Yanımdaki polisler aralarında konuşurken hemşire anne üzerimi düzeltiyordu.
"Çok yakışıklı oldun Taehyung."
Gülümsedim ve kafamı salladım.
"Korkuyor musun?"
Neyden korlacaktım ki?
"Neyden?"
Hemşire anne göz ucuyla arkadaki polislere baktı.
"Onlardan."
Kafamı iki yana salladım.
"Korkmuyorum. Neden korkayım ki?"
Hemşire anne omuz silkip bu sefer saçlarımı düzeltti.
"Kendini çok zorlama olur mu?"
Kafamla hemşire anneyi onayladım.
"Seni seviyorum."
Hemşire anne başıma ufak bir öpücük bıraktığında aklıma Jimin'in söylediği şey geldi.
Sahi ona ne cevap verecektim? Ona karşı birşeyler hissedip hissetmediğimi bilmiyorum ki.
Kapı tıklatıldığında polisler kapıyı açtı. Polisleri gören Bay Jung duraksamıştı. Sanırım onları göreceğini düşünmüyordu bu yüzden şaşırmıştı.
"Bay Jung siz misiniz?"
Bay Jung kafasını sallayıp gözlerini bana çevirdiğinde gülümseyip ona el salladım.
"İçeri gelin lütfen."
Bay Jung tereddütle içeri girerken arkasındaki Jimin'i fark etmiştim. Jimin merakla polislere bakarken ben çekingence Jimin'e bakıyordum.
"Bu çocuk kim?"
Polislerden biri şaşkınca Jimin'e bakarken Jimin sonunda bana bakabilmişti.
"Arkadaşım."
Mıydı? Belki daha fazlası. Bunu nasıl öğrenebilirim?
"Fazla kalabalık olmamız senin açından iyi olmaz."
Kafamı hızla iki yana salladım ve Jimin'e doğru ilerleyip onun elini tuttum ve onu peşimden içeri çekiştirdim.
"O benim meleğim. Ben meleğim yanımda olmadan oraya gitmem."
Kendimden emin bir şekilde gözlerimi polislere diktiğimde polisler iç çekti.
"Ah pekala."
Rahat bir nefes alıp gülümseyerek Jimin'e döndüğümde Jimin şaşkınca bana bakıyordu.
"Geldiğin için teşekkürler Jimin."
Jimin kafasını salladığında gözlerimi polislere çevirdim.
"Hadi artık gidelim."
Polisler başlarıyla beni onayladıklarında önden ilerleyip odadan çıktılar.
Arkalarından Jimin, ben ve Bay Jung ilerledik.
"Polisler niye var?"
Bay Jung merakla bana baktığında omuz silktim.
"Benim davamla ilgileniyorlarmış."
Bay Jung kaşlarını çatıp gözlerini Jimin'e çevirdiğinde bende Jimin'e baktım.
"Senin davan mı?"
Jimin kaşları çatık bir şekilde bana baktığında başımla onu onayladım.
"Ama davanın ne olduğunu bilmiyorum. İsterseniz onlara sorabilirsiniz."
Bay Jung kafasını sallayıp polislerin yanına gittiğinde gözlerimi tekrardan Jimin'e çevirdim. Jimin dalgın bir şekilde yere bakıyordu.
"Taehyung hatırlıyor musun?"
Gözlerimi Jimin'le birleşik olan ellerimize çevirdim ve ellerimizi ileri geri salladım. Jimin'in eli çok küçük ve yumuşaktı.
"Neyi?"
Gözlerimi yine Jimin'e çevirdiğimde Jimin de birleşik olan ellerimize bakıyordu.
"Dün söylediğim şeyi."
Jimin gözlerini bana çevirdiğinde omuz silktim.
"Sabah unutmuştum fakat kendimi biraz zorlayarak hatırladım."
Jimin yutkundu.
"Hatırlamana rağmen elimi tutuyorsun?"
Kafamı salladım ve birleşik olan ellerimizi tekrardan salladım.
"Ellerin çok sevimli."
Jimin gözlerini kısa süreliğine polislere çevirdi.
"Peki sen bana karşı birşeyler hissediyor musun?"
Tekrardan omuz silkip dudaklarımı büzdüm.
"Bilmiyorum. Bunu nasıl anlayabilirim?"
Jimin bir süre düşünüp gülümsedi.
"O zaman geri dönünce öğrenelim."
Gülümseyip başımı salladım.
"Hmm."
Önümüze döndük ve yolun geri kalanını normal şeyleri konuşarak geçirdik.
Finale adım adım 😄😄
Oy verip yorum yapmayı unutmayın ponçiklerim~~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dead To Loser ➳ Vmin Texting
FanfictionTexting/Düz yazı 17.03.2021: # 14 -vmin . Deadtoloser: Jimin... Senden beni kurtarmanı istemiştim. Bana aşık olmanı değil. Parkjim: Bende seni kurtarmak istemiştim Taehyung. Sana aşık olmayı değil.