altı: jisung

436 92 109
                                    

vi,

hayat han jisung'a küsmüş

Tarih: 30 Haziran, 2020

Saat: 00.48

Mekan: Blue Night Club

Şüpheli: Han Jisung

Sorgulayan Kişi: Park Jinyoung

"Merhaba Jisung."

Park Jinyoung gözlerinin önüne düşen kahverengi saçlarını tekrar arkaya yatırırken, karşısında titreyerek oturan çocuk onunla göz teması kurmadan "Merhaba." dedi güçsüz çıkan sesiyle. Han Jisung'un yüzünde tek bir mimik bile oynamamıştı konuşurken, heykelden farksızdı.

Gözleri kırmızının en koyu tonuna bürünmüştü çocuğun, yanaklarında kurumuş göz yaşları ise loş ışığın altında bile belli oluyordu. Küçük pembe dudaklarında yaralar olmuştu, zaten çocuğun nefes almak dışında yaptığı tek refleks de dudaklarını kemirmekti. Dudaklarındaki dişledikçe büyüyen sızı ve diline gelen demir tadıyla biraz da olsa kafası dağılıyordu en azından.

Düz kahverengi saçları birkaç saat önce yatık ve hacimliyken, şimdi ise sönmüş ve hepsi bir taraftaydı. Üstündeki beyaz gömleği kırışmış ve kırmızıya boyanmış, kollarını sıvanmıştı. Elleri de gömleği gibi kıpkırmızıydı.

Jisung'un ellerinin neden kanlı olduğunu biliyordu Park Jinyoung, polisler gelene kadar Lee Minho'nun cansız bedenine sarılıp ağladığını söylemişti güvenlikler. Bir türlü ayıramamışlardı Jisung'u Minho'dan, adli tıp gelince de ayrılmak istemeyip olay çıkardığı için de en sonunda görevliler sakinleştirici vurmuşlardı çocuğa. Aşırı ürkütücü sakinliği bu yüzdendi.

"Onu çok mu seviyordun?"

Komiserin dediğiyle Han Jisung buruk bir şekilde güldü, "Onu sevmiyordum, ona aşıktım." dedi göz yaşlarını tutmaya çalışırken. Sakinleştiricinin etkisi geçmeye başlıyordu ve ağlarsa kendisini tutamazdı.

"O beni her zaman kullandı ama benim aşkım hiçbir zaman azalmadı."

Çocuğun gözleri dolarken ağlamamak için kendisini kastı, bağıra bağıra ağlamak istiyordu.

Sevdiği adamın ölümünde onun da parmağı vardı sonuçta.

Jinyoung masanın üzerindeki ses kayıt cihazının kaydet düğmesine bastıktan sonra masanın hemen üzerinde bulunan peçetelikten bir peçete çıkartıp, karşısında ağlamamak için kendisini zor tutan çocuğa uzattı. Jisung yanaklarından süzülen yaşları peçeteye silerken, "Bana kendini tanıtır mısın Jisung?" diye sordu. Jisung kuru kan olmuş elleriyle kahverengi saçlarını düzeltti, "Ben Han Jisung." dedi güçsüz çıkan sesiyle. "Yirmi üç yaşındayım, bir kız kardeşim var. Yazılım okudum, bu sene mezun oldum. Babam Kore'nin en büyük teknoloji markalarından birinin sahibi, annem dünya çapında ünlü bir şef. Bu kadar."

Komiser genç çocuğun sesinden bile ne kadar yorgun olduğunu anlayabiliyordu fakat Han Jisungla özellikle konuşması lazımdı. Eğer katili biliyorsa, katili ele verecek tek kişi oydu. Jinyoung kafasını salladıktan sonra ellerini masanın üzerinde birleştirip, "Bak Jisung, bunun senin için ne kadar zor olduğunun farkındayım. Ama senden birkaç cümle de olsa bir şeyler duymam lazım." dedi. Jisung sorun olmadığını belirtti, "Katili yakalamanızı ben de çok isterim." dedi zar zor gülümseyerek.

İşte, komiser Park'ın duymak istediği şey, buydu.

Park Jinyoung kağıt bardağındaki kahveden bir yudum aldıktan sonra "Başlayabilirsin." dedi. Han Jisung da kafasını sallayıp, olanları anlatmaya başladı.

Who Killed Lee Minho? • skzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin