Bölüm 4

108 4 2
                                    

Bir dolu tanesi önce kafama oradan da kayarak sırtından içeri girdiğinde anneme buradan sevgilerimi ve öpücüklerimi gönderdim, umarım sert çarpar. Çünkü çok sevdiğim annem (!) bütün montlarımı kuru temizlemeye vermişti ve şu an üzerimde sadece yazlık bir hırka vardı. Kesinlikle içeri girmem gerekiyordu yoksa Melikeler onları takip ettiğimi kesin anlarlardı. Çünkü muhtemelen onlar dışarı çıktığında beni kesin donmuş olarak görülerdi. İnsan dışarıya çıktığında hemen üşümüyor. Toto yavaş yavaş donuyor.

Hala dışardayım ve içeriyi görmeye çalışıyorum. Aslında daha önce hiç kimseyi böyle takip etmemiştim. Ama en kötüsüde ne biliyor musunuz? Ben her gizli kapaklı bir iş yapsam tuvaletin gelir ve hemen tuvalete gitmezsem kötü şeylerin olacağını seziyordum.

Gözlerimle etrafı taradığımda az ötedeki Vadi Restourant'ı fark etmemle adımlarını o tarafa doğru yönlendirdim. Mekâna vardığımda hemen bir garsona tuvaletin yerini sordum. Vücudum sıcak havayla temas ettiği anda içimdeki mayışma tarif edilemeyecek boyuttaydı.

İşimi hallettiğimde burayı ne kadar bırakmak istemesemde adımlarımı çıkış kapısına doğru yönlendirdim. Tuvaleti sorduğum garsonu gördüğümde ona teşekkür edip mekândan ayrıldım. Soğuk hava tekrar iliklerime işlediğinde montum olmadığı için bir kez daha lanet ettim.

Melikelerin olduğu kafenin önüne geldiğimde yaşadığım şok tarif edilemez boyuttaydı. Müdür beyin(Mesut Amca)orada olması beni bir hayli şaşırtmıştı. Kafamda deli sorular. Ben, Melike ve Jerfi'nin baş başa buluşacaklarını zannederken Mesut Amca da gelmişti ve şu anda hararetle bir şey konuşuyorlardı. Daha fazla bekleyemeyeceğime karar verdiğinde cafenin girişine yöneldim ve yavaşça kapıyı açarak içeriye girdim. Melikelerin masasına çokta yakın olmasa da konuşmaları duyacağım bir mesafeye gelip oradaki çekmece-dolap gibi bir şeyin arkasına saklanıp konuşmalarını dinlemeye başlayacağım sırada dengemi kaybedip dolaba çarptım ve dolabın üstündeki vazonun yere düşüp kırılmasına sebep oldum. Gürültü yüzünden mekânda bir sessizlik olurken herkes gözlerini dikmiş benden tarafa bakıyordu. Burada daha fazla kalamayacağıma kanaat getirdiğimde yavaşça dolabın arkasından çıktım.

-Seher???

Bana seslenen Melike'ye döndüm.

-Sen ne yapıyorsun burada?

Bu soruya nasıl cevap vereceğimi düşünürken utançla yüzlerine baktım...

UPS!!!

UPSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin