#1

1.8K 31 28
                                    

(Yukarıdaki şarkıyı dinlerken yazdım, sizin de okurken dinlemenizi tavsiye ederim.)
  

     Ay ışığı irislerimden akıp kalbime sızıyordu. Ve ben, Jeon Jungkook, gecenin acımasız sessizliğinde kayıp, zamanın girdabından kaçmayı hayal ediyordum. Kulaklığımda hafif bir şarkı, gözlerimden akan incilerle sokağı gözlüyordum.

  Üşümeye başladığımda balkonu kilitleyip odama geçtim. Yorgundum ama rahatlamıştım. Temiz hava iyi gelmişti ciğerlerime. Yatağıma geçip tavanı izledim saatlerce ve ansızın uyuyakalmışım.

Sabah alarmın saçma sapan horoz sesiyle kalktım yatağımdan, evet iyi hissediyordum, en azından uzun zaman sonra.

Gülümseyerek güzel bir şarkı açıp banyoya yöneldim.
Ilık bir duş her zaman en iyi seçenektir. Banyodaki işlerimi halledip, dolabımı açtım. Bugün okulun ilk günüydü benim için, dönem ortasında atandım bu okula ama sonuç olarak ilk günümdü. Biraz özen iyi imaj çizmeme yardım eder diye düşündüm.

Kareli ve oldukça hoş bir kumaş pantolon, siyah balıkçı yaka bir kazak ve aksesuarlar. Aynadan kendime baktığımda gördüğüm görüntü hoşuma gitmişti aslında. Flörtöz bir ıslık çalıp güldüm saçmalamama.

Son olarak kalın yüzüklerimi takıp, biraz parfüm sıktıktan sonra çıktım evimden. Bahçe kapısını da iyice kontrol ettikten sonra ellerim cebimde yürümeye başladım.

Yakındı evime atandığım lise, ki bu çok işime gelmişti açıkçası, o yüzden arabamı kullanmaya gerek duymamıştım.

Tam üst sokağa yönelmiştim ki, yolun kenarında kedilerle oynayan çocuğu gördüm. Oldukça mutlu görünüyordu, onun kadar mutlu olabilmek için nelerimi vermezdim diye düşündüm.

Aniden kedileri son kez sevip ayağa kalktı ve çantasını yerden alıp adımlamaya başladı benim gideceğim yere doğru. Oldukça ilgimi çekmişti, incelemeye başladım.

Açık kumral saçları, büyük ve şekilli gözleri, güzel bir vücudu vardı. Oldukça bakımlı ve hoş duruyordu.

Aniden ayağım bir şeye takıldı ve sendeledim. Metalin taşlarda çıkardığı rahatsız edici ses boş sokakta yankılanmıştı. Tam sesli bir şekilde küfür etmeye hazırlanırken az önceki çocuk arkasına dönmüş yanıma doğru geliyordu koşar adım.

Ondan önce kokusu gelmişti, muazzam bir çilek kokusu ciğerlerime çiçekler açtırmıştı saniyesinde. Nasıl bu kadar güzel kokabiliyor diye düşünürken birden irkildim ve yerdeki metal matarayı elime alıp ona uzattım. "Bu senin sanırım, özür dilerim görmemiştim." Çok içten kare bir gülümseme sunup aldı matarayı elimden.

"Sorun değil, çok teşekkürler efendim." dedi ve hello kitty'li pembe matarayı çantasından çıkardığı pembe ıslak mendille temizlemeye başladı. O sırada büyülenmiş bir şekilde çocuğu izlerken aklımdan istemsizce "Adın ne?" demek geçti ve sordum da, üzerindeki üniformaya ve çantasına bakacak olursak öğrenciydi. Yine aynı masum sırıtışla kafasını kaldırıp "Taehyung efendim, Kim Taehyung." dedi. Meraklı gözlerle bana bakmaya devam ediyordu, "Dalmışım kusura bakma, Jungkook ben de, Jeon Jungkook." dedim onunki gibi bir tebessümle.

"Tanıştığıma memnun oldum ama okula geç kalıyorum, yeniden teşekkürler,iyi günler" deyip tatlı bir ifadeyle el sallayıp hızla ilerlemeye başladı. Hala arkasından bakıyordum, umarım bir daha karşılaşabilirim bu çilek çocukla deyip, gülümseyerek hızlıca okula doğru yürümeye devam ettim.

STRAWBERRYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin