0.1

410 55 45
                                    

Sonunda telefonunu bırakmayı başarmış ve söylediği kahvesini yudumlamaya başlamıştı Bay Yeh. Kafeye girdiğini gördüğü öğremcisini görmesiyle ayağa kalkıp onun gelmesini bekledi. Renjun, yıllar sonra hocasını görmenin sevinciyle gülümserken, farklı sebeple Bay Yeh'te gülümsüyordu.

Bay Yeh sandalyeyi işaret etti. "Otur bakalım, saygından hiçbir şey kaybetmemişsin."

Renjun eğilmenin ardından oturdu. "Teşekkür ederim hocam. Sizi gördüğüm için çok mutluyum." Bay Yeh kafa salladı. "Ben de, ben de." Bay Yeh kaşlarını kaldırdı. "Senin şu haylaz arkadaşların neler yapıyor?"

Renjun gülerek ensesini kaşıdı. "Onlar da iyiler. Hâlâ üniversite bitirme peşindeler. Siz neler yapıyorsunuz hocam? Sağlığınız hâlâ yerinde görünüyor." Bay Yeh başını iki yana salladı. "Görünüyordu. Ben de öyle sanıyordum Renjun."

Bay Yeh, kendisine kafa karışıklığı ile bakan öğrencisinin gözlerinin içine baka baka yutkundu. "Bugün doktordan geldim. Çok zamanın kalmadı dediler. Kendimi iyi hissettiğimi söylesem de sözlerinden vazgeçmediler Renjun."
Renjun en sevdiği öğretmeninden duyduğu sözler ile gözleri dolmaya başladı. "Üzerimde yıllarınız var. Benden birçok şey isteyin Bay Yeh!"

Bay Yeh güldü. "İsteyeceğim zaten Renjun. Ama reddetmen beni korkutuyor oğlum, bunu herkes kabul etmeyebilir."
Renjun başını iki yana salladı. "Hayır, yapacağım Bay Yeh. Söyleyin lütfen."
Bay Yeh gülümsedi. "Benim bir torunum var. Shuhua. Ona sahip çık olur mu?"

Renjun ağlamamak için dişlerini sıkmaya başlamıştı. Bay Yeh gülümsedi. "O çok komiktir. Kırıldığını belli etmez. Beni de çok sever. Benim gidişim onu üzmeyecek kadar sevsin seni. Benden daha çok sevsin ki, ben öldüğümde arkamdan ağlamasın çok. Çünkü ben, o beş yaşındayken yorganının altına sakladığı gözyaşlarının hepsini buluyordum."

Renjun kafa salladı. "Söz. Söz hocam, torununuza çok güzel bakacağım."

Bay Yeh mutlulukla gülümsemeye devam ederken gözünden tekrar bir yaş düştü. "Sen gerçekten benim diğer çocuğumsun Renjun. Çok teşekkür ederim, iyi ki seni tanımışım."
...

Shuhua mutfakta pişirdiği yemeği karıştırırken bağırdı salona doğru. "Hoşgeldin dede!"
Altını kapattığı yemeğin içindeki kaşığı tezgaha bırakıp salona gitti Shuhua. Kapıda gördüğü tanınmadık beden karşısında ilk önce eğildi. "Hoşgeldiniz siz de."
Renjun bir süre baktı Shuhua'ya. Ardından gülümsedi, acır gibi. "Hoşbuldum. Ben dedenizin öğrencisiyim. Yıllar sonra karşıla-"

Shuhua kafa salladı. "Sen Renjun olmalısın o zaman."

Bay Yeh kaşlarını çattı. "Sen nereden biliyorsun Renjun'in adını?"
Shuhua göz kırptı dedesine. "Şifreni daha iyi bulmalısın. Tek attım. Baktım mesajlarına." Bay Yeh, çok ayıp, der gibi bakarken Shuhua omuz silkti. "Ne yapayım merak ettim. Tüm gün elindeydi telefon."

Bay Yeh gülümsedi. "Hadi sofrayı kuralım. Neler yaptın bakalım bu akşam bize?"

Shuhua gülümsedi. "Tofu güveci. Tanıdığım bir lokantanın tarifini uyguladım. Eminim ki bayılacaksın lezzetine."
Shuhua masa örtüsünü getirmek için mutfağa gittiğinde Renjun mırıldandı. "O gerçekten çok neşeli."

Sınavlar iptal olur diye düşünüyordum ancak olmadılar :'(

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sınavlar iptal olur diye düşünüyordum ancak olmadılar :'(

Bu yüzden her gün bir bölüm gelecek, derslerime odaklanmalıyım. Sizi seviyorum ❤

Someday, The Boy 💢 shuhua + renjun ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin