on birinci bölüm

3.7K 325 173
                                    

backcourt: savunma sahası

dribbling: top sürme

pivot: pota altında oynayan uzun boylu oyunculardır. (karşı takımın sahasında)

şutör gard: oyun kurucu ile birlikte oyunu kurmaya ve topu taşımaya yardımcı olmasıyla birlikte şuta yönelik setlerde kullanılan oyuncu

uzun forvet: pota altında pivota yardım eden

kısa forvet: şut ve ribaunt kabiliyeti olan çok yönlü basketbol oyuncularıdır

jump shot: oyuncunun sıçrayarak havada tek elle basket yapma amacıyla şut atması

turnike: koşarak potaya en yakın mesafeden, çarptırarak veya direkt çembere tek elle atılarak yapılan şut

⭐💧

Eşofmanlarımızı giyip bir süre soyunma odasındaki banklarda oturup işin içinden nasıl yırtacağımızı düşündük. 

"Birimizi merdivenlerden itelim, hastane falan derken kaynar arada." diye insan üstü zekaya sahip Sıddık'a çevirdik bakışlarımızı.

"Seni ittirelim o zaman zırto." dedi Mamo. Direkt kafasını salladı. "Yok knk, almıyayım ben." deyince göz devirdik.

"Bindiğğh bi alamete gedeyoh gıyamete amenin!" Stresten dengemiz şaştı hep beraber kahkaha attık.

"Şu durumda bile hala gülüyoruz amına koyim. Adamlar pestilimizi çıkartıcak." dedi ve başını hafifçe duvara vurdu Ömer.

"Şunların dillerine düşmeyelim, gidelim artık." dedim ve ellerimi dizlerime vurup ayağa kalktım. Onlarda benimle birlikte ayağa kalktılar, kapıyı açıp spor salonuna ilerledik. 

Spor salonundan yere vuran top sesleri gelmeye başlamıştı bile. Salona girdiğimiz gibi gözüme direkt tek potada maç yapan sağcılar girdi. 

"Bunlar baya ciddiye almışlar amk." diye mırıldandı Sıddık. Başımı hafifçe salladım ve Alparslan'a döndüm.

Üzerinde NBA Lakers forması ve şortu vardı, saçları daha şimdiden terlemiş ve alnına dökülmüştü. Diğerleri de onun gibi forma giymişti.

Sıddık bakışlarını giydiği adidas bilekten lastikli eşofmana çevirdi. "Kendimi Ronaldo'nun yanındaki Sabri gibi hissediyorum amk." dedi ağlamaklı bir yüzle. Göz devirip önüme döndüm.

"Ooo gelmiş bizim lümpen minnoşlar." dedi Alparslan alay ederek. Sağ elimi yumruk yapıp yavaşça onlara doğru ilerledim, bizimkilerde peşimden geldi.

"Naber hasss türkler?" dediğimde Mamo "auuu!" dedi. Bu sefer biz gülerken onlar sinirle yüzümüze baktı.

"Kibar olmamız için yalvarcağınıza gelmiş gülüyorsunuz. Aahh ah, yazık olacak." Bakışlarımızı sahte bir hüzünle bize bakan Alperen'e çevirdik.

"Eğv eğv." dedi Mamo ağzını yamultarak. Göz devirdi Alperen.

"Başlayacaksak başlayalım artık, işimiz var." dedim.

"Ne işin varmış senin?" dedi Alparslan alay ederek.

"Sana ne yarram?" Göz devirip elindeki topu sertçe bana gönderdi. Şaşırdığım için biraz geç tutmuştum ve karnıma çarpmıştı.

"Bayanlar önden." Beraber güldüler ve kendi taraflarına ilerlediler. Topu koltuk altıma koydum ve bizde kendi potamıza ilerledik.

Normalde ortaya iki kişinin geçip havaya fırlatılan topu almaya çalışmasıyla başlamamız gerekiyordu ama biz direkt backcourt* yapacaktık.

Bizleri gören öğrencilerin bazıları kenara bazıları ise tribüne oturmuştu. Eh kim kaçırırdı ki zaten bu maçı? Alt sınıflardan bir çocuk düdükle gelip "Ben hakem olabilir miyim?" dedi bir bana bir Alparslan'a bakıp. Omuz silktim, benim için fark etmezdi.

"Tamam, geç bakalım." dedi Alparslan. Çocuk heyecanla gülümseyip kenara geçti.

Oyun kurucu* yerine geçip dribblingi* ben yapacaktım. En uzunlarımız Necip ve Memo olduğu için pivota* geçtiler. Ömer direkt şutör garda* geçti. Mamo kısa forvete*, Sıddık'ta uzun forvete geçti. Karşı takım da yerini alınca oyun başladı.

Temkinli adımlarla topu sürmeye başlayınca Ömer'de yaklaşık bir metre yanımda ilerliyordu. Biz orta çizgiyi geçene kadar karşı takım dokunamazdı bize.

Bakışlarımı karşı takıma çevirdim. Alparslan sırıtarak bana bakıyordu. Yutkunup çizgiyi geçince hala üzerime gelmedi. Anlaşıldı, bunlar bizi baya parmaklarında oynatacaktı. Topu sola doğru Ömer'e gönderdim.

Topu tutup hızlıca ilerlerken yanından Gökalp abandı ve topu almaya çalışıyormuş gibi yapıyordu. Sağ eliyle topu sektirip sol eliyle Gökalp'i karnından ittiriyordu.

"Buradayım!" Sıddık Ömer'e doğru koştu, Ömer topu ona doğru fırlatınca tam tutacakken Akad zıplayıp sol eliyle tuttu ve bizim potaya doğru koştu. Arkasından diğerleri de koşunca bizde hızlıca koştuk.

Alperen'e doğru sert bir göğüs pası atınca hiç birimiz tutamamıştık. Topu havada kapıp potaya doğru bir jump shot*yaptı ve top basket olunca gülüp omuz, yumruk tokuşturdular.

Bizimkilere döndüğümde biz bittik der gibi kafalarını salladılar. Harbiden boku yemiştik..

***

Aradan geçen yarım saatte durum 74-12 idi. Bu 12 sayıyı da resmen götümüzü yırtarak almıştık. Top bendeyken hızlıca onların potasına doğru koştum ama önüme Ulus çıkınca topu sağ elime alıp sol kolumla onu engellemeye çalıştım.

Ne olduğunu anlamadan arkamdan hızlıca sert bir beden çarptı. Şaşkınlıkla donakalınca bana dayayan kişiye döndüm. Alparslan sırıtarak bana doğru tekrar atıldı bu seferde şeyini bacağıma sürterek topu alıp hızlıca turnike* attı.

Şaşkınlıkla olduğu yerde durunca Sıddık yanıma geldi. "Noldu lan?" deyince dikkat çekmemek için kendimi toparlayıp geriye doğru adımladım "Yok bir şey başlayalım hadi." dediğimde başını salladı ve tekrar başladık.

Tekrar hücum edince topu Ömer'e attım. Ömer hızlıca potaya koşunca yanına Akad geldi ve omzuyla çarpıp Ömer'i düşürdü ve üçlük attı. Onu umursamadan yanına gidiyorduk ama hemen yanına tek dizinin üstüne çömelmiş Gökalp'i görünce afallasamda geri hızlanıp yanına gittim.

"Bir yerin acıyor mu?" 

"Ş*şey sadece sağ bacağım biraz acıyor.." En az benim kadar şaşkındı Ömer'de. Gökalp yerden kalktı ve Akad'a döndü.

"Dikkatli olsana oğlum! Çocuk senin yarın kadar zaten." Gökalp'in sinirle konuşmasına hepimiz şaşırmış bir suratla baktık. Bu çocuk napıyor?

"Hayırdır Gökalp kardeş, sen neden gerildin arkadaşları dururken?" dedi Akad şüpheli bir tavırla.

"Ne alaka amına koyim." sesini ifadesiz tutmaya çalışmıştı ama gerildiği belliydi.

"Kesin kavgayı, maç bitti." dedi Alparslan. Ona dönüp başımı salladım.

O da çakmıştı durumu. "Off her yerim ağrıyor! Gidelim bir an önce." diye sızlandı Mamo.

Olayları anlayamamış ve şaşkınca etrafa bakan Ömer'e eğilip kalkmasına yardımcı oldum. "Gidelim.." 

Spor salonundan çıkıp direkt odamıza doğru ilerledim. Bizimkiler olayı unutmuş kendi aralarında muhabbet ederken Ömer'e yaklaştım.

"Seninle önemli bir şey konuşcam odada. Ama yalnız olmamız lazım." diye kulağına fısıldadım.

"Tamam.."

⭐💧

Bugun haftasownu kawga yok sewis var

saka

degil

yarisi saka.

Taraf -GAY (Askıda) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin