iii

377 51 48
                                    


Antrenmanın sonunda topları toplama sırası Tendou ve Goshiki'deydi. Tendou topları toplerken bir şarkı mırıldanıyor, Goshiki ise onu izliyordu. Nihayet her şeyi yerleştirdiklerinde takımın öbür üyelerinin yanına yürümeye başladılar.

Yamagata kolunu Ouhira'nın omzuna dayayarak "Semi-kun, Ouhira'nın partisine geliyorsun değil mi?" diye sordu.

Semi yüzünde munzur bir gülümsemeyle "Geliyorum tabii ki, ben olmasam malı kimden alacaksınız." dedi.

"Bütün 3. Sınıflar davetliymiş diy..."

Tednou'nun kendilerine yaklaştığını gördüklerinde cümlesinn sonunu getirmedi. Goshiki gördüğü şeyle duraksarken Tendou duymamış gibi yaparak soyunma odasına yöneldi.

Ouhira "Biraz sessiz ol, bir kundakçının partime gelmesini istemem dostum." diye tısladı. Hepsi buna kahkahalarla gülerken Goshiki koşarak soyunma odasına gitti.

"Hey, Tendou-san?"

Tendou şaşkınlıkla kendisine seslenen kişiye döndü. Takımdaki kimse voleybol dışında onunla konuşmazdı. Sesin sahibinin Goshiki olduğunu gördüğünde ise kaşları çatıldı.

"Benimle onigiri yemeye gelmek ister misin?"

Tendou duyduğu soruyla şoke olmuştu. "B... Benim, yapacak işlerim var üzgünüm."

"Ben de yurtta kalıyorum daha sonra sizinle yurda kadar yürüyebilirim, ısrar ediyorum."

Tendou bir kereden bir şey olmaz diye düşündü. Semi ona kızmazdı değil mi? Sonuçta partiye gidiyordu. Hem o küt saçlı sinir bozucu çocuğun ona zarar verme amacını bilecek kadar zekiydi. Onunla bir kez onigiri yemesi bir problem oluşturmuyordu. Hem canı da onigiri çekmişti zaten.

"Pekala." dedi sessizce. Goshiki'nin gülümseyen yüzü onu iyice şaşırtmıştı.

Semi'nin sana söylediklerini hatırla, diye geçirdi içinden. Senin gibilerin arkadaşı olmaz. Senin gibilere zarar vermek isteyenler olur yalnızca. Tanrı ona bir gül uzatmıştı. O gül Semi Eita'ydı ve onun başka çiçeklere ihtiyacı yoktu.

Dükkana yürürken Tendou tek kelime konuşmamıştı, Goshiki de üstelemek istememişti. Tendou'nun aklından neler geçirdiğini düşünmeye çalışmadan edemiyordu. Voleybol takımının en iyi oyuncusu, o neden böyleydi ki?

Tendou ise bu sırada Semi ile daha önceden yaşadıkları bir konuşmayı hatırladı. "Arkadaş edinmeye çalışmamalısın Tendou-kun." demişti. Tendou bir miktar hayalk kırıklığı biraz da merakla sormuştu "Neden senin dışında arkadaşım olamıyor?" Semi buz gibi ellerini Tendou'nun sıcacık yüzüne getirmiş, senin gibi canavarlarla kimse arkadaş olmak istemez de ondan, sana yalnızca zarar vermek isterler. O yüzden beni dinle olur mu? Diye sormuştu. Her ikisi de bunun bir soru değil ültimatom olduğunu biliyordu.

"Hem, etrafına başka insanları aldığında dönüştüğün kişiyi sevmiyorum. Fazla gülümsemek seni çirkin gösteriyor."

Tendou, oldukça unutkan kişiliğine rağmen Semi'nin dediği hiçbir şeyi unutmazdı.

Goshiki heyecanla "Geldik." diye bağırdığında Tendou'nun düşüncelerden sıyrılmasını sağlamıştı. Tendou gözlerini kısarak içeri girdi. Gözlerini kısmak onun için gülümsemekle eş değerdi, Goshiki bunu kısa sürede anlamıştı.

Onigirilerini hevesle yerken Goshiki Tendou'nun gözlerine bakıp "Bana kalırsa bu takımın bir yıldız oyuncusu varsa o da sensin Tendou-san." dedi. Tendou'nun gözleri başta faltaşı gibi açıldı daha sonrasında kaşlarını çatıp "Böyle dememelisin Goshiki-kun, kaptan yıldız unvanını oldukça hakediyor." dedi kendinden emin bir sesle.

Goshiki omzunu silkti: "Ortaokullar sana ne diyor biliyor musun?"

Tendou'nun birden yüzü düştü. "Bilmem, canavar mı?" diye sordu. Goshiki şaşkınlıkla baktı. "Hayır, sana neden böyle desinler ki?"

"Olduğum şey bu çünkü Goshiki-kun."

"Kimse seni böyle görmüyor Tendou-san. Bence sen de böyle dememelisin."

"Müthiş bir pasörsün, ayrıca o blok tekniğin seni eşsiz bir oyuncu yapıyor bence Tendou-san. Herkesin düşündüğü bu. Koçun da böyle düşündüğüne eminim."

Tendou gerginlikle teşekkür etti. Onu kimse böyle övmezdi.

"Eğer Aoba Johsai'de Tooru Oikawa ve o dik saçlı arkadaşı olmasaydı kesinlikle ulusallara gidebilirdik, ve bu senin sayende olurdu Tendou-san." Tendou yüzünün saçlarıyla aynı renk olmaya başladığını farketti.

"Aoba Johsai demişken, Chidoriyama'dan geldiğini duydum. Oldukça da iyi bir oyuncusun rahatlıkla Oikawa-san ile aynı takımda olabilirdin, neden Shiratirozawa'ya gelmeyi seçesin ki?"

"Açıkçası ben de bilmiyorum. Sanırım içimden bir ses bu sene Shiratorizawa'nın ulusallara gideceğinden emindi."

"Bunun için üzgünüm Goshiki-kun fakat benim gibi bir oyun kurucumuz varken bunun mümkün olduğunu düşünmüyorum."

"Kendini küçük görmeyi bırakmalısın Tendou-san."

Bir süre daha konuştuktan sonra yurda doğru yürümeye başladılar. Hava çoktan kararmıştı. Yürüdükleri yolun olduğu tepeden Ouhira'nın evinden saçılan ışıklar görünüyordu. Goshiki, Tendou'nun oraya baktığını gördüğünde dikkatini çekmek amacıyla "Koç Aoba Johsai ile bir hazırlık yapmayı düşünüyor diye duydum doğru mu bu Tendou-san?" diye sordu. Tendou başını sağlayarak "Evet, Semi-kun'un bundan bahsettiğini duydum ben de. Oikawa-san ve Iwaizumi-san'la tekrar maç yapmak zevkli olur." dedi.

Goshiki büyük bir heyecanla "Oikawa-senpai'yi tanıyor musun?" diye sordu.

"Elbette, Japonya'nın en iyi 3 pasöründen biri sonuçta, onu tanımamak mümkün mü?"

Birkaç saniye duraksadıktan sonra "Aslına bakarsan birkaç kez o ikisi, kaptan ve ben yemek yemiştik. Bana karşı oldukça iyilerdi."

Goshiki onaylarcasına kafasını salladı. Tendou ise devam etti: Ama bana zarar vermekten başka bir amaçları olmadığını biliyorum. Semi-kun bana bunun olabileceğini söylemişti.

Goshiki bu duyduğuyla gerçekten şaşırmıştı. Tendou ise ona senin de amacının bu olduğunu biliyorum dercesine imayla bakıyordu. Ancak bundan o kadar da emin değildi. Goshiki kendisinden yaşça küçüktü, ona saygı duyuyordu ve onunla bir kez olsun dalga geçmemişti.

Semi bunları düşündüğümü ana duysa çok kızardı diye düşündü. İnsanlara çok çabuk kanıyordu. Goshiki de öbürlerinden farklı değildi. Ama bu sefer bir kez olsun şüphelenmemeyi denemeye karar verdi.

Yurdun içine geldiklerinde Tendou merdivene yönelirken Goshiki ise giriş katında bulunan birinci sınıf yurtlarına yöneldi.

"Güzel bir yemekti teşekkür ederim."

"Bence de öyleydi Goshiki-kun. İyi akşamlar."

"İyi akşamlar Tendou-san."

Tendou gözlerini kıstı. Merdivene ilk adımını attıktan sonra "Hey Goshiki!" diye seslendi. Goshiki'nin kafasını kendisine çevirdiğini görünce "Bana Tendou-kun demen beni daha mutlu eder." dedi gözlerini kısarak.

Goshiki ise memnunşyetle "Elbette Tendou-kun." dedi.

Tendou basamakları çıkarken umarım Semi bunu yaptığım için bana kızmaz diye düşündü.

roses and thorns | 𝘶𝘴𝘩𝘪𝘵𝘦𝘯Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin