Tılsım⚕️

1.7K 102 46
                                    

Teakwando antremanım bitmişti bende en sevdiğim figür mağazasına gitmeye karar vermiştim. Üzerimi değiştirdir ve kahküllerimi düzelttim.
Ben kimmiyim?
Bendeniz beyza Aslan (yine ben aq) .
Doğma büyüme istanbullu olsamda damardaki kanlarımda saf malatyalı yatıyordu.
Antreman demiştim dimi? Teakwando hocalığı yapıyordum . Daha 14 yaşımda olmama rağmen profesyonel bir sporcuydum.
Figür mağazasına gitme amacımsa bugün gelicek olan çapulcular figürlerini almaktı. Tabikide potterheadim koleksiyonum için mükemmel parçalar olucağını düşünürken.
Mağazaya girdim. Pek tekin bir yer olmamasına rağmen güzel figürler vardı.
Elimle diğer figürlere dokunurken arkadaki kırmızı, parlak taşlı, aslan kafalı kolye dikkatimi çekmişti.
Gerçektende çok havalı diye düşündüm.
Elime alıp incelemeye başladım.
Tam boynuma takacakken dükkan sahibi hayır diye bağırdı ama iş işten geçmişti.
.
.
.
Gözlerimi açtığımda karşımda duran ak sakallı dumbledore u görmeyi beklemiyordum.
Harry potter filmlerinde görünen dumbledore dan biraz daha genç görünüyordu.
Peki yanındaki dört erkek .
Herkes bana tip tip bakıyordu .
"Vay anasını çok yakışıklılar."
İçimden hayvan gibi sırıtmak geçiyordu ama ciddi olmalıydım.
Yüzümün ciddiyetine rağmen söylediklerim tam tersiydi.
"Eğer burası hogwartsa umarım bi şaka değildir. Şu çocukların yakışıklılığına bak Allahım analar be çocuklar doğuruyor beee."
Dumbledore olduğunu düşündüğüm kişi çapulcular olduğunu düşündüğüm gruba ingilizce bişeyler söyledi.
Ama benim ingilizce hocalarım hamile olduğundan hiç bi bok anlamadım.
Odada tek dumbledore ve ben kalmıştık.
"Güzel Allah ım bu bir rüyaysa bile uyandırma amiiin."
Dumby ingilizce bi şeyler söyledi .
Bense ingilizcede tek bildiğim şeyleri söyledim.
"I don't speak english."
Elindeki mürver asayı görünce bakakaldım.
Asayı bana kaldırdı ve bişeyler söyledi.
Bi anda zihnim düşüncelerim ingilizceye dönmeye başlamıştı.
"Tekrar soruyorum buraya nasıl geldin?"
"Ben bilmiyorum. "
Boynumdaki kolyeyi göstererek
"Bunu taktım ve buradayım. Siz dumbledore musunuz?"
Kafasını salladı.
Lan kalp krizi geçircem aq.
Kolyeme daha dikkatli baktı.
"Tılsımı bana verirmisin?"
Kolyeyi boynumdan çıkardım ve dumbledore un avucuna bıraktım.
"Profesör dumbledore ben anlıyamıyorum. Yani az önce girenler çapulcularmıydı?"
Dumbledore kafasını kolyeden kaldırmadan
"Evet." Dedi.
"Ben burada olmamalıydım profesör. En son- en son voldemort yeniliyordu ."
Voldemortun adıyla kafasını kaldırdı.
"Bana kendinizi ve kolyeyi nasıl bulduğunuzu anlatırmısınız bayan-?"
"Aslan. Beyza Aslan adım. Türküm .14 yaşındayım. Herşeyi biliyorum ama herşeyi profesör. Figür dükkanına gitmiştim daha sonra bu kolyeyi gördüm boynuma takarken satıcı hayır diye bağırdı ve burdayım."
Dumbledore "kara büyü" diye mırıldandı.
"Herşeyi derken neyi biliyorsunuz bayan aslan?"
"Kızkardeşinizin ölümünü Gellert Grindelwalda aşkınızı geçmişi bildiğim kadar geleceğide biliyorum profesör."
Dumbledore söylediklerime karşın şaşkınlıkla bana baktı.
İlk defa dumbledore u bu kadar şaşkın görmüştüm (filmlerden bahsediyorum ehehheuheh)
Anka kuşu belirdi.
"Vay canına fawkes ."
"Bildiklerin sende kalmalı bayan aslan. Bu işi çözene kadar hogwartsa güvendesiniz. Seçmen şapkayı biliyorsunuz o zaman oturun lütfen . Limon şerbeti?"
"Olur. Ben bir gryffindorum profesör."
Gülümsedi ve başıma şapkayı geçirdi.
"Hmm ... biraz geç olmuş sankii.. cesursun ama zekanda parlak ... hufflepuff kadar adil değilsin. Slytherin kadar sinside ... Gryffindor!"
Gülümsedim.
"Profesör benim asam bile yok ."
Yüzüm düşmüştü.
"Sorun yok bayan aslan merak etmeyin size yardımcı olacağım. Ama bana yardım ederseniz."
Bana göz kırptı bende kıkırdadım.
"Yasak saate girmek üzereyiz. Kapının önünde bay lupin sizi ortak salona götürecektir . Iyi akşamlar."
BAY LUPİN Mİ? ALLAHIM YARABBİM ÇOK MUTLUYUM. AY HEYECAN YAPTIM ŞİMDİ HE.
EHUHEHEHH
Merdivenlerden aşağı indim ve karşımda remus lupin .
Gözleri ile baştan aşağı beni süzdü.
Haklıydıda hu döneme uygun kıyafetler yoktu üstümde.
Üzerimde göbeği açık bordo cropumun altında siyah bir pantalon vardı.
Gözlerimi onun üzerine dikince utanmıştı.
Ensesisini kaşırken "ııı şeyy-"
"Sanada merhaba remus lupin-"
"Adımı nereden biliyorsun."
"Çok ünlüsünde ondan aylak.soru sorma. Gryffindordayım. Ortak salonun yerini biliyorum. Şifreyi söylermisin lütfen?"
Remus bana in misin cin misin bakışı attıktan sonra.
"Sen nasıl bunları biliyorsun seni tanımıyorum bile-"
"Şifreyi söylermisin?"
"Yüce godric- soruma cevap verir misin beni nereden tanıyorsun?!"
"Adım beyza beyza aslan aynı senedeyiz. Artık tanıştığımıza göre iyi geceler remus lupin! Allah rahatlık versin."
Ehehehehh
.
.
.
Boş bulduğum yatağa yattığımda heyecandan uyuyamamıştım bile.
Ne olucaktı şimdi.
Geri mi dönecektim yoksa sonsuza kadar burdamı kalıcaktım?
Peki ya voldemort?





















İlk bölüm nasıl olmuş?
.
.
.
Kitap kapağını değiştiriyimmi?
.
.
.
Aşağıdaki yıldızı turuncu yapmak istermisin?

ÇAPULCULAR ile BİR TÜRK KIZI ~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin