beş: felix

472 93 143
                                    

v,

sarhoş ve kırık kalpler

Tarih: 30 Haziran, 2020

Saat: 00.06

Mekan: Blue Night Club

Şüpheli: Lee Felix

Sorgulayan: Park Jinyoung

"Lix, sıra sende."

Felix, kendi adını duymasıyla tereddütle karşısında ona bakan Seungmin'e baktı. Dudaklarını birbirine bastırıp kafasını salladı ve oturduğu koltuktan destek alarak ayağa kalkmaya çalıştı. Stresten her yeri zangır zangır titriyordu çocuğun, ayağa kalktığı anda kendisini yerde bulabilirdi.

Çok şey yaşanmıştı bugün, yaşanan olayların çoğu kendi dikkatsizliği yüzünden olduğunun farkındaydı. Hatta belki, biraz dikkat etseydi etrafında hiçbir şey yaşanmayabilirdi bile.

Kafasında saatlerdir dönüp duran düşüncelerini az da olsa bastırmaya çalıştı çocuk. Minho'dan nefret ediyordu, hem de herkesten daha çok. Çünkü Lee Minho, çocuğun sevgilisini elinden almaya çalışmıştı. Onları birlikte görmüştü, Lee Minho'yu sevgilisinin kucağına oturmuş bir şekilde. O yanlış anlaşılmanın üzerinden kaç yıl geçmişti hatırlamıyordu bile fakat Minho'nun iğneleyici sözleri yüzünden her zaman rahatsızdı çocuk.

Ondan ölesiye nefret etmesine rağmen, hiçbir zaman ölmesini istemedi. Sadece biraz burnun sürtülmesini istemişti.

Zar zor olsa da ayağa kalkabilmişti, yürümeye başladı Lee Felix. Oturdukları locanın kolonlarına ve duvarlarına tutuna tutuna yürüyordu. Bir yere tutunmasaydı düşecekti ve büyük ihtimalle ayağa bile kalkamayacaktı. Korkuyordu, olacak her şeyden korkuyordu. Bile bile ateşle oynuyorlardı ve olan her şey açığa çıkarsa, hepsi teker teker yanıp kül olacaktı.

Aklına bir bir kötü senaryolar gelirken, sertçe üst dudağını dişledi. Ağzına gelen demir tadıyla yüzünü buruştururken, tüm düşünceleri dağıldığı için rahatladı. Neredeyse üç saattir olanları düşünüyordu ve biraz daha olanları düşünürse, kafayı yiyecekti.

Sorgunun yapıldığı locanın önüne geldiğinde, komiser Park Jinyoung'u görmesiyle içindeki korku daha da büyümeye başladı. Çenesi titremeye başlarken, içinden "Felix, kendine gel!" dedi bugün kendisine binlerce söylediği gibi. Derin bir nefes aldı, sağ elini yumruk yapıp sıktı ve locadan içeri girdi.

Park Jinyoung, içeri giren ve korkudan tir tir titreyen çocuğu görünce Kim Seungmin'de olduğu gibi kafasında soru işaretleri oluşmaya başlamıştı. O an aklına Kim Seungmin'in dedikleri geldi, tuvaletin yanında Felix'i gördüğünü söylemişti. Fakat aklı almıyordu, bu kadar masum bir ifadeye sahip olan birisi nasıl ellerini kana bulamış olabilirdi?

Felix sertçe yutkunup, oturacağı sandalyeyi kendisine çekti. Buruk bir şekilde gülümseyip, karşısında onu dikkatle süzen komisere baktı. "Merhaba Bay Park."

Jinyoung çocuğu süzmeyi bırakıp endişeli bir şekilde bakan koyu kahverengi gözlerinin içine baktı, Felix'e göre daha rahat bir şekilde "Merhaba Felix." dedi. Felix siyah sandalyeye otururken, Park Jinyoung ise cam masanın üzerindeki ses kayıt cihazının kaydet düğmesine bastı. Genç adam oturduğu sandalyeye yaslanıp, kollarını göğüsünde bağladı ve karşısındaki oğlana "Bana kendinden bahseder misin Felix?" dedi. Felix kafasını salladıktan sonra, "Ben Lee Felix," dedi.

Who Killed Lee Minho? • skzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin