|3 HUZUR YAĞMURLARI

159 103 47
                                    

Selam yağmur damlalarım.

Arayı çok açmadan üçüncü bölümle geldik, ben çok keyif alarak yazdım, umarım sizde keyif alarak okursunuz.

Medyada ki şarkıyı çok seviyorum ve bu kitap için yazılmış gibi... Sizde sevin, dinledikçe aklınıza MÇ gelsin 🥺🥲
(Çeviri şeklinde bilerek koydum ki sözlerini sizde görün.)

Carla Morrison- disfruto

Yıldızımı parlat, ruhumu okşa sevgili çiçeğim bu kadarını çok görme 🥲

İYİ OKUMALAR MEZAR ÇİÇEKLERİ 🌸💞

💚

Yangında kaldım.
O yangını ben başlattım.
Yandın benimle, benim parmak uçlarım, senin avuç içlerin.

Peki sen mi ateşsin, ben mi?
Sen mi yanıyorsun, ben mi?
Sen mi yakıyorsun, ben mi?
Bu soruların bir cevabı yok ki.
Neden mi ?
Çünkü ikimiz de yanmadık.
Yakıldık. Ateşe atlamadık, atıldık.

Bir çocuğun eline oyuncak yerine çakmak verirsen, çıkan yangında yandığın için çocuğun oyuncaklarını yakamazsın, böyle öc alamazsın.

Bir çocuk çakmağı oyuncak sanıp yaktığında sen yandığın için şikâyetteçi olamazsın, bedeli olarak yanağında iz bırakamazsın.

Elimdeki valizin sapını daha sıkı tutarken önünde durduğumuz havalimanına bakıyorduk Eren ile.
Sabaha karşı sıcak bir duş alıp eşyalarımı toparlamıştım.

Aşağı indiğimde Eren çok sevdiğimi bildiğinden güzel bir kahvaltı hazırlamıştı, benim aksime sabahları iştahı kapalı olan Eren saat sabahın dördü olmasına rağmen bana eşlik etmiş ve birlikte kahvaltı yapmıştık. Yani o saate midemiz ne kadar aldıysa artık.

"Ulan çekirge... Bir elli boyunla elin Ankara'sına gidiyorsun," kaşlarımı çatarak baktım ona, aslında boyum bir atmış beşti ama sorun bu değildi. Esnedi, uykusunu alamamıştı ve saat sabahın beşiydi.

"Koskoca Ankara'ya da elin Ankara'sı demezsin be Eren."

"Ha tek sorun bu yani? Kızım nasıl ayrı kalacaksın sen benden, oralarda nasıl yapacaksın? Bak hâlâ teklifim geçerli, geleyim mi seninle?"

"Bence sen benden ayrı kalamıyorsun ama neyse..."

"Kalamıyorum tabi ki çekirge, altı yıldır başımın belası oldun."

"Bu yüzden mi gözlerin dolu dolu? Gidiyorum işte bensiz biraz nefes alırsın." Dedim dalga geçer gibi ama şuan çok duygusaldı, görebiliyordum.

"Saçma sapan konuşma minik çekirge, gözlerim de dolu falan değil hiç." Kaşlarımı kaldırarak emin misin der gibi baktım. Bakışlarını kaçırdı, elinde valizlerle ordan oraya koşuşturan insanlara baktı birkaç saniye.

Sabahın erken saatleri olmasına rağmen havaalanı kalabalıktı.

Daha fazla dayanamamış gibi kollarını açtı, "gel buraya çatlak yumurtam benim." Diyerek kollarının arasına aldı. Açtığı sıcak kollarına sığındım sıkıca sardım onu. Ağır parfüm kokusu burnuma dolsa, genzimi yaksa da derin derin solunum kokusunu.

MEZAR ÇİÇEKLERİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin