0.1

138 15 8
                                    

[10. 05. 1886]

XXXXX

            Uşak dışarı çıkıp kapıyı kapatınca genç adam korkmaktan alamadı kendini. Oysa çevresinde insanı korkudan titretecek hiçbir şey yoktu. Sakin, ağır başlı ve resmi görünüşlü bir odada bulunuyordu. Kitap raflarıyla kaplı duvarlara birkaç gravür mevcuttu. Bir köşede, kartlarla dolu bir evrak dolabı vardı. Duvara dayalı bir klasörden tren ve vapur tarifeleri taşıyordu. Pencerelerin arasında, üzerinde telefon bulunan büyük bir yazı masası duruyordu. Yanında, ufak bir ek masanın üzerinde, bir yazı makinesi vardı. Odanın düzenli hali, ev sahibinin derli toplu ve yöntemli bir insan olduğunu gösteriyordu.

Kitaplarla ilgilenen misafir raflara yaklaştı, yan yana dizili ciltlere şöyle bir göz attı. Kalın ciltli bu kitaplarda da insanı ürkütecek herhengi bir şey yoktu. İlk bakışta adamın ilgisini çeken kitaplar şunlardı: To kidnapped, Protect the royal treasura ve Soul Curtain  vardı.

Bir okuma masasına yaklaştı. Masanın üzerinde dergiler ve yeni yayınlar duruyordu. Bir ucunda, 10 tane yeni roman sıralanmıştı.

O hâlâ odayı incelerken kapı açıldı, ev sahibi içeriye girdi. Ziyaretçinin tiksindirici korkusu eğlendirmişti onu. Ama bakışları buz gibi soğuktu.

Ev sahibi, genç adama doğru ilerlediğinde geriledi bir anlığına.

Masasına oturdu ve genç adama oturması için karşısındaki sandalyeyi gösterdi.

Genç adam tereddüt ederek oturdu.

Vazgeçmeliydi belki.

Ev sahibi, sanki beyaz boyayla boyanmış gibi yüzü, son derece siyahın en koyu renginde saçları vardı. Gözlerinde saçlarının rengini aldırıyordu. Ama ten rengi saçlarının ve gözlerinin tam karşıtıydı. Hemen hemen kar gibi beyazdı.

Ziyaretçi yerine oturduğunda siyah, mat ceketini düzeltti.

''Jeon Jungkook siz misiniz?''

''Öyle tanınırım. Benim için fark etmez; ne ad olursa olsun işime gelir. Sizi tanıyorum. Daha öncede buraya geldiniz.''

Ev sahibi çalışma masasının çekmecesi den bir ajanda çıkartıp geri eski yerine, Park Jimin'in karşısına oturdu.

''Burada öldürttüğünüz kişi yazıyor. 07.11.1884 senesinde öldürülmüş.''

Ev sahibi ajandasını kapattı ve karşısındaki adamın gözlerinin içine baktı.

''Öldürdüğümüz için pişman olup paranızı geri mi istiyorsunuz?''

Bay Jimin telaşla; ''Yo hayır, geri iade için gelmedim!'' diye atıldı. ''Tam tersine, bundan önceki işten çok memnun kaldık. Hizmetinize bir kez daha başvurmak istiyorum. Ama bu sefer çalıştığım şirket adına istemiyorum. Kendim bireysel başvuracağım.''

Bu sefer Bay Jeon dikleşti; ''Kimi Öldürtmek istiyorsunuz?''

Jimin derin bir nefes aldı. Şimdi söyleyecekleri ağzından çıktığında geri dönüşü olmayacaktı.

''Roséanne Park'ın öldürülmesini istiyorum.''

Jungkook, Jimin'den Rosé'nin özelliklerini istemişti. Jimin eski sevgilisinin özelliklerini anlatırken. Jungkook önündeki ajandaya sesizce duyduklarını yazıyordu.

Onu para karşılığında öldürtecekti.

XXXXX

miamagi

among the flames  | rosékookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin