cuarenta y ocho

1.1K 85 30
                                    

"ellerini üzerimden çeker misin?" jungkook -tabiri caizse- patronunun kucağından kaldırıma zıpladığında onu sitemle karışık bir kibarlıkla -biraz da tiksintiyle- itekledi.

jimin artık onu anlamlandırmaya çalışmayı bırakmaya karar vermişti. en azından denemeye. fakat; yine de kendini çekip ona gece yarısı sokakta karşınıza çıkacak tipten sarhoş, aylak ve tacizci adamlar gibi hissettirecek tavrı karşısında sorgulayan bir bakış atmadan edememişti. gerçekten mi der gibiydi. gerçekten mi jungkook.

küçük olan bu bakışa karşılık açıklamaya girme ihtiyacında bulundu.  "bak, seni üzmek istemem-" tamam, böylelikle gerçekten senaryo yeterince barizleşmişti. bay park, jeon'a sarkıntılık ediyordu ve masum çocuk da onu medeniyete davet ediyordu. böyle durumlarda kaldığınızda karşınızdakine genellikle şöyle derdiniz kötü niyetli olmadığınızı biliyorum fakat-lakin aslında böyle söylemek isterdiniz senin gibi bir leşle asla yatağa girmeyeceğim yeterince açık sikik tecavüzcü. o yüzden bu modern gözükmeye çalışan ayyaşlığını bir kenara bırak ve lanet olası başımdan defol. işte, jungkook tam olarak böyle davranıyordu.

"benim bir sevgilim var." aslında jimin onun bu -bilerek yahut bilinçsizce- yarattığı oyuna uyum sağlamayı düşünüyordu ama bu cümleden sonra kahkahayı basmadan edememişti. neşeli bir sevgilin mi çıkıverdi ağzından.

kook bu cevabın senin gibi birisinin mi yoksa gerçekten kararlı mısın anlamında olduğunu bir süre düşündü. fakat çok farklı bir yere vararak kendi içindeki belirsizliği dışa vurdu. "aslında sevgilim denemez, aramızda ne olduğunu isimlendirmekte güçlük çekiyorum."

bay park daha sonrasında yüze vurulmak üzere hafızasına atacağı bilgileri çoğaltmak istedi. "istersen adlandırmanda yardımcı olabilirim."

jeon bir anda -sadece yüz ifadesiyle- dünyanın en arkadaş canlısı insanına dönüştü. büyük olan da devam etti. "mesela onun hakkında ne düşündüğünü söyleyerek başlayabilirsin-ya da onun senin hakkında hislerine dair nasıl bir izlenim verdiği."

jungkook tam da o anda az önce tanıştığı yabancıya -jimin o dakikalarda gerçekten onun için bir yabancıydı- her şeyi anlatacak ve bir sarhoş gecesi fiyaskosu başlatacak oldu -ama sadece 30 saniyede az önce bahsettiğimiz içinde tutulan fakat aslında söylenmek istenilen hakaretleri dile getirmek üzere yüz ifadesini değiştirdi. çünkü kookie, onun kafasında o an asla jimin olmayan jimin'in başka biri de olsa fark etmez, hadi onunla ilgili sorunlarına konuşmanı dinlediğimi ve seninle dertleştiğimi sanmanı sağlayarak seni yatağıma çekeyim tarzı bir adam olduğunu düşündü. ve jimin sorduğu sorunun cevabını beklerken biraz da eğlenmek için küçüğe yaklaşmıştı - çünkü işlerin kendi istediği yere gideceğine çok emindi- ve beklemediği bir şekilde reddedildi. tamam, jeon'un boyutuna rağmen en güçlü olanın her zaman kendisi olduğunu biliyordu fakat buna o kadar da emin olmaması gerektiğini o anda anlamıştı çünkü jungkook kendinden beklenilmeyen bir şiddette onu geriye savurmuştu. bir easy boy savuşturdu. dikkatli olmalıydı, jungkook -şu koca bebek- onu isterse öldürebildi. ve inanın bana öyle bir şey istese bay park'ın martial art'ı bir gram değer etmezdi.

...

ikili, sokağın ortasında tüm bu hararetli olanlardan sonra -aslında sadece üç dakika sürmüştü- kendilerini arabaya atabilmişti.

jungkook başını koltuğa yaslamış gözlerini kapatmış ve iç geçirir bir halde jimin'in sadece cehenneme kadar yol sürmesini bekler gibiydi. koca yolda geceyi bozan bir gürültü oluştu, araba çalıştı. "kemerin."

naughty girl | jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin