevirip gülümsedim. Fark etmiş olacak ki o da bana döndü, gülümsedi.
Okulum şehrin dışında kalıyordu, ana yolu kullanmamız gerekiyordu. Yol boştu. Yavaş gidiyordu.
"Niye böyle yavaş gidiyorsun?"
"Biraz daha birlikte kalırız diye."
Düşmez mi Minel buna? Bal gibi de düşer.
Sınavlardan bahsettik biraz. Kendi okul dönemini anlattı. Komikti. Ben çalışkanım,oysa sınıfı zor geçen haylaz çocuk. Farklıydık bu konuda.
Okulun önüne gelmiştik. Zile 10 dak vardı daha. İnmeli miydim,kalmalı mı?
"Vaktin varsa kalsana?"
Kalırım canım,kalırım.
Son dakikaya kadar bekledim. Zil çaldı, öyle indim arabadan.
"Görüşürüz Minel. İyi dersler."
Gülümsedim.
"Görüşürüz Cihan."
Arabadan indiğimde sırıtıyordum.
Birkaç adım attım ki mesaj geldi.
"Kızmayacağını bilsem sarılırdım,sarılmamak için zor tuttum kendimi."
Kalbim yerinden çıkacaktı, eminim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sonun Başlangıcı
Teen FictionGelin hep birlikte Minel'in yanışına şahitlik edelim dostlar (✷‿✷)