merhabaa,
Birazcık yorum alırsam çok mutlu olurum. çünkü benim haricimde kimsenin mini ficinde 4k bölüm bulamayabilirsiniz böyle. iyi okumalar.
...
|eğlenmelisin. ama bebeğim işin bittiğinde, ilk kaçan sen olmalısın.
Yoongi, hayatına belli kurallar koyup da yaşan kişilerden biri hiçbir zaman olmamıştı. Basit bir adamdı, balık burcu olduğundan biraz duygu sorunu vardı ama onu da halledebiliyordu. Aşırılıkları sevmez, göze batmak hoşuna gitmez, kalabalık ve gürültüden oldum olası kaçıp genel de yalnız kurt olmayı severdi.
Ve tekrardan üstünden geçeyim, Yoongi kesinlikle ama kesinlikle hayatını basit şeylere kuran, gündüz gece fark etmeden kabuğunda gezip olabildiğince aşırılıktan uzak kalırdı.
Yani sabahın köründe yatağından kaldırılmak zorunda bırakılmış, oldukça işlek bir caddenin oldukça kalabalık bir kafesine yürürken şuan boş boş kaldırımları tekmeleyerek yatağından bu saatte nasıl dirildiğini sorgulamıştı.
Nasıl uyandığını bile doğru düzgün hatırlamıyordu. Ama çok sevgili annesinin, dün eve geldikten sonra salondaki koltuğa fırlattığı telefonuyla sabah odasının kapısında bağırarak bulunmasını ve telefonundan gelen arama sesinin komik bir Cardi B ses efekti olduğundan, annesi de o kadından nefret ettiğinden, kafasına telefon fırlatan annesiyle uyanmayı beklemiyordu.
Olay asla Cardi B olmamıştı, olay annesinin kafasına telefon fırlatması da değildi. Asıl olay gözlerini açtığında daha kargaların bile bokunu yemediğini düşündüğü bir saatte neden arandığıydı.
Tabi ki kısa süre önce Jiho'nun partisinde yardım edeceğini söyleyen Park Jimin'in alelacele telefonuyla.
Kulağının dibinde son ses patlayan zil sesi, daha gözlerini bile dünyaya açmamışken Jimin'in şakımaktan farksız konuşması ve basit olacağını umduğu öğrenme sürecinde Jimin'in," kop gel yanıma. Şu kalp kıran meselesini konuşacağız." tarzında hızlı hızlı cümleleriyle onunla bir kafe de buluşmak istemesi yavaş yavaş birbirini takip ediyordu.
Yoongi ise baya şaşkındı. Jimin'in meseleyi kabul ederken bile kullandığı "kalp kıran." tabirine deli gibi haykırdığını bizzat görmüştü ve pembe saçlının bu konunun üstüne bile çok düşmeden ne olacaksa onunla mesajlaşarak yapacağını düşünmüştü. Jimin, okulun popüler bebesiydi ve kendi arkadaş grubu Seokjin ve Hoseok harici biriyle samimiyet beklentisinde onu hiç görme fırsatı yakalamamıştı. Tipik Amerikan filmlerindeki herkesin tanıdığı üçlü arkadaş grubu denilebilirdi.
Kendisine eziyet mi çıkmıştı, yoksa Jimin içine girdiği meselelere sadık mıydı tahmin etmek güçtü. Yoongi'nin sabahın 10'unda başka birisinin lafıyla sıcak yatağından, annesinin kaşarlı omletlerinden ayrılması aslında imkansızdı ama hayat, sizi böyle hallere sokuyordu.
Jimin'in eğlenen sesini duyduğunda zor olsa da yatağından ayrılmış, dağınık kızıl saçları ve yüzünü özenle sıcak bir duştan sonra hazırlayıp Namjoon'lara gittiğinde üstüne geçirdiği pijamalarına çok ters şekilde bacaklarını saran bir kot, sade görünen bir beyaz tişörtün üstüne boynunu saran zincirler, kafasında bandanası oldukça havalı görünmeyi başarmıştı.
Ki bunu da Namjoon'a borçluydu çünkü Yoongi neredeyse ayakta uyurken, yakında Seul'de moda okuyacak olan mükemmel kankası söylenmelerine katlanarak onu giydirmeyi becerebilmişti. Ve Yoongi'nin uykulu haliyle istemsiz çıkardığı küfürleri birinin midesinin kaldırabilmesi, bu hayattaki en büyük başarılardan biri sayılmalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
how to be a heartbreaker | yoonmin✓
Fanfic[fluff+minific] Yoongi'nin sevgilisi konusunda yardıma ihtiyacı vardı ve bu konuda biçilmiş kaftan olan Park Jimin'e gittiğinde, aslında zamanla ne için geldiğini unutacaktı.