Acımasız Aşk 15

292 10 0
                                    

Mükemmel bir masa, harika yemekler, şaraplar, yerlerde güller, kalpli balonlar ve masanın karşısında güllerle yapılmış bir kalp. O kadar mükemmeldi ki.

Jk: Beğendin mi??
Sun: Sen delirdin mi?? Burası mükemmel. Bayıldım. Ama bu kadar şeyi neden yaptın ki?? Yani kalpler falan.
Jk: Şşş orasına karışma sen.

Elimden tuttu ve masaya doğru ilerledi. Oturmam için sandalyemi çekti. Ona ettiğim teşekkürün ardından o da karşımda ki yerini aldı. Beraber yemeğe başladık. Her şey mükemmel gidiyordu. Arada normal konular hakkında konuşuyor, arada ise Jungkook'un yaptığı esprilerle gülüşüyorduk. Ama Jungkook bir anda ayağa kalktı ve yanıma geldi. Elimden tutup beni de kaldırdı.

Sun: Jungkook ne oluyor??
Jk: Bak Sun. Seninle iyi bir başlangıç yapmadık doğru. Ama sonradan senin ne kadar mükemmel bir insan olduğunu farkettim. Güzelliğin her seferinde başımı döndürdü. Hep yanında olmak ve seni korumak istedim. Kimseye bakma, kimseyle konuşma, kimseye gülümseme istedim. Bunlar sadece bana ait olsunlar istedim. Belki sen böyle hissetmiyorsundur ama ben sana aşık oldum Sun. Eğer sen kabul edersen hayatının kalanında erkek arkadaşın rölünü almak istiyorum. Benimle çıkar mısın??

Gözlerim dolmuş onun kahvelerine bakıyordum. O kadar güzel konuşmuştu ki. Belki de kabul etmeliyim. Bir şansı hakkediyor.

Sun: Evet.
Jk: Seni seviyorum.

Dedi ve bana sarılıp döndürmeye başladı.

Sun: Yeter indir beni Kook düşeceğiz yoksa.
Jk: Emin ol bundan daha mutlu olamazdım. Seni çok seviyorum Sun. Hep yanında olacağım.
Sun: Söz mü??
Jk: Söz.
Sun: Sana güveniyorum. Ve... seni seviyorum.
Jk: Bende seni seviyorum güzelim.
Sun: Bir dakika ne dedin sen??
Jk: Seni seviyorum dedim.
Sun: Hayır ondan sonra ne dedin??
Jk: Güzelim dedim.

Öylece Jungkook'un suratına bakarken Jungkook bir anda sırıtmaya başladı.

Sun: Neden sırıtıyorsun??
Jk: Yanakların kıpkırmızı oldu. Galiba benim sevgilim güzelim kelimesini beğendi. Sana genellikle böyle hitap edeceğim. Hem her seferinde kırmızı yanaklar görürüm.

Omzuna hafif bir şekilde vurdum. Jungkook ile birkaç fotoğraf çektikten sonra Jungkook'un hazırladığı, pardon Jungkook, Tae ve J Hope'un hazırladığı şeyleri çektim. Sonuçta kızlara bunları göstermeliyim. İşim bittikten sonra Jungkook'un yanına geri döndüm. Ama hava çok soğuktu. Burası tepe olduğu için esiyordu. Hafiften titremeye başlayınca ellerim ile kendimi ısıtmaya çalıştım. Ellerim kollarımda bir aşağı bir yukarı giderken Jungkook konuştu:

Jk: Üşüyor musun bebeğim??
Sun: Evet. Biraz soğuk oldu.

Jungkook ceketini çıkardı ve bana giydirdi.

Jk: Hadi geri dönelim artık. Hem arabada klimayı açarım ısınırsın.

Başımı onaylarcasına salladım. Çantamı aldım ve arabaya doğru ilerledim. Jungkook'ta arkamdan geldi. İkimizde yerleşince Jungkook önce arabayı çalıştırdı ardından da klimaları açtı. Bir süre sonra zaten ısınmıştım. Şehrin ışıkları yavaş yavaş görünmeye başlayınca kavuşmamıza az kaldığını anladım.

Sun: Biliyor musun ilk sevgilimsin.
Jk: Gerçekten mi?? Bu çok güzel. Ama sen benim için ikinci oluyorsun.

Jungkook'un suratı asıldığında üzüldüğünü anladım.

Sun: Bunun için üzülmene gerek yok Kook. Ben bunu dert etmiyorum. Tam tersine bu bir tecrübedir. İyi ya da kötü. İlkin olmadığım için üzülmem yani.
Jk: Bunun sorun olacağını düşünmüştüm. Bak şimdi sana bir kez daha aşık oldum.

Jungkook ile hayal etHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin