Beynim kontrolü ele geçirdiğinde, dudaklarımı Kim Taehyung'dan ayırıp onu hızlıca itmiştim. Taehyung şaşkın bakışlarla bana bakıyordu, büyük ihtimalle böyle yapmamı beklemiyordu. Az önce onun öpücüğüne karşılık veren ben değilmişim gibi onu itmiştim çünkü. Parçalanıyordum, ondan uzak durmak isterken her seferinde kendimi ona daha yakın bulmam beni parçalıyordu. Düşüncelerimden sıyrılıp donuk bakışlarımla ona bakmaya başlamıştım.
"Buraya bunun için mi gelmiştin? Sen bizi çok yanlış anlamışsın Taehyung."
Taehyung ne dediğimi anlamamış gibi suratıma bakıyordu, ben ise kendimden emin bir şekilde gözlerine bakıyordum. O bunları hak etmişti, yaklaşık 4 saat önce bana ağır laflar eden oydu sonuçta? Kendini toparlayıp bana döndü.
"Haklısın Kim Jennie, ben bizi çok yanlış anlamışım."
Arkasına bile bakmadan hızlı adımlarla yurttan çıkmış ve lüks siyah arabasına binip ortadan kaybolmuştu.
İşte bu histen nefret ediyorum, her şeyi yapan o oluyordu fakat günün sonunda her zaman ben suçlu oluyordum. Fakat hayır, söylediklerim için pişmanlık duymayacaktım. Bir kaç dakika derince nefes alıp tekrar yurda dönmüştüm. Kızların yanına gittiğimde bizi camdan izlediklerini söylüyorlardı. Ya başkaları da gördüyse? Kariyerim tamamen biterdi. Şuanlık tek ümidim kimsenin bizi görmemiş olmasıydı. Üzgün olduğum belli oluyor olmalı ki Lisa oturduğum yere gelip yanıma oturmuştu."Unnie, ne güzel ittin öyle sen o herifi."
Yüzümde biraz da olsa gülümseme oluşmuştu.
"Lisa, herif dediğin kişi şirketin CEO'su. Bence onun hakkında böyle konuşmamalısın."
Lisa dediklerimle kıkırdamış oturduğu yerden kalkıp gerinmişti.
"Haklısın unnie, benim çok uykum geldi yatmaya gidiyorum. Sende geç yatma."
Başımla onu onaylayıp yanağına bir öpücük kondurdum ve oturduğum yerden kalkıp bahçeye çıktım. Söyledikleri, söylediklerim aklımdan bir an olsun çıkmıyordu. Bir an için hepsinin sadece bir rüya olmasını diledim. Gözlerimi açtığımda annemin yanında uyanayım istedim, ama tabii ki yaşadıklarımın hepsi gerçekti. Daha fazla düşünmemeye karar verdim. Hava soğuktu, üşümeye başlayınca hızlı adımlarla yurda girip odama çıktım. Odaya girdiğimde kızlar çoktan uyumuşlardı, onları rahatsız etmemek için parmak ucumda yatağıma doğru ilerledim ve sessizce yorganımı açıp yatağımın içine girdim. Kafamda ki düşünceler daha fazla aklımı kurcalamadan uykuya daldım.
(Sabah)
Sabah, yüzümde hissettiğim ıslaklıkla gözlerimi açmıştım. Bunun sebebini tahmin etmek zor değildi, yanı başımda duran Chaeyoung uyanmam için yüzüme soğuk su dökmüştü. Zorlukla gözlerimi açıp kızlara bakmaya başladım.
"Saat kaç?"
Jisoo alaylı ses tonuyla bana cevap verdi.
"Saat 08:00 Jennie, 2 saattir seni uyandırmaya çalışıyoruz, fakat anca uyanabildin. Biz aşağı kahvaltıya iniyoruz, sende hazırlan gel sonra şirkete geçelim beraber."
Jisoo'nun dedikleriyle birlikte kafamı sallamıştım. Kızlar odadan çıktılar, bende hemen yatağımdan doğruldum ve elimi yüzümü yıkadım. Dolabıma bir süre göz gezdirdikten sonra altıma kot şortumu, üstüme de şortumdan uzun bir tişört giydim. Dünden sonra berbat görünüyordum, resmen göz altlarım mos mordu. Ama makyaj yapmaya zamanım yoktu. Bende hızlıca kapıyı çarpıp odadan çıktım ve kızların yanına yemekhaneye indim. Lisa'nın elini görmemle yanlarına doğru ilerleyip boş olan sandalyeye oturdum. Önlerinde duran yemeklere bir süre göz gezdirdim, buranın yemekleri gerçekten güzeldi ama benim canım şuan hiçbir şey istemiyordu. Yemekleri incelediğimi görünce Chaeyoung bana döndü.
"Unnie, bugün kahvaltı leziz. Hadi sende gidip kendine bir şeyler al."
Chaeyoung'un yüzüne bakıp gülümsedim.
"Bugün canım hiçbir şey istemiyor Chae, ben sizi aşağıda arabada bekliyor olacağım."
Yüzümü gerip kızlara pek de samimi olmayan bir gülümseme ile afiyet olsun dedikten sonra yavaş adımlarla bizi kapıda bekleyen şöförün yanına gidiyordum ki, yurdun hemen karşısında olan siyah lüks aracı gördüm. Bu arabayı nerde görsem tanırdım, bu Taehyung'un arabasıydı. Açıkçası içinde olup olmadığını merak etmiştim, bu yüzden yurdun arka kapısından çıkıp arkadan arabayı izlemeye başladım. Tanrım, camlarda film olduğu için hiçbir şey göremiyordum. Taa ki Arabanın açılmasıyla ufak çaplı bir şoka uğradım. Arabadan uzun boylu, ince bir kız inmişti. Bunca zamandır arabada ne yapıyorlardı? O kız kimdi? Gerçekten aklımda ki sorular bana kafayı yedirtecekti. Arabadan Taehyung da indi ve beraber orada ki mağazalardan birine girdiler. O an cidden aptal olduğumu düşünmüştüm, koskoca şirket CEO'su Kim Taehyung'un sevgilisi olmayacak mıydı? Bunu geçtim, aptal bir stajyer ile mi çıkacaktı? Düşününce gerçekten komik geliyordu. Bir anda gözlerimin dolduğunu hissettim, hızlıca arka kapıdan tekrar yurda girip bizi bekleyen arabaya bindim. Kızlar da çoktan arabaya binmişlerdi, bir şey sormadılar muhtemelen nerde olduğumu biliyorlardı. Moralim tuzla buz olmuş bir şekilde onun şirketine gidiyordum. Tek umudum, gün boyu o kız ve Taehyung'u şirkette görmemekti...
Selam bebişler, yazmayalı biraz paslanmışım ♡ Umarım beğenmişsinizdir, belki bunu final yapıp başka bir kurguya başlarım. Seviliyorsunuzz.
Sınır 5 beğeni.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tenant Of My Heart | Taennie
Fanfiction"Buraya bunun için mi gelmiştin? Sen bizi çok yanlış anlamışsın Kim Taehyung."