"Hoşçakal Tobio."

525 81 22
                                    

Hinata'nın ağzından

Zar zor çıktığım hastaneden sonra derin bi nefes aldım. Saate baktığımda dokuza geliyordu. Tobio çoktan gitmiştir büyük ihtimalle. Ama yine de elimdeki son şans bu olduğu için yapacak bir şey yoktu. Onu son bir kez görebilmek için son şanstı.

Tobio'yla 9 yaşındayken bir parkta tanışmıştık. O benim en yakın arkadaşım olmuştu. Ha bir de o sıralar anlamasam da ona aşık olmuştum. Onu cidden çok seviyordum, Tobio için elimden ne gelirse yapardım.

Sonra ayrılmak zorunda kalmıştık. O Miyagi'ye taşındı. Ben ise hasta olduğumu öğrenmiştim. Onun yanına gitmeyi çok istiyordum ama ailem izin vermiyordu.

Yaşım büyüdükçe ona olan özlemim arttı ben de aileme Miyagi'deki hastanede kalmak istediğimi söyledim. İki hafta boyunca orda durabilirdim ama sonra tekrar Tokyo'yo dönmem gerekiyordu. Ameliyatımı orada olmam gerekiyormuş. Aslında nerde olduğumun pek önemi yoktu bana göre. Her yerde tehlikeli bi ameliyattı bu. Ölüm riski çok yüksekti. O yüzden son bi kere daha Tobio'yu görmek istiyordum.

Tabi ki geldiğimde Tobio orda yoktu. Keşke biraz daha erken çıkabilseydim hastaneden dedim içimden. Keşke ama izin vermiyorlardı ki...

Okulun ön tarafında bir çocuk parkı vardı. Gece'nin dokuzu olduğu için bomboştu tabi. Salıncağa oturup sallanmaya başladım. "Ben seni sallamıştım Tobio, sen niye beni sallamıyorsun?"

Mırıldanarak söylediğim bu sese bir cevap bekledim. Ama kimse yoktu. Kimse sesimi duymadı. Kimse cevap vermedi.

Gözlerimden yaşlar dökülürken yerde bir süt paketi gördüm. Ah Tobio, her şey neden seni hatırlatıyor? Neden baktığım her şeyde seni görüyorum?

Bunu yere atsa atsa Tobio atardı. Çevreyi çok düşünmezdi. Belki de bu salıncağa oturup beni bekledi ha. Beklettiğim için üzgünüm ama gelemedim Tobio. Çok fazla gelmek istedim ama gelemedim.

Salıncaktan kalkıp gözyaşlarımı sildim. Böyle bitmesini istemiyordum. Yarın akşam Tokyo'ya dönüyordum. Hala zamanım vardı aslında.

Gözüme kestirdiğim kaydırağa oturdum. Ve cebimde neden olduğunu bilmediğim not defteri ve kalemi çıkardım. Tobio'ya bir not yazacaktım. O beni unutsa da bir açıklama yapmak istiyordum. Yarın bir yolunu bulup bu notu ona verirdim sonuçta.

...

Son bir kez Tobio'nun pasına baktım ve camı görebilmek için kaldırdığım parmak uçlarımı serbest bıraktım.

Soyunma odasına yönelip kilitli olmaması için dua ettim. Onun için yazdığım mektubu çantasının içine attım ve oradan çıktım.

Sarı saçlı bir kızla karşılaştım bir anda. Şimdi ne diyecektim ki. Soyunma odasına girme gibi bi iznim yoktu.

"Sen de kimsin?" hafif şaşırmış ifadesiyle bana bakıyordu kız.

Ensemi kaşıdım "Kageyama'nın arkadaşıyım. Bana soyunma odasındaki çantasından bir şey almamı istemişti de. Üzgünüm böyle girdiğim için."

Kız gülümsedi." Tamam sorun yok o zaman."

Tuttuğum nefesi bırakıp kıza gülümsedim. Daha sonra okuldan çıktım. Arkama son bir kez bakarak mırıldandım "Hoşçakal Tobio."

i'm sorry, i forget you | kagehina ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin