My Beautiful Moment | Taekook

13

"yani gerçekten odaya girdiğimde abartmıyorum iki kilo çöp topladım"

Şu an oturmuş jimin ve yoonginin tatlı atışmasını izliyorduk

"sevgilim abartıyorsun demedim zaten sadece benim düzenim bu"

"sıçarım düzenine senin, pislik ne zaman düzen oldu"

Gözlerim yanımda bezmiş bakışlarla çifti dinleyen jungkook u bulduğunda hafifçe sırıttım odada olan cesareti salona geçince kaybolmuş yerini utanç almıştı

"sen neye sırıtıyorsun taehyung sinirliyim burada"

Sinirden köpüren arkadaşıma döndüm bu sefer. gülümsüyordum evet ama onunla ilgisi bile yoktu

Jungkook un da gözleri beni bulduğunda en azından yüzüme bakıyor diye geçirdim içimden

"jiminshi tabiki de sen haklısın ayrıca sana gülmüyorum ki aklıma komik bir şey gelmişti sadece"

"eminim öyledir kim taehyungshi"

"sevgilim tamam söz bir daha çöp bırakmayacağım odamda tamam mı?"

Jungkook un gözleri bende takılı kalmıştı. Hayır tabiki bana bakabilir ama neden üzgündü. Bu utanç değildi hayır bana kırıldığı için önünü dönmüştü. Niye peki sebep ne?

"tamam ama bu gece yanında yatmayacağım yoongi o kirli yatakta yatmam ben"

Yoongi hyunga baktığımda ayağa kalkmış ve jimini de ardından kaldırmıştı

"bebeğim  bir dakika gelir misin lütfen"

"taehyung arkadaşın elden gidiyor kardeşim"

Hoseok hyungun konuşmasıyla burada olduğu yeni aklıma gelmişti. O elindeki çerezlerle gülerek ikiliyi izliyordu.

"gittiği kişi sevgilisi bir şey olmaz"

"taehyungshi bana bunu nasıl yaparsın"

"tatlı jiminimiz ne kadar arsız biliyorum çünkü"

Yoongi Hyung ve jimin bir odaya girdiğinde
Jungkook ayağa kalkmış ve odasına yönelmişti

"nereye kook"

"odama Hyung bu günlük benden bu kadar iyi geceler"

"iyi geceler kook"

Hoseok hyunga bir cevap bekler gibi baktığımı farketmiş olacak ki bana dönmüş ve elini önemli değil gibi sallamıştı

"duygu değişimleri fazla bu aralar geçen gün mutluluktan ağlayacaktı neredeyse ama sadece üç saat sonra sinirden ağlamıştı projem yetişmeyecek diye"

"anlıyorum"

Keşke iyi geceler deseydim

Aklıma gelen fikirle yerimden kalktım

"ben bi lavaboya gideyim"

"kookun odasının yanında ki kapı"

"sağol Hyung"

Hızla jungkookun odasına girerken kapıyı çalmayı unuttuğum farkına yeni yeni varıyordum

"şey ben tuvalet zannettim yanlış kapıymış"

Senin yalanına eşşek arısı sıçsın

"önemli değil Hyung da üstümü değiştiriyorum izninle"

Hızla gözümü sıkıca yumdum. Fakat tabiki kıçıma kaçan aklım dışarı çıkmam gerektiğini söylemedi bana

"açayım mı şimdi giydin mi?"

Jungkook seslice güldü bu sefer

"giydim Hyung bakabilirsin"

"bu arada jungkook bana Hyung deme aramızda sadece iki yaş var kendimi yaşlı hissetmek istemiyorum"

"peki."

Aramızda geçen anlamsız ama bir o kadar da kuvvetli bakışmamız biri bir şey diyene kadar sürerdi şu an gurur yapmış ve ikimiz de bakışlarımızı çekmiyorduk

"tuvalet yanda"

"yalandı o"

"ne?"

Gerçekten ne?

"seni görmek için bir yalandı o"

"az önce gördün ya beni"

"sadece merak ettim"

"neyi"

Bir adım yaklaştım ona doğru

"neden bir anda kalktığını"

"neden beni merak ettin ki sadece arkadaşının sevgilisinin arkadaşıyım... Aslında bakınca baya uzak bir ilişki"

Haklıydı. Ne diyebilirim ki gereksiz yere üstüne titremiştim ve o açıkça rahatsız olduğunu dile getirmişti aferin sana gerizekalı

"aynen.. Oldukça uzak. Neyse iyi geceler jungkook"

En azından iyi geceler dedim...

****