Gözleri, kararlılıkla doluydu, bay Kim'e dönüktü. Soğuk bir odanın içindeydi, sessizlik baskıcı bir şekilde etrafa yayılmıştı. Ona seslendi, sesinde bir doyumsuzluk ve belirsizlik vardı. Kimi zaman karanlık bir labirentte kaybolmuş gibi hissediyordu, kimi zaman ise bir kurtuluş yolunu arıyordu. Bay Kim'in yüzünde bir kararlılık vardı, sanki yıllar boyunca kazanılmış bir bilgelikle doluydu. Onunla konuşurken, geçmiş ve gelecek arasındaki ince çizgiyi sorgulamaya başladı. Neden geçmişteki insanların kaderine müdahale ettiğini anlamaya çalışıyordu. O, sanki bir zamanlar olmuş olanları korumaya çalışıyor gibiydi, sanki bir anıyı daha uzun süre yaşatmaya çalışıyordu. Ve sonra, sessizlik içinde kendisini buldu, bir kez daha kendi kaderinin ve ölümün gölgesinde duruyordu. Bay Kim'in yardım teklifini reddetmek istedi, çünkü ne ölmek ne de kaderinden kurtulmak istiyordu. Kararlılıkla bakışlarını ona diktim, kendi yolculuğunda yalnız kalmak istiyordu. Sonu ölüm dahi olsa.