SAMİMİYET

17 2 0
                                    

Sabah içimde tarifsiz bir heyecan vardı nedenini bilmediğim.  İlk defa okula gitmek için sabırsızlanıyordum. Rüyamda Meriç'i görmüştüm ama çok değişikti. Yürüyordu. Onu yürürken hayal etmek çok güzel. 
                                    ********************

Sınıftan içeri girdiğimde Meriç sırada oturuyordu. Herkes sevgilisiyle, arkadaşlarıyla takılırken o benim gibi bir köşede yalnız başınaydı. Sanırım onunla birsürü ortak yanımız olacak.
Beni gördüğünde hemen gülümsedi, ''Günaydın'' dedi.
-Günaydın Meriç :)
-Nasılsın?
-Sağol sen?
-Ben de iyiyim teşekkür ederim. İlk ders ne?
Ben ona ders programını vermiştim. Normalde bilmesi gerekirdi. Ama bozmadım onu. ''Matematik.'' ''Nasıl bi hoca?'' Konuştuğumuz konuya bak yaa!!! ıyyy. Matematik konuşuyoruz. İğrenç. ''Sınıf hocamız aynı zamanda. pek kötü biri sayılmaz. ama disiplinlidir.'' dedim. bir şey demedi. o da konunun saçma bi konu olduğunu anladı sanırım. 

Hoca sınıfa geldiğinde ayağa kalktık. tabi Meriç kalkamıyordu. Hoca herkesi baştan aşağı süzdü. Baktı Meriç oturuyo; ''Beyefendi rahatsız ediyorum kusuruma bakmayın, ayağa kalkma lütfunda bulunur musunuz acaba?'' dedi. Sinir olmuştum. Sınıftaki herkes gülüyordu. Meriç'in çok morali bozuldu. Hiçbir şey söylemedi. ''Hocam, arkadaşımız yeni geldi sınıfa. Ama kendisi rahatsız. Ayağa kalkamıyor.'' Hoca sıranın yanındaki tekerlekli sandalyeyi görünce utandı, kafasını çevirdi. ''Oturun çocuklar.'' dedi. Meriç utanan, rezil olmuş bakışlarla bana baktı. Gözleri yaşla doluydu ama ağlayamazdı. Ağlamamalıydı. 
Sınıftaki bazı abazalar hala gülmeye devam ediyordu. Şeytan diyo kalk hepsini kafasını gözünü dağıt. Ne bu ya! İnsanları yargılayacaklarına, onlarla dalga geçeceklerine keşke bir de aynaya bakıp kendilerini yargılasalar keşke. Başka insanlardan önce kendileriyle dalga geçsinler.

Teneffüse çıktık. ''Teşekkür ederim Liya.'' ''Niçin?'' ''Her şey için. İki gündür bana çok yardımcı oluyorsun. Ben bu okulda senin gibi biriyle tanışacağımı bilmiyordum. Geçirdiğim kazadan dolayı 2 yıldır bu tekerlekli sandalyeyle geziyorum. Ama halime şükrediyorum. Çünkü aynı kazada kardeşimi kaybettim. Annemle babam yaralandılar. Ben de sakatlandım işte. Doktorlar ümit yok diyorlar. Bundan sonra böyle devam edecek diyorlar. Ama annemlere 'siz yine de fizik tedaviye götürün.' diyorlar. Ben de istemedim. Madem bir işe yaramayacak neden boş yere para harcayalım ki? Maddi durumumuz pek iyi değil. Zaten ailem kardeşimden dolayı çok üzgünler. Ben tedavi olsam, tedaviden yanıt alamayınca daha da çok moralleri bozulacak. Onları üzmek istemiyorum...''

Ne diyeceğimi bilemedim. Ben ona hiçbir şey sormadan bana bunları anlatması çok hoşuma gitti. Ayy ne diyorum ben ya! Çocuk kaza geçirmiş, kardeşini kaybetmiş, ben de anlatması hoşuma gitti diyorum. Ne diyecektim şimdi? Karşımda çaresiz, bitkin genç bir çocuk oturuyor. Gözlerine bakamıyorum. 
''Başın sağolsun. Çok üzüldüm..''
''Sağol. O da senin gibi çok güzel bir kızdı. ilkokula gidiyordu. senin gibi uzun saçları, renkli gözleri vardı. senin gibi çok yardımseverdi...''
Bir şey diyemedim. Kafamı önüme eğdim ve gülümsedim. Bana bakıyordu. ''Sen neden burada oturuyorsun? Baksana, arkadaşların hep birlikte takılıyorlar? Sevgilin veya samimi bir arkadaşın yok mu?'' dedi. Kafamı kaldırdım ve gözlerinin içine baktım. sonra da dönüp bizim salaklara baktım. 

''Hayır, ne sevgilim ne de samimi bir arkadaşım var. bir tek esin var, bak şu ayakta duran kız. o da hep sevgilisi fatihin yanında oluyor. ben yalnız kalmayı severim zaten. burada tek başıma sıramda oturmak, başkalarıyla gezip tozmaktan daha iyi benim için.'' dedim.

''Beni de istemiyorsun sanırım..'' dedi. Birden donup kaldım. Böyle bir şey demek istememiştim. Çok mu kaba konuştum? of yaaa!!! ''Kusura bakma. Öyle bişey demek istemedim. Yanımda olmandan çok mutluyum. Emin ol. Ama o kişiliğe sahip insanları pek çekici bulmuyorum. beni onlardan uzaklaştıran bir kuvvet var. Ama bak senin yanındayım. Sana yaklaşmamı sağlayan da bir kuvvet var :) '' dedim ve elini tuttum. Neden böyle bir şey yaptım ki! of yaa birden oldu işte. 

''O kuvvet iyi ki var'' dedi o da elimi tuttu ve güldü.. Esin koşa koşa yanıma geldi,''ooooo Liyaaaaaa!!!!!!! Mercimeği fırına vermişsiniz siz yaaa, hadi hayırlı uğurlu olsuuunnn '' diye bağırdı. Hemen ellerimizi ayırdık. Meriç çok utanmıştı. Suratı kıpkırmızıydı. ''Esin kapa çeneni. Hem sevgilinin yanına gitsene sen'' diye bağırdım. ''Tamam tamam sakin oll... çifte kumruları yalnız bırakalım biz o zamann :D'' dedi ve gitti.

''Çok şom ağızlıdır. Böyle salak salak konuşur işte. '' dedim. Meriç'e baktım. Sırıtıyordu. ''Neee? Nolduu?'' dedim. ''Yok bişi, içimden geldi'' dedi.. Ben de güldüm. son ders fizikti. tabi ki de dersi dinlemedim. Kafamı sıraya koydum ve Meriç'i izledim... Çok güzeldi. Hayatımın en anlamlı 40 dakikasıydı... 

ARKADAŞLAR TEKRARDAN MERHABA. KUSURA BAKMAYIN YENİ BÖLÜM BİRAZ GECİKTİ. UMARIM BEĞENMİŞSİNİZDİR. LÜTFEN OYLAMAYI VE YORUMLAMAYI UNUTMAYIN. GELECEK BÖLÜMLERLE İLGİLİ TAVSİYELERİNİZ VARSA LÜTFEN İLETİN.. İYİ OKUMALARR :))

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 05, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

AŞKIN GÜCÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin