Bölüm 8

296 17 1
                                    

medyada Mert...

Bu bölümde Ayaz Barkın ismi geçiyor. Bilmeyenler için Kiraz Mevsimi hikayesinde bizim yakışıklı başrolümüz. O hikayeyi de okumanızı tavsiye etmeyeceğim çünkü okumanızı emrediyorum asdfgh :D

Neyse iyi okumalar...

_____________________________________________________________________

Gözlerimi hafifçe araladım. Aslında aralayamadım. Pencerem yatağımın karşısında olduğundan gözlerim keskin ve kesinlikle rahatsız edici güneş ışınlarından rahatsız olarak otomatikman kapandı. Uyanmıştım ama günlerden pazar olduğu için biraz daha uyumanın iyi bir fikir olduğunu düşünerek uykuya dalmaya hazırlandım. 

O anda karnımda hissettiğim baskı ve gülme hissi ile gülmeye başladım. Kahkahalar atıyordum. Tepiniyordum. Kısaca insanlık dışı hareketler yapıyordum.

Beni gıdıklayan kişiden bir ses sonunda çıkmıştı. ''Uyan bakalım uykucu.'' dedi. 

Tanıdık gelen bu ses tonu ses tonu sonunda beni gıdıklamayı kesti. O anda yüzüne gözlerimi pörtleterek şaşkınca baktım. Bu Mert'ti. 

1- Benim evimde ne arıyor?

2- Odamda ne işi var?

3- Neden beni gıdıklıyor?

Bu üç soru önemli ve cevabını öğrenmem gereken sorulardı. 

Mert'in arkasından annem ''Tatlım arkadaşın geldi.'' deyip sırıttı. Annemin arkasından babam çıktı. ''Bu çocuk kim kızım?''dedi dişlerinin arasından.

Sinirlendiğini belli etmemeye çalışıyordu. Açelya'nın ne dediğini bilmiyorum ama baya etkili lduğu kesin. Babam,erkeklerle konuştuğumda veya görüştüğümde kızmıyor,hesap sormuyor Açelya'yla konuştuğundan beri...

Annem zaten normaldi. Onunla sadece terlik atma konusunda anlaşamıyoruz. Ya kadın savaşa katılsa düşmanlara pansuman yaparım lan. Hiç fark ettirmeden,10 metre geriden hedefi tutturabiliyor. Hedef neresi sizce? Benim popom!

Şaşkın bir şekilde korkunç ''ÜÇLÜ'' ye bakmaya devam ettim. Sonradan hala ağzım açık bir şekilde yattığımı fark edince yatakta doğruldum ve bağdaş kurarak oturmaya başladım. Ya bu çocuk niye geldi? 

Anneme ve babama ''Siz çıkar mısınız?'' dedim. Annem babamı zorla itekleyerek odadan çıkarttı. Mert'te yatak ucuma oturdu. Aynı ilk tanıştığımızdaki gibi sırıtıyordu. Ben ise yüzüm yağlı,saçlarım dağınık bir şekilde onun karşısında otruyorum. Ne?!! Ben bu iğrenç tipimle mi oturuyorum?!!!!!!!

Hatırladığım gerçekle birlikte Mert'e açıklama yapmadan gardırobuma koşturdum. Elime geçen ilk şeyleri Kapıp banyoya koşturdum. Kapımı kilitledim. Kıyafetlerimi klozet kapağını kapatıp üstüne koydum. Hiç vakit kaybetmeden yüzümü yıkadım. Saçımı taradım. Klozet kapağının üzerinden kıyafetlerimi elime alıp neler seçtiğime baktım. Siyah etek ve üstüne omzu açık salaş bir tişört. Gerçekten inanılmazım. Bakmadan seçmeme rağmen uyumlu bir kombin olmuş. Kendime baktım. Gerçekten güzel olmuştum. 

Klozet kapağına koyduğum pijamalarımı kirli sepetine attım. Üstümü başımı son kez düzelttikten sonra kilitlediğim kapıyı açtım. Odama doğru ilerledim. Odama baktığımda Mert telefonuma bakıyordu. 

Beni fark etmediği için yalandan öksürdüm. Sonunda gözlerini bana çevirebilmişti. Yüzünü burusturup ''Sen fotoğraf çekinme dolap komşum.'' dedi. ''Madem öyle sende bakma.'' dedim. Sonra bastırarak ekledim ''Dolap Komşum.'' dedim. Ve ekledim. ''Hem sen niye geldin?'' deyip telefonu elinden aldım. 

''Hadi gidiyoruz.'' dedi ayağa kalkarken. 'Nereye be?!' deyip çirkefleşmek istedim ama yapmadım tabikide. Sadece tek kaşımı kaldırıp ''Nereye?'' demekle yetindim. Sırıtıp ''Benim gibi şirin bir çocukla kahvaltı hediyesi kazandın.'' dedi. Bu çocukta da aynı Ayaz Barkın gibi ego tavan herhalde. Ayaz Barkın'ı bilmeyeniniz yoktur diye düşünüyorum. ''Sencede kendine şirin demen seni biraz şey yapmaz mı?'' dedim. Bu sefer tek kaş kaldırma sırası ona geçmişti. ''Şey ne?'' dedi. ''Egonun tavan olduğunu.'' dedim. 

Yine sırıttı. Ya bu çocuğun sırıtmaktan başka yaptığı birşey yok mu? Bir gün sırıtırken yüzü felç kalcak die korkuyorum! ''Şimdi,bu kadar şirin yüzüm varken bırakta egom tavan olsun bebeğim.''diyip göz kırptı. Yüzümü buruşturup ''Bana bebeğim deme.''dedim. Sırf bana inat ''Tamam bebeğim.'' dedi. 

Hareketlendim ve yanına oturup bağdaş kurdum. ''Ee ne yapıyoruz?' Neden geldin?'' dedim sorularımı ard arda sorarak. ''Dedim ya kahvaltı yapacağız. Sonrada ne istersen onu.'' dedi. ''E çıkalım o zaman.'' dedim ve ayaklandım. Para almayı düşünmüyorum. Çantada almayacaktım ama eteğimin ceplerinin olmadığını fark edince mecburen küçük bir boyundan asmalı çanta aldım. İçine sadece telefonumu,kulaklığımı ve anahtarımı koydum. Küçük demiştim. 

Kapını oraya geldiğimizde babam ''Nereye? Daha kahvaltı yapmadın.'' dedi. ''Mert'le birlikte yapacağız.'' dedim. 

Babam çok sinirlendi ama annem babamın kulağına birşey fısıldadığında babam sandalyesine oturup kahvaltısına devam etti. Bende sırıtarak kapıyı açıp Mert'le birlikte dışarı çıktım. 

Lanetli AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin