Merhaba Leydim, bu size son yakarışım. Bu size son özlem dolu sözcüklerim. Biliyorum, sevdiniz beni. Biliyorum gitmek istemediniz. Ama bilmek yetmiyor Leydim.Yalnız benim gücümle uzanamayız göğe, inanırsan sen bana ulaşırız sonsuza. Bu mazi netleşmedi, bendeki yara geçmedi. Gün geceden geçti, bu acı hiç gitmedi.
Derler ki; Aşk, delice sevmektir. Sevmek ise sonsuz güvendir. İnanmak ve hayal etmektir, sonsuza kadar güvenmektir.
Yine dalıyor gözüm uzaklara Leydim, aklımda hep siz. Artık bulutları izlerken pamuk şekerine değil size benzetiyorum her birini. Sanki yüzünüz ben aşık olayım diye, ben unutamayayım da aşkın ne feci şey olduğunu anlayayım diye yaratılmış.
Saçlarımı severdiniz Leydim, ben her gün siz sevdiğiniz için saatlerce izlerdim onları. Okşardım Leydim, sanki parmaklarımın değdiği yere aslında sizin parmaklarınız değiyor, aslında siz okşuyor sonra da öpücükler bırakıyordunuz. Âh Leydim, ne oldu size, ne oldu bana nasıl bir sebep sizi benden ayırdı?
Sizi hiç kokusunu duymak istemediğim bir Papatya gibi sevdim. İncitmeden. Kırmadan. Peki siz Leydim, neden gittiniz? Ben hâlâ size deliyken neden gittiniz?
Bazen kızıyorum size Leydim gittiğiniz için, sonra gülümsüyorum. Sizin gidişiniz bile güzeldi. Bu kadın giderken bile güzeldi demiştim içimden. Sahi Leydim? Nasıl bu kadar güzel olabiliyorsunuz? Ya da nasıl bu kadar kolay gidebildiniz?
Bana yazdığınız tüm şiirleri yaktım Leydim, aslında yaktığımı sandım. Ben zaten hepsini aklıma kazımışım. Ben zaten çoktan sizin için deliye dönmüşüm Leydim. Fotoğraflarınızı yaktım Leydim, aslında gözlerime hapsetmişim onları.
Kalp sancısı Leydim, okşamak ile geçmiyor.
Gidiyorum bu şehirden Leydim,sizin nefes aldığınız şehirde yaşamak beni nefessiz bırakıyor. Beni size itiyor. Sizi çok özledim Leydim, terasınızda sarılarak yıldızları izlemeyi özledim. Kokunuzu, sıcak nefesinizi, güzel sesinizi, aşık olduğum gözlerinizi,uzun saçlarınızı ve bana Papatya diyişinizi tanrı şahit çok özledim Leydim.
Bu yüzden gidiyorum. Sizden, anılardan ama korkmayın size olan aşkımdan gidemem. Onu kalbimden istesem bile atamam.
Güzel bir şehire gidiyorum Leydim, masum çocukların olduğu, gökyüzünün mor olduğu evrene gidiyorum. Size olan aşkımı alıp gidiyorum. Bilmenizi isterim yine gelseniz, yine yenilirim size. Bu yüzden gelmeyin.
Papatya'larımı da alıp gidiyorum Leydim, onlar güzel bir evreni hak ediyorlar.
Leydim, aşık olduğum kadın, seni hep kalbimde taşıyacağım. Bu evren bize göre değilmiş. Bizim mor gökyüzüne ihtiyacımız var.
Hayır ağlamıyorum Leydim, ağlayınca çirkin olduğumu söylerdiniz. Ben hep gülümseyeceğim. Var oluşa aldanmadan gideceğim. Sonsuzluğa aldanmadan seveceğim.
Siz sevgili Leydim, şu aşık Papatya'yı affedin. Ben yarattığım evrene gidiyorum Leydim. Sizi çok sevdim.
Bu küçük kadın seni çok sevdi güzel kadın.
Hoş kal Leydim, sen hep hoş kal
Papatya ("
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞIK PAPATYA
General FictionBahsettiğiniz şeyler alışılmış. Ezbere belki de. Âh cidden bazı şeyler fazla sikilesi. Yalancı duygular mesela. o hâlde bu defa bir ilk yapıp üzenleri sikelim.