Acımasız Aşk 20

205 8 6
                                    

Arkamızda ki kükreme sesi ile hepimiz kalkıp etrafımıza baktık. Gelen 2. kükreme ile hepimiz kaçmaya başladık. Her yeri çığlıklarımız sarmıştı. Ama kükremeler kesilince herkes durdu. Ben korkudan Jungkook'a sarılmıştım. Aniden gelen kahkaha sesinin Heechul'a ait olduğunu anlamam pek uzun sürmedi. Elinde telefon ve bir mikrofonla gelip önümüzde durdu. Gülmesini zorla durdurdu ve konuşmaya başladı.

Heechul: Nasıl da korktunuz ama. Sözde cesur arkadaşlarım benim.
Tae: Salak mısın Chul??
Sun: Seni öldürmemem için bir sebep söyle Chul
Heechul: Peki. Beni öldürmemelisin çünkü ben Heechul'um.
Suga: Salak.
Sun: Yürüyün gidelim ya.

                                 (...)

Ertesi Gün
Jungkook'tan:

Çoktan uyanmış çimlerde oturmuş kahvaltıyı bekliyorduk. Sun, Rose, Suga ve Tae hala uyanmamıştı.

Lisa: Jungkook kalk ve Sun'u kaldır bende Rose'yi kaldırayım. Sizlerde Suga ve Tae'yi kaldırın.
Jk: Tamamdır.

Kalktım ve çadıra ilerledim. Yavaşça girip Sun'a baktım. Benim yastığına sarılmış uyuyordu. Neden bu kadar tatlı olmak zorunda.

Jk: Sun. Bebeğim kalk hadi.
Sun: Hayır.
Jk: Hayır mı??
Sun: Hmm. Uykum var.
Jk: Kahvaltı yapıcaz ama. Kalkman lazım. Hadi.

Oflayarak kalktığında bu haline gülümsedim.

Sun: Neden gülüyorsun??
Jk: Hiç. Sadece fazla güzelsin.

Sun yine utandı diye yüzünü saklama adına bana sarıldı ve kafasını göğsüme yasladı.

Jk: Bu huyundan ne zaman vageçeceksin derdim ama vazgeçersen kızarmış yanaklarını göremem.
Sun: Ya Kook yeter.
Jk: Tamam tamam sustum. Şimdi gidiyorum sen giyin gel.

Benden ayrıldı ve kafasını salladı. Dudaklarına minik bir öpücük kondurup çadırdan çıktım. Rose ve Tae çoktan uyanmışlardı. Suga hyungun kalkmamış olmasına şaşmamalı.

Sun'dan:

Jungkook gidince bende üzerimi değiştirip çıktım. Hava gerçekten güzeldi. Bizimkileri görünce yanlarına gittim ve çimenlere oturdum.

Sun: Günaydın
Herkes: Günaydın
Sun: Suga nerede??
Rm: Uyuyor
Sun: Şaşırmadım.
Th(tarih hocası): Gençler hadi kahvaltı yapalım. Daha sonrada orman da geziye çıkıcaz.

Hepimiz ayaklandık ve kahvaltı masalarına geçtik. Öğretmenler bir masada öğrenciler de gruplar halinde farklı masalarda kahvaltı yapıyorlardı. Biz grupça bir masayı almıştık bile. Ben Jungkook ve Rose'nin arasında oturuyordum.

Rose: Ya ormanda kaybolursak??
Tae: Korkmana gerek yok. Böyle bir ihtimal olsaydı riske atmazlardı.
J Hope: Aynen. Derinliklere gideceğimizi sanmıyorum. Büyük ihtimalle bu civarlarda gezeriz.
Rose: Ya hayvanlar?? Onlar ne olacak??
Tae: Hadi ama Rose. Burada yırtıcı hayvanlar yok. Sana söylediğim gibi böyle şeyler olsaydı buraya gelmezdik. Lisa: O haklı. Sakin ol.
Tae: Hem merak etme bir şey olursa söz seni koruyacağım.

Tae Rose'ye gülümseyince biz kızlarla aramızda gülüştük. Sonuçta sadece biz Rose'nin Tae'yi sevdiğini biliyoruz. Rose'ye baktığımda onun çoktan utandığını ve heyecanlandığını anladım. Umarım beraber olurlar.

Kahvaltı Sonrası

Th: Gençler üzerinizi değiştirin. Sizleri bekliyoruz. Acele edin hadi.

Jungkook ile hayal etHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin