"ah tanrım nerde kaldın dove senin için çok endişelendim" kiraya haber vermemiştim ordan çıktığımı başımın etini yemeye başladı bile "kira sakin ol sadece bir çocukla karşılaştım ve ona yardım ettim yarın sabah annemlerin bana bıraktığı küçük eve yerleşicek ailesi ile" bu mahalledeki küçük evin mi" bana bakan şaşkın gözlerine bakarak "evet o ev"ne olduğunu kavraya bilmek için karşı koltuğa oturmuştu "dove orası ailenle yaşadığın ev nasıl verebilirsin" koca bir göz devirdim "senin de dediğin gibi kira ailemle yaşadığım ev artık ailem olmadığına göre orda da yaşamıyorum ayrıca çocuk ailesi ile zor durumdaydı annesi hastaydı napsaydım banane diyip yoluma devam mı etseydim" benimle gurur duyduğunu bakışlarından anlaya biliyordum öyle bir bakıyordu ki sanki dünyayı kurtarmıştım "seni seviyorum dove her şeyin en iyisini yapmaya çalışman beni şaşırtıyor ama aynı zamanda da mutlu ediyor gerçekten" gözlerinin dolduğunu görebiliyordum kalkıp yannına oturdum "hadi ama kira ne zamandır bu kadar dugusal oldun hemde benim için ağlıyorsun ben ölüm meleğiyim şu saatten sonra " ona b u olayı tam anlatmamıştım "ölüm meleği de nerden çıktı" "uzun hikaye anlatim hemen bekleyemem insanlar bana ölüm meleği diyor..." diye başladım ve her şeyi anlattım telefonuma mesaj geldiğinde mesaja baktım bilinmeyen bir numaradandı
-hey dove abla benim alex biz eve geldik ama anhtarımız yok
-ordaki çiçeğin altında tatlım
-tamam birde yarın sana uğraya bilir miyim beni burdan alır mısın?
-tabiki alırım kendi evime getiririm sonrada birlikte bir yere gideriz
-yaşasın seni seviyorum dove abla yarın görüşürüz
-görüşürüz tatlım
"dove uyan artık saat 3.00 oldu ve 4.00 da ders başlıyor" bugün neydi pazartesi doğru ya bugün piyano dersi vericem "tamam uyandım bana bir tost hazırlar mısın bende o sıra hazırlanim" kafasını sallayım odamdan çıkmıştı siyah yatağımdan kaktım banyoya girdim odam siyah ve gri tonlarından oluşuyordu banyomda öyle yüzümü yıkayıp odadan çıktım bugün ne giymeliydim okula gidicektim gerçek bir öğretmen değildim sadece çalgı eğitimi veriyordum çocuklarla ilgilenmeyi seviyordum ama bazen bokunu çıkarıyorlardı üstüme siyah deri pantolon üstüme siyah kuru kafalı bir tişört giydim makyajdan çok haz etmezdim yeni uyandığım için göz altı kapatıcısı sürdüm far kullanırken sadece gözümün kenarlarına siyah far uyguluyordum maskaramı da sürdükten sonra geriye sadece ruj kallmıştı genelde ya kore tarzı kullanır yada ten ve gül kurusu renklerini tercih ederdim bugün gül kurusu rengindeki rujumu sürücektim tabi tostumdan sonra
"bende sana seslenicektim tostunu çabuk ye saat 3.45 oldu" kafamı sallayıp masaya oturdum neyseki okul yakındı motorumla gidip gelmek oldukça kolay olacaktı "dove bugün bir görüşmen var mı?" biraz düşündükten sonra ona döndüm "hayır yok boşum dersten donra neden?" biraz tedirgindi genelde bir şey istediğinde böyle olurdu "ne istiyorsun kira uzatma söyle böyle şeylerden hoşlanmam biliyrosun" derin bir nefes aldıktan sonra abana döndü "bugün bir arkadaşım partiye çağırıyor gidelim mi?" anlaşıldı şu hoşlandığı çocuk onu çağırmıştı ceavabımı bekliyordu aslında götümü kaldırmaya niyetim yoktu ama o kadar istekli bakıyordu ki "tamam gireriz kaçta?" gözleri şaşkınlıkla büyümüştü kabul ediceğimi düşünmemişti sanırım " sen çok iyisin dove seni seviyorum saat 7 de birlikte hazırlanırız beni o almaya gelicek orda görüşürüz" bu da neydi şimdi beni satıyor muydu? "hey beni satıp gidicek misin buna inanamıyorum" cevap bile vermemiş evden çıkmıştı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANGEL OF DEATH
Teen Fiction'hadi ama beni anlamalısınız herşeyi sizin için yapıyorum' kira sinirle bakıyordu bana 'ahh hayır kendini kandırmaya devam et bunu bizim için değil içinde thomas olan kinin yüzünden yapıyorsun bunu bizi kandıramazsın kendini kanırıyorsun' haklıydı k...