Karanlığın içinde kızıl bir ay varken doğdu o kızıl kız. Saçlarını önce ayın yansıması sonra tehlike kabul ettiler. Çünkü zararlı, zehirli bir şey gibiydi kızıl kız. Kimsesizliğin içinde, tek başına kalmış, ürkek ve genç olması umursanmadan yakılmıştı o narin bedeni... Tek suçu o zaman ki dünyaya kızıl olarak gelmekti. Peki sonra, sonra ne yapacaktı... Ayın kana büründüğü gece doğan kızıl saçlı kızın karanlık ve kızıllık arasında kalışının öyküsü. Kendini bulma, tanıma ve kurtarma çabasından başka hiçbir şey değil, bu sadece yalnızlığın öyküsü... Karanlık ile aydınlığın ortasına sıkışıp kalmış kızıl bir bedenin, kana bulanmış ve bütün benliğini yitirişinin acı hikayesi. Bu kendini ararken kayboluşun ta kendisi...