Umut herkes için farklı anlam taşır. Kimisi için sadece bir duygudur. Benim umudum annemdi. 6 yaşındayken kaybettim umudumu. Annemin ölümünü izledim ben, babam tarafından öldürülmesini... işte o gün umut benim için sadece laftan ibaret oldu. Hayatımı annemin katiliyle aynı evde geçirdim. Kaybedecek hiç bir şeyim kalmadığı için kolayca karşı çıka biliyordum çoğu şeye. Elimden alabileceği tek şey hayatımdı ve bu beni asla korkutmuyordu. Ta ki hayatıma ışık tutacak yeni insanlar girene kadar. Her biri benim için umutun kırıntısıydı, birleşerek yeni sağlam bir umut yaratıcaklardı. Ya da ben öyle olmasını umdum çünkü kurtulmak istiyordum artık. Ama farkına vardığım şeyler vardı, ben artık babama karşı gelemezdim. Çünkü artık kaybedecek bir çok şeye sahiptim. Masalların sonunda her zaman kötüler cezalandırılırdı, peki bu hikayede asıl kötü olan kimdi? Biz miydik? Değildik. Bir tarafımız hep yarım olan bizlerdik. Neden o zaman cezalandırılan bizler olduk? Hepiniz Derin'in hikayesine davetlisiniz. İyi okumalar.