helööö biz geldik, bol yorum yapın olur mu🥺
keyifli okumalar ❤️
-
Sabah uyandığımda belki de yıllardır hasretini çektiğim, içten içe olmasını istediğim o şey ile karşı karşıya kalmıştım. Sıcak bir his tüm içime yayılmış durumdaydı.
Göz kapaklarım bütün perdeleri çekili olduğundan loş bir ortama sahip olan odada açıldığında, bir anlığına nerede olduğumu sorgulamamak imkansızdı. Normalde içimi daraltması gereken koyu kırmızı duvarlar, havasız kaldığı için boğuklaşan ortam bir nevi boğazımı sıkmalıydı ancak ben hiç bu kadar rahat nefes almamıştım. Ciğerlerimin şişmesi beni bu kadar mutlu etmemişti. İçime çektiğim her nefes bir noktamı uyuşturuyor gibiydi, öyle rahat ve öyle mutluydum ki olduğum yere iyice gömülmek istemiştim.
Sonra onu hissettim. Zaten, bu denli iyi hissediyorsam bunun bir sebebi olmalıydı. Belime dolanmış ince fakat göründüğünden çok daha güçlü olan kollar, sanki kaçmamdan korkar gibi sıkıca etrafımda kıvrılmıştı. Canımı acıtmıyordu fakat kafesteymiş gibi hissettiriyordu. Aslında tüm bu oda, sevmediğim her şeye sahipti. Boğucuydu. Nefes almanın zor olması gerekeceği kadar havasızdı. Sonra enseme sıcacık bir ısı yayıldı. Aynı şey, düzene binmiş bir şekilde devam etti. O bölge ısındıkça bedenim gevşedi, göz kapaklarım titreşti ve yumuşak çarşaflarda kayan parmak uçlarım kıvrıldı. Dudaklarım gerildi, gülümsedim. Böylesi korkunç bir günü gülümseyerek selamlamamın tek sebebi ise oydu.
Min Yoongi'nin kendinde birçok tezat barındırdığını biliyordum. Aynı zamanda çok şey olabilirdi. Beni korkutabilirdi ancak teni tenime dokunduğunda rahatlamamı da sağlayabilirdi. Elleri çok soğuk olabilirdi ve inkara yer bırakılmayacak şekilde, dokunuşları da bir o kadar sıcaktı. Öpüşü üşütürdü, nefesi yakardı. Min Yoongi bana aynı anda pek çok şey yapabilirdi.
Seni seviyorum.
Ve o, beni öldürebilirdi de...
Enseme vuran sıcak nefes yerini yumuşak dudaklara bıraktığında baştan aşağı tüm bedenim titremişti.
"Günaydın." Ve boğuk çıkan sesi, belimde hareket etmeye başlayan kolları, sırtımı göğsüne yaslayıp dudaklarını bulunduğu yere daha da bastırması... İşte bunlar beni öldürebilirdi. Ondan bana geçen ısı tüm hücrelerimi kavuran bir aleve dönüşebilirdi. Çok güzel yakardı beni.
"Günaydın." Onun aksine çok daha kısık çıkan sesimle konuştum. Büyük ihtimalle kahvaltı bile edemeden doğruca yola çıkacaktık ve dakikalar içinde Busan'daki evime varmış olacaktık fakat bu an özeldi işte. Bize aitti. Eski bir pansiyonun daha da eski yatağında, boğucu ve tozlarla kaplı odada, bize ait bir an vardı. Sadece ikimizin sıkışıp kaldığı bu anlar özeldi. Yeri doldurulamazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
golden blood • yoonmin
Fanfictionİtiraf etmeliyim ki ateşe dayanıklı değilim. Bunun beni yaktığını hissediyorum, bunun seni yaktığını hissediyorum. - #vampire au #yoonmin