19. Bölüm

662 74 97
                                    

  Etrafımda duyduğum seslerle bilincimin açıldığını hissettim. Bunun dışında bacağımın acısı da vardı elbette. İnleyerek gözlerimi açtığımda yanımda Harry'i görmeyi bekliyordum ancak beklemediğim bir şey vardı. İkimizinde duyduğu o sesler..

   Tekrar duyduğum sesler ile Harry'e döndüm. Fısıldayarak "Pişt! Harry! Bacağımın son durumu ne?" Sessizce söylediklerimin ardından bacağıma bir bakış attım. Bu acı kemiğin oluşmasını hissettiriyordu.

   "Şey Daisy, Lockhart önce benim koluma sonra ise senin bacağına bir büyü yaptı ve benim kolumdaki kemikler seninse bacağındaki kemikler yok oldu. Kısacası bacağın kendisine yeni birkaç kemik oluşturuyor."

  Utançla söylediklerinden sonra sinirle yerimde tepindim. Cidden o beceriksiz adamı neden işe almışlardı ki?! Bir işe yaradığı yoktu, tek başarabildiği şey yapmadığı şeyler üzerinden kendini övmekti.

  "Of! Harry gözümün önünden ayrılma tamam mı? Bu sesleri ciddiye alıp peşinden gitmeye devam edersen suçlu sen olacaksın."

  Sinirlerim fazlasıyla gerilmişti gözlerimi kapatıp derin nefesler alarak yatışmaya çalıştım. Kendimce rahatladığımı düşünmeye başladığım sırada odanın içine aniden giriş yapan Dobby gerginliğimi yerine getirmişti! Sinirimi nefesimden almak istercesine hızlı hızlı nefesler almaya başladıktan sonra fısıldayan seslerin kesildiğini fark etmiştim.

  "Dobby! Burada ne arıyorsun sen? Bizim Hogwarts'a gelmemizi istemiyorsun ama bu olanlardan sonra gelmen aklıma sadece bluggerları senin saldığını söylüyor.. Bizi cidden yaralayabilirdin!" Bir hışımla ayağa kalkacaktım ki bacağımın sızlaması ike durdum. "Derdini anlat ve çek git Dobby lütfen!" Beni anlıyormuş gibi başını sallayan ev cini sessizce konuşmaya başladı. "Efendim, Dobby çok acı çekiyor! Dobby ellerine ütü basmak zorunda kaldı." Ellerini uzatıp sargılı ellerini göstermesi merhametli kardeşimi bile etkilemişe benzemiyordu.

   "Kemiklerim yeniden oluşmadan kaçsan iyi olur Dobby yoksa seni boğabilirim!" Dobby bu tehtidden korkmuşa benzemiyordu aksine gayet rahattı. Ancak sonrasında üzüldüğünü belli edercesine gözlerini kaçırdı. "Dobby ölüm tehtidlerine alışkın, Dobby onlarla evde beş kez karşılaşıyor. Ve- ve Dobby sizi öldürmek istemedi efendim.. Dobby Harry Potter Adı-Anılmaması-Gereken-Kişi'yi yenmeden önce nasıl olduğunu unutmadı. Ev cinlerine böcek gibi davranılıyordu. Tabii Dobby'e hala böcek gibi davranıyorlar." Burnunu silmek için üzerindeki esir ev cini kıyafetini kullandı. Harry ise sakinleşmiş gibiydi. Kapının önünden gelen sesler ile Dobby yatağıma atladı tabi bacağıma mükemmel bir dokunuş yapmayı unutmadı. Canımın acısıyla dişlerimi sıktığımda Harry onu ensesinden tutup kendi yatağına bıraktı.

   "Dinleyin! Dinleyin bu yıl Hogwarts'da çok kötü şeyler olacak! Harry Potter ve ikizi burada kalmamalı! Çünkü, çünkü tarih kendini tekrarlayacak efendim!"

  Sözlerinin ardından kendine vurmaya başlaması ile korkuyla bacağıma bir büyü yaptım ne büyüsü yaptığımı hatırlamıyorum bile ancak bacağımın uyuşmasına bakılırsa acı içindi. Onu tuttum ve "Dobby bana bak! Birazdan gelecekler, Sırlar Odası hakkında ne bildiğini bilmem gerek!" dedim. Dobby hayır anlamında başını salladığında sinirle onu fırlattım. Ancak o sırada Hastane Kanadının biraz ilerisinde olan öğretmenlerin sesini duymamla beraber önce Dobby buharlaştı sonra ise biz Harry ile yataklarımıza dönüp uyuyor numarası yapmaya başladık.

  İçeri giren sedyenin üzerinde yılın başında Harry'e hayran olduğunu söyleyen Colin vardı ve sanırım taşlaşmıştı. Kaşlarımı çatmamaya çalışarak onlara bakmaya devam ettim. Yakınımızdaki lambaları söndüren Madam Pormfrey sayesinde onları daha rahat gözetliyordum. Derin bir nefes aldım Colin'in elindeki kameraya umutla bakıyorlardı hepsi ancak ben aptal olduklarına inanmaya başlamıştım. Gerçekten Salazar Slytherin bu kadar kolay bulunabilecek bir yaratığı seçecek bir insan mıydı? Elbette değildi! Kamerayı eline alan Dumbledore, açtığı kameranın içinden gelen buharlara hüzünle baktı. "Bozulmuş.." Sesindeki hayal kırıklığı hissedilebilecek derecedeydi. Hastane Kanadından ayrılan Profesörlere tersçe bakarken Harry'nin kıpırdandığını gördüm. Zihnine 'Harry! Sakın hareket etm-' diye fısıldarken gözleri kapalı Harry'i görmem ile gülümsedim en azından yaşama sebebim huzurluydu. Başımı yastığıma gömdüğümdeyse zihnim düşüncelerden soyutlanmıştı.

Daisy Lily Potter| Harry Potter İkiz Fanfiction [ASKIDA] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin